TRABZON (A.A) - Meltem Yılmaz - Doğu Karadeniz İhracatçılar
Birliği (DKİB) ile Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) işbirliğinde Rusya
Federasyonuna hitap edecek doğal bitkisel karışımlı çay ürünleri ile ambalajı ön
plana çıkarılan ürünlerin geliştirileceği bildirildi.
DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, son yıllarda dünyadaki ihracat rakamlarına bakıldığında çay
üretiminin yaklaşık 235 bin ton düzeylerinde olduğunu belirterek, Türkiyenin
2012 yılında, miktar bazında 3 bin 283 ton, değer bazında ise 12.1 milyon
dolarlık çay ihracatı gerçekleştirdiğini söyledi.
Türkiyenin çay üretiminin, diğer üretici ülkelerle kıyaslandığında çok
düşük seviyede kaldığını ifade eden Gürdoğan, şöyle devam etti:
İhracat rakamlarımızdaki yetersizlik yanında çaydan yeni ürünler
geliştirilmiyor. Özellikle dünyada artan sağlık bilincinin de etkisiyle gittikçe
büyük talep görmeye başlayan yeşil çay dahi istenilen miktarda üretilmiyor. Bu
konuda hiç bir çay üretimi olmamasına rağmen dünya çay pazarında önemli aktörler
haline gelen İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa ve Hollanda gibi
ülkeler, yeşil çay ve alternatif ürünler konusunda ön plana çıkmış ve dünya
ticaretinde söz sahibi olmuştur. Bu ülkeler dünyadan dökme çayı alıp kendileri
işleyip, alternatif ve albenisi yüksek ürünlerde dünya ticaretinden önemli
oranlarda pay almaktadır.
Gürdoğan, çayda dünya ihracatının yaklaşık yüzde 90ından fazlasının Sri
Lanka, Kenya, Çin, Hindistan, Endonezya, Vietnam ve Malawi gibi üretici ülkeler
tarafından gerçekleştirildiğini kaydederek, Dünya üretiminde ilk 5 arasında yer
alan ülkemiz ise aynı kulvardaki diğer ülkelerin aksine dünya ticaretinden
üretimi ölçeğinde pay alamamaktadır. Diğer tarafta dünya ticaretine baktığımızda
ihracatta önde gelen ülkelerin çayı, daha çok doğal ve yeşil çay olarak dünya
piyasalarına sundukları, modern teknikler yanında makine kullanmadan tamamen
doğal şartlar altında ürettikleri ürünlere dahi pazar buldukları görülmektedir.
Biz de bunun için DKİB ve KTÜ işbirliğinde Rusya Federasyonuna hitap edecek
doğal bitkisel karışımlı çay ürünleri ile ambalaj albenisi olan ve ambalajı
önplana çıkarılan ürünler geliştireceğiz dedi.
Dünyadaki çay ihracatına bakılarak bundan önemli bir fikir birliği
çıkartılması gerektiğini vurgulayan Gürdoğan, şunları kaydetti:
Çayın üretim avantajına sahip olmak artık tek başına bir güç ve potansiyel
olarak görülmemeli, tüketici tercihlerine göre ürünün sunum, pazarlama, tanıtım
ve tutundurma faaliyetlerinin çeşitliliğine gidilmelidir. Elbette çay
ihracatımızın tek merkezli politika ve çalışmalarla artırılmayacağı her kesimin
malumudur. Bunun için de bu çalışmalar yanında çayın bölge ekonomisinin olmazsa
olmaz değerleri arasında yer aldığının bilinciyle bütün kesimler tarafından çayın
üretiminden tüketimine kadar bütün aşamalarında çalışmalar yapılmalıdır. Çay ekim
alanlarındaki birim başına verimin artırılması, yöreye uygun türlerin tescil
edilmesi, üretim ve hasat yöntemlerinde modern tekniklerin geliştirilmesi, taşıma
ve ürün üretim süreçlerinde dünya hijyen kurallarına titizlikle riayet edilmesi,
çaydan kimyasal türevlerin üretilmesi, farklı içecek türlerinde ve gıda katkı
maddelerinin üretilmesi, yan ürünlerin değerlendirilmesi bu çalışmaların önemli
kısımlarını oluşturmaktadır.
-Türk çayında, dünya piyasasında söz sahibi ülke konumuna gelmemiz zor
değil-
Gürdoğan, Türk çayının dünya pazarında büyük rağbet göreceğine inandıklarına
dikkati çekerek, Türk çayının dünya pazarlarındaki ihracat potansiyelini
harekete geçirip çay sektörünün gerçek değerine erişmesini sağlamalıyız. Bunun
için her şeyden önce gerek üretici, gerek sanayici olarak üretim ve pazarlama
politikamızı dünya gerçeklerine göre uyarlamamız ve pazarlamayı da dünya
gerçekleri ve tüketici tercihleri doğrultusunda şekillendirmemiz gerekmektedir
diye konuştu.
Ürün çeşitliliğine gidilmesi ve modern bir pazarlama anlayışına geçiş için
farkındalık oluşturma faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiğini belirten
Gürdoğan, Günümüzde yaş çay üretimi olmadığı halde dünya ticaretinde söz sahibi
ülke olan İngiltere örneğinde olduğu gibi etkili bir uluslararası pazarlama
stratejisi izlememiz halinde, üretici ülke olmamızın da sunacağı avantajlarla
dünya piyasalarında söz sahibi ülke haline gelmemiz hiç de zor olmayacaktır
dedi.
Yayıncı: Hüseyin Likoğlu