DİYARBAKIR (A.A) - Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi
(DEAH) Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Egemen Bıçakcı, Kronik Obstrüktif Akciğer
Hastalığının (KOAH) en büyük nedeninin sigara olduğunu söyledi.
Bıçakçı, KOAHın dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklardan biri
olduğunu belirterek, Hastalığı tetikleyen baş aktör ise sigaradır dedi.
KOAHta ölüm oranının AIDSteki kadar yüksek olduğunu belirten Bıçakçı, AIDS
nedeniyle her yıl 2 milyon 866 bin hasta ölürken KOAHtan ölen hasta sayısının
ise 2 milyon 672 bin kişi olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:
Şu an için en sık ölüme neden olan hastalıklar arasında 6ncı sırada olan
KOAHın, 2015-2020 yılları arasında 3üncü sıraya yükseleceği tahmin
edilmektedir. Hastalık kroniktir ve tedaviye rağmen ilerleyici bir karakteri
vardır. Hastalık sadece akciğerleri etkilemekle kalmayıp bitkinlik, yorgunluk,
duygu bozuklukları, uyku bozuklukları, mental problemler, iş gücü kaybı ve sosyal
yaşamda önemli kısıtlamalara neden oluyor. Hastalık başlangıçta sabahları
öksürük, balgam ve tükürme ile başlar. Öksürük, balgam ve tükürme, hastayı kısmen
rahatlatır. İlerleyen yıllarda bu şikayetlere nefes darlığı ve göğüste hırıltı
hissi eklenir. Nefes darlığı özellikle egzersizle birlikte hissedilir. Hasta efor
sarf ederken çabuk tükenir, nefesini yetiremediğinden şikayet eder. Şikayetlerin
şiddetlendiği aylarca sürebilen alevlenme dönemleri gelişir.
-Erken teşhisin önemi-
Bıçakçı, hastalığın çoğunlukla fark edilemediğini, tıbbi yardımın genellikle
aranmadığını belirterek, Hekim olarak pratikte gördüğümüz tıbbi yardımın, ancak
alevlenme dönemleri çok şiddetlendiğinde, birey nefes alamaz hale geldiğinde
arandığıdır ki bu dönemde hastalık çoktan ileri evrelere ulaşmış olur diye
konuştu.
İleri evrelerde hastalığı kontrol altına almanın güç olduğunu, söz konusu
dönemde hastanın da sabrının tükendiği, dayanma gücünün de azaldığını ifade eden
Bıçakçı, şöyle devam etti:
Bu şikayetlerin önemsenmemesi nedeniyle özellikle ülkemizde yeni tanı
konmuş hastaların büyük çoğunluğu ileri evrelerdeki hastalardır. Hastalık
ilerledikçe hastanın günlük aktiviteleri, çabuk tükenme, bitkinlik, nefes darlığı
ve uykusuzluk nedeniyle giderek kısıtlanır, sonunda oksijene ve yatağa bağımlı,
bakıma muhtaç hale gelir. Üstelik hasta giderek artan sıklıkta acil servise
başvurmak zorunda kalır ve hayati tehlikesi olduğundan hastaneye yatırılarak
tedavi edilmesi gerekir. Bu olaylar, hastanın ve yakınlarının sosyal yaşamlarını
son derece olumsuz yönde etkiler. KOAH hastalığında tedavinin püf noktası;
hastalığın erken teşhisi, sigaranın bırakılması, hava kirliliği ve kötü çalışma
koşulları gibi çevresel etkenlerden uzaklaşmak ve bir göğüs hastalıkları
uzmanının kontrolü ve takibinde olmaktır.
Muhabir: Meral Özdemir
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu