TRABZON (A.A) - Zafer Sel - Üsküdar Üniversitesi Şiddet ve Suçla
Mücadele ve Uygulama Merkezi (ŞİDAM) Müdürü Adem Solak, Çağımızın her türlü
sosyal problemine kültürümüzün temel değerleri korunarak çözümler üretebilmek,
ancak sosyolojiden, sosyologlardan yeterince istifade edebilmekle mümkün
olabilir dedi.
Solak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ŞİDAM ile Hayatboyu Eğitim ve
Şiddetle Mücadele Derneğince (HEGEM) şiddetin azaltılması ve suçun önlenmesinde
çok disiplinli çalışma anlayışı ve sosyolojinin, sosyologların giderek artan
önemi başlığı altında çalışma yapıldığını belirtti.
İnsan ve toplum bilimlerinin 21. yüzyılda giderek daha çok önem kazandığına
işaret eden Solak, şunları kaydetti:
20. yüzyıl bilim ve fen çağı idi. Ancak doğa bilimleri ve teknolojik
gelişmeler öyle öne çıktı ve kutsandı ki insan ve toplum sorunları büyük ölçüde
ihmal edildi, unutuldu. Fen alanında her durum, her birim, sebepleriyle,
süreçleriyle, sonuçlarıyla kılı kırk yararcasına ele alınırken sosyal olay ve
olgulara ancak günlük travmalar boyutunda bakılmakla yetinildi. Bu felsefe ve
duruş, çağdaş toplumların suç ve şiddet batağına saplanmalarına sebep oldu
Şiddet, suç, vandalizm, çocuk mağduriyeti, madde bağımlılığı, intihar gibi
konularda yaşanan sorunlara bakıldığında, toplum güvenliğinin ve geleceğinin
ciddi düzeyde tehdit altında olduğunun görüldüğünü savunan Solak, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
Özellikle aile ve çocuk hizmetleriyle ilgili temel görevi olan kurumlara,
kurumların donanım, strateji, politika, personel nicelik ve niteliklerine, başka
bir deyişle iş gücü yeterliliklerine baktığımızda durum hiç de iç açıcı değildir.
Küresel sürecin, medyanın, hızlı şehirleşmenin, göçün, eğitimden kaynaklanan
sorunların, dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal krizlerin aile
yapısı ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri her geçen gün artmaktadır.
-Ülkemizde bugüne kadar sosyologlara gereken önem verilmemiştir-
Bu nedenle şiddetin, suçun, mağduriyetin nedenlerini erken teşhis etmenin,
erken ve doğru teşhislere bağlı olarak etkin sosyal politikalar geliştirmenin
öneminin arttığını ifade eden Solak, Şiddetle, suçla, istismarla, mağduriyetle
ve benzer her çeşit sosyal sorunlarla ilgili sahadaki hizmetlerde psikologlara,
sosyal çalışmacılara, psikolojik danışma ve rehberlik elemanlarına,
programcılara, ölçme değerlendirmecilere, sosyologlara, felsefecilere, çocuk
gelişimcilerine, psikiyatrlara, eğitim bilimcilere ayrı ayrı ihtiyaç vardır
diye konuştu.
Solak, sosyolog çalıştırma yönünden Türkiyede aile ve çocukla ilgili
görevleri bulunan bakanlıklara bakıldığında durumun iç açıcı görünmediğini öne
sürerek, Sosyoloji mezunları, lisans sonrası geliştirme eğitimleri yoluyla
ihtiyaç duyulan hizmetler için sektörlere kaliteli elemanlar olarak
kazandırılabilir. Ülkemizde bugüne kadar sosyologlara gereken önem verilmemiştir.
Geçen onlarca yıl sürecinde, aynı sorunlarla ilgili ülkenin her yanında hep aynı
tedbirler, çareler öngörülmüş, ülkemizde yaşanan hızlı sosyal değişimin ve bunun
getirdiği sosyal zorlanmaların, sorunların karşısında bir yılgınlık, çaresizlik
kültürü ortaya çıkmıştır dedi.
-Sosyologların hızla istihdam edilmesi ülke menfaatleri açısından büyük
önem taşımaktadır-
Solak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kurulmasının gerçekten umut
verici olduğunu belirterek, şunları söyledi:
Günümüz dünyasında, sosyal problemlerin tamamen çözüldüğü sorunsuz bir
toplum mümkün değildir. Hızlı seyreden sosyal değişmeler, sosyal kesimlerin,
sosyal grupların, ailelerin ve bireylerin yeni sorunlarla karşılaşmasına yol
açıyor. Buna karşı yeni bakanlığın, yeni anlayışlar getirerek sosyal sorunlarla
ilgili hizmetlere sosyologları daha fazla dahil etmesi beklenen ve arzulanan bir
durumdur. Bütün sosyal sektörleri ilgilendiren onca probleme karşı sadece bu yeni
bakanlıkta değil, tüm bakanlıklarda, ilgili kurum ve kuruluşlarda da
sosyologların hızla istihdam edilmesi, ülke menfaatleri açısından büyük önem
taşımaktadır.
Çağımızın her türlü sosyal problemlerine, kültürümüzün temel değerleri
korunarak çözümler üretebilmek, ancak sosyolojiden, sosyologlardan yeterince
istifade edebilmekle mümkün olabilir. Bu anlayışa bağlı olarak ortaya konacak
uygulamalar, sosyal olaylara yönelik esnek çözümler geliştirilmesini sağlayacak,
ihtiyacımız olan sosyal bütünleşmemizi, dayanışmamızı güçlendirecek, geleceğe
daha da güvenle bakan bir toplum oluşturmamıza katkıda bulunacaktır.
Yayıncı: Hüseyin Likoğlu