İZMİR (A.A) - Emre Umurbilir - Hava Harp Okulunu bitirip uçuş
eğitimlerini İzmirin Çiğli ilçesindeki 2nci Ana Jet Üs Komutanlığında alan
"kadın savaş pilotu" adayları Sabiha Gökçenin izinde ilerliyor.
Hava Harp Okulu mezunu teğmenlerden uçmaya elverişli olduğu tespit
edilenler, 2nci Ana Jet Üs Komutanlığında zorlu eğitimden geçip, pilot brövesi
takmaya hak kazanıyor.
Başlangıç ve temel uçuş eğitimlerini sırasıyla SF-260D ve KT-1T uçaklarıyla
alan teğmenler, kendi istekleri ve uçuşlardaki başarıları ve ihtiyaçlar
doğrultusunda, uçuşun son halkaları tekamül jet, ulaştırma ve helikopter
eğitimleri için Hava Kuvvetleri Komutanlığının verdiği kontenjan dahilinde
derecelendirilerek ayrılıyor.
Üste eğitim alanlar arasında yer alan "kadın savaş pilotu" adayları saatte
500-700 kilometre hızla sürekli değişen sürat, yükseklik ve yer çekiminin
yaklaşık 3 katı kuvvet altında manevra yapmak zorunda bulundukları yan yana uçan
iki uçağın kontrol edildiği kol uçuş safhası gibi zorlu eğitimleri, erkek
meslektaşlarıyla beraber başarıyla geçmeye çalışıyor.
Her yıl 80-100 civarı "genç kartal"ın pilot brövesi takmaya hak kazandığı
üste, Sabiha Gökçenin izinden ilerleyen 5 kadın savaş pilotu bulunuyor.
Sabiha Gökçeni örnek alan Teğmen Esma Batur, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, pilotluk mesleğini seçmesindeki en büyük etkenin çocukluk hayalleri
olduğunu söyledi.
"Kendimi bildim bileli, gökyüzünde arkalarında uzun bir iz bırakan uçaklar
beni hep etkilemiştir" diyen Batur, şöyle devam etti:
"Pilot olma yönündeki arzum hiçbir zaman azalmadı, aksine daha da artarak
devam etti. Çevremden ve ailemden bu yönde bir baskı görmedim. Zaman zaman endişe
duymalarına rağmen bana destek oldular. Lise yıllarında Hava Harp Okuluna girmek
için kararlıydım. Öncelikle bir havacı olmak ve daha da önemlisi pilot olmak için
Hava Harp okulunu tercih ettim."
-"Hayali F-4 pilotluğu"
Teğmen Batur, pilot brövesi takmaya hak kazandıktan sonra F-4 Phantom savaş
uçağının pilotu olmak istediğini dile getirip, "Ses üstü süratlerde uçabilen bir
jet uçağı olması, korkutucu heybetli görünümü beni her zaman etkilemiştir. F-16
uçağı da yüksek teknoloji ürünü yüksek performanslı bir uçak fakat benim gözümde
havacılıkta bir efsane haline gelmiş F-4 uçağı birçok yönden kendini ispatlamış
ve üstünlüğünü kanıtlamış bir uçaktır" diye konuştu.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün havacılığa verdiği önemin en büyük
göstergesi manevi kızı Sabiha Gökçeni kadın pilot olarak kendilerine çok yakın
hissettiklerini ifade eden Batur, ayrıca Türk havacılığının ilk pilotları Mehmet
Fesa Bey ve Yusuf Kenan Bey ile Türk havacılığına verdiği eşsiz katkılarla Vecihi
Hürkuşu da kendilerine örnek aldıklarını kaydetti.
-"Türk kadınının neler yapabileceğini göstermiştir"-
Esma Batur, dünyada havacılığın yeni gelişmeye başladığı dönemlerde kısıtlı
koşullar altında yüreğindeki havacılık aşkını cesaretiyle birleştirerek ilk Türk
kadın savaş pilotu unvanını alan Sabiha Gökçenin, bir Türk kadınının hangi
şartlar altında olursa olsun neler yapabileceğini gösterdiğini vurguladı.
Gökçenin yaşadığı dönemde, Türk kadınının toplum içindeki hak ettiği yeri
daha elde edemediğini ve geri planda kalmaktan kurtulamadığını anlatan Batur,
"Böyle bir dönemde Sabiha Gökçen, birçok erkeğin yapamayacağı bir şeyi başararak,
kadının gücünü bütün cihana göstermiştir. Biz de şimdiki imkan ve kabiliyetlerle
Sabiha Gökçenin ışığında, bir savaş pilotu olarak nice görevler icra etmek için
elimizden geleni yapacağız" diye konuştu.
Batur, yakınlarının pilotluk kararı almasıyla ilgiliyse şunları söyledi:
"Bir subay olarak vatana hizmet etmemizden gurur duyuyorlar. Eğer eğitimi
başarıyla tamamlarsak, pilot olduğumuzda bu duyguların katlanarak artacağından
eminim. Fakat bunun yanında duydukları endişeyi de her fırsatta hissettiriyorlar.
Onlara her ne kadar uçuş ve yer emniyetinden bahsetsem de onlar bu işi, oldukça
tehlikeli ve riskli bir iş olarak görüyorlar. Ama aslında limitlere ve kurallara
uyulduğu takdirde, havacılık en güvenli mesleklerden biridir."
Yayıncı: Mehmet Güldaş