BURSA (A.A) - Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak,
Her ne kadar Abdullah Öcalan için terörün başı, 30 bin insanın katili deniyorsa
da, öyle olsa bile şu an Abdullah Öcalan, terörü kontrol edecek güçte değildir
dedi.
Kamalak, Bursanın İnegöl ilçesindeki bir köftecide gazetecilere yaptığı
açıklamada, İmralı ile görüşmelerin terörü sonlandıracağına asla inanmadıklarını
söyledi.
Her ne kadar Abdullah Öcalan için terörün başı, 30 bin insanın katili
deniyorsa da, öyle olsa bile şu an Abdullah Öcalan, terörü kontrol edecek güçte
değildir görüşünü ileten Kamalak, Hele hele durdurma imkanına asla sahip
değildir. Kanaatimiz odur ki, o görüşmeler terörü daha da hızlandırır, daha da
azdırır. Çünkü böylece terör resmi bir nitelik kazanıyor. Devletle pazarlık
görüşme imkanını elde etmiş oluyor. Bu görüşmelerin en önemli sonucu budur. Terör
örgütü bir bakıma hukuki olmasa bile meşrutiyet kazanıyor diye konuştu.
Kamalak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın yeni Anayasa konusunda uzlaşı
olmaması durumda tek başına hareket edeceklerini açıklamasına ilişkin bir soruya,
Sizden ricam Saadeti takip edin. Bakın iki sene önce biz Suriye konusunda,
Türkiye adım adım iç savaşa sürükleniyor, bu oyunu bozmamız lazım. Türkiye
savaşa girecek olursa bölünür. Terör hızlanır dedik. O zaman Saadet Partisini
komplo teorisi üretmekle suçladılar. Bizi suçlayanlar, bugün Türkiyenin
sınırlarına Patriot füzeleri getirmiş durumdalar. Eller tetikte. Ancak, ne
yazıkki tetikte olan el bizim elimiz değil yorumunu yaptı.
Kamalak, BDPli bazı milletvekilleri ile terör örgütü mensuplarının sarmaş
dolaş olduklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
Tayyip bey yağdı gürledi, esti fırtınalar kopardı. Biz gereğini
yapacağız, elbette meclis gereğini yapacak dedi. Biz o zaman, siz bu
söylentilere bakmayın dedik. Tayyip bey, onların bu durumuna dokunamaz. Çünkü
onlarla birlikte anayasa yapacaktır. Şu an o noktaya geldik. Yani daha önce
söylediklerimiz bugün bir bir ortaya çıkıyor. Anayasa konusunda, Tayyip bey
anlaşabilir, ama halk müsaade eder mi- Onu bilemiyorum. Her şeyden önce kendi
partisi içerisindeki bir kısım milletvekilleri buna onay verir mi- Bütün bunların
karşısında soru işaretleri var. Ama BDP ile yapılacak bir anlaşma şüphesiz ki
büyük pazarlıkların sonucu olacaktır. O pazarlıklardan da hayır geleceğini
sanmıyorum.
Muhabir: Şaban Kılıçcı / Halil İbrahim Başer
Yayıncı: Erdem Gültekin