BALIKESİR (A.A) - Zafer Akpınar - Türkiyenin dünya üretiminde
Polonya, Rusya ve ABDyi geçerek ilk sırada yer aldığı vişnenin, yapılan
araştırmalarla, kalp ve damar rahatsızlıkları ile kanser gibi birçok hastalığa
karşı iyi geldiği ortaya konuldu. Küçük kırmızı ikizler olarak nitelendirilen
vişne, yaban mersininin tahtını zorluyor.
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri Ebru Akdağ, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiyenin dünya vişne üretiminde ilk sırada yer
aldığını belirterek, Türkiyeyi Polonya, Rusya ve ABDnin izlediğini söyledi.
Bu kadar üretime rağmen ihracat potansiyelinin yeterince kullanılamadığını
dile getiren Akdağ, Hatta bazı dönemlerde, durum elimizdeki bu fırsatı
değerlendirememekten daha da kötüye doğru ilerliyor. Fiyatların düşük seyrettiği
dönemlerde, meyve suyu sektörü olarak destek olmaya çalışsak da kazanç elde
edemeyen üreticilerin çaresizliğe sürüklendiğini ve vişne ağaçları söktüklerine
üzülerek tanık olduk dedi.
Birçok kaynakta vişnenin muhtemel anavatanı olarak Hazar Denizi ile Kuzey
Anadolu dağları arasında kalan bölgenin kabul edildiğini anlatan Akdağ, şöyle
devam etti:
Vişnenin botanikteki Latince adı olan P. Cerasus, bugünkü Giresunun eski
adı olan Kerasustan gelmektedir. Vişne, ülkemiz meyve suyu pazarında şeftalinin
ardından en çok tüketilen tatlarda ikinci sırada yer alıyor. Ekşiliği nedeniyle
yüzde 100 meyve suyu olarak tüketimi uygun olmayan vişne, tat dengesinin
sağlanabilmesi için genellikle meyve nektarı olarak pazara sunuluyor. Ancak son
yıllarda iyice su yüzüne çıkan sağlık trendinin de etkisiyle yüzde 100 meyve
suyuna olan ilgideki artış sonucunda, meyve suyu sektöründeki üreticiler vişneyi
nektar olarak tüketicilere sunmanın yanı sıra elma, üzüm gibi başka meyvelerle
karıştırarak vişnesi baskın olan ikili yüzde 100 meyve suyu karışımları
üretiyorlar. Ayrıca kırmızı meyvelere olan ilgi, vişnenin de yer aldığı çoklu
meyve karışımlarının artmasını sağlıyor.
Sağlıklı beslenme trendinin etkisiyle yüzde 100 meyve sularına olan ilginin
Avrupa ve ABD başta olmak üzere tüm dünyada arttığına dikkati çeken Akdağ, Gıda
ürünlerinde tüketim ve dolayısıyla ihracatı tetikleyen etkenlerin başında ürünün
sağlıksal özelliği geliyor. Bilimsel araştırmaların işaret ettiği sağlık etkileri
nedeniyle, kırmızı meyve ve suları da bu ilginin odağı konumunda. Yapılan
araştırmalar kırmızı meyvelerden vişnenin üstün özelliklerine dikkati çekiyor
diye konuştu.
-Her derde deva vişne-
Son yıllarda yapılan araştırmaların, küçük kırmızı ikizler olarak
nitelendirilen bu süper meyvelerin, kalp ve damar rahatsızlıkları ile kanser gibi
birçok hastalığa karşı iyi geldiğini ortaya koyduğunu dile getiren Ebru Akdağ,
şunları kaydetti:
Diyabet ve iltihaplanmalara karşı koruma potansiyeli gibi birçok sağlık
faydası bulunuyor. Vişnenin, kilo kontrolü ve uyku düzeninin sağlanmasına da
destek olduğu biliniyor. Mişigan Üniversitesinde yapılan araştırmalar sonucunda
içeriğinde bulunan antosiyaninler ve başlıca flavanoid olan siyanidin sayesinde
vişnenin kolon kanser riskini azaltıcı özelliği ortaya konuldu. Vişnede yüksek
miktarda bulunan peril alkolün kanser üzerindeki olumlu etkiler oluşturduğuna
yönelik araştırmalar sürüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda peril
alkolün, küçük göğüs kanseri vakalarının yüzde 81inin, gelişmiş göğüs kanserinin
ise yüzde 75e kadarının azalmasına etki edebileceği sonucuna varıldı. Diğer
araştırmalarda ise prostat, akciğer, karaciğer ve deri kanserlerinin riskini
azaltıcı etkisi olabileceği de belirlendi.
Akdağ, sayılamayacak kadar faydası bulunan küçük kırmızı ikizlerin,
yüksek sağlık potansiyeliyle daha fazla tanınmayı beklediğini ifade ederek,
Yapılan birçok araştırma bu kırmızı meyvelerin şaşırtıcı sağlık faydalarını
işaret etmekte, ancak bunlar yeterince bilinmediği için vişne, sağlığın gizli
kahraman olarak hak ettiği ilgiyi kazanacağı parlak günleri beklemektedir dedi.
-Sanayi meyvesi vişne-
Dünya genelinde sağlığa faydasıyla daha fazla tanınan ve tüketilen, yaban
mersininin tahtını sallayan vişnenin, Türkiye için stratejik bir ürün olduğunu
vurgulayan Akdağ, şöyle devam etti:
Meyve suyu üreticileri, çiftçilerden, vişne suyu konsantresi için oluşan
uluslararası fiyatlarla rekabet edebileceği düzeydeki fiyatlara ürün almaya
çalıştığında ise vişne üreticisi zor durumda kalıyor. Özellikle 2009dan itibaren
3 yıllık dönemde, dünya vişne suyu konsantresi fiyatlarındaki düşüşten etkilenen
meyve suyu sektörü, yine de Türkiyenin stratejik meyvesi olan vişnenin
üretiminin durmaması için ellerindeki stoklara rağmen, çiftçilere destek olmak
adına alımlarına devam etti. Ancak oluşan fiyatlar, ne çiftçiyi ne de meyve suyu
üreticilerini mutlu edecek düzeye gelemedi. Bu da korkulan senaryoya doğru
yönelinmesine, yani ülkemizin bir değeri olan vişne ağaçlarının sökülmeye
başlamasına yol açtı. Vişne elbette sadece meyve suyu sektöründe
değerlendirilmiyor. Ülkemizdeki vişne rekoltesinin kullanımı incelendiğinde,
meyve suyu üreticilerine ek olarak konserveciler, reçelciler ve şoklamacıları da
göz önünde bulundurursak, üretilen vişnenin yaklaşık yüzde 80i sanayide
değerlendiriliyor. Bir diğer değişle, tam bir sanayi meyvesi olan vişne, önemli
bir katma değer yaratıyor.
Akdağ, vişne suyu konsantresi ihracatının önünü açacak ve dolayısıyla
çiftçilerin üretimine destek olacak çözüm önerisinin, devletin sağlayacağı
toplama primi desteği olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Ülkemizde vişne toplama maliyetinin çok yüksek olması, düşük fiyatların
oluştuğu dönemlerde, ürünlerin toplanamamasına ve dolayısıyla büyük bir ekonomik
israfa yol açıyor. Uluslararası rekabette oluşan baskılar sonucunda bazı
dönemlerde vişne için geçerli olan kilogram alım fiyatı 0.50 lira olabiliyor. Bu
bedelin ise ortalama 0.30-0.40 lirası doğrudan doğruya toplama işçiliği için
ödeniyor. Bu durumda müstahsile (üreticiye) kalan sadece 0.10-0.20 lira oluyor
ki, üretici eline geçen bu tutardan her türlü zirai üretim masraflarını da
karşılamak zorunda. Dış pazardaki, Polonya ve Sırbistan rekabetinin yarattığı
baskı nedeniyle sanayicinin daha yüksek fiyat vermesi mümkün olamayabiliyor. İşte
bu noktada müstahsili desteklemek için önerdiğimiz toplama (hasat) yardımı hayati
önem arz ediyor.
MEYED olarak, özellikle son dönemde, uluslararası kongrelerde vişnenin
sağlık değeriyle ilgili bilimsel tebliğler sunduklarını dile getiren Akdağ,
Ancak istenilen noktaya gelinebilmesi için bu ve benzeri tanıtım çalışmalarının
devlet ve özel sektör desteğiyle artırılması gerekiyor. Vişne, üretim
koşullarının kolaylığı nedeniyle çok miktarda üretilebilmesi, verimi ve renk-tat
dengesi bakımından da çok üstün. Bu da net olarak gösteriyor ki, vişneyi dünya
çapında bir star yapmamak için hiçbir neden yok diye konuştu.
Yayıncı: Ahmet Ekici