DİYARBAKIR (A.A) - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bu
cenazelerin önünde bunu haykırıyoruz. Evlatlar ölmesin artık. Bu kanı
durdurabiliriz, konuşarak tartışarak sorunlarımızı çözebiliriz dedi.
Fransanın başkenti Pariste öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla
Söylemez için Batıkent Meydanında tören düzenlendi. Cansız, Doğan ve Söylemezin
cenazeleri, tören alanında hazırlanan platforma yerleştirildi. Platformun
etrafında sadece kadınların kalması istendi. Bir grup kadın cenazelerin etrafında
çember oluşturdu. Bu sırada tabutların üzerine karanfiller atıldı ve konuşmalar
sırasında güvercinler uçuruldu.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, sözlerin
kifayetsiz kaldığı günlerden geçtiklerini ifade ederek, iş ve pratik yapma zamanı
olduğunu söyledi.
Mücadelelerinin bir hak mücadelesi olduğunu, bu mücadelenin kendileri ile
var olmadığını ve kendileriyle de bitmeyeceğini savunan Demirtaş, Bu mücadele
işte önümüzde duran bu üç yiğit Kürt kadını gibi direnenlerle var oldu. Eğer
özgürlüğe gideceksek, bu ülkeye onurlu bir barış gelecekse işte böyle onlar gibi
yaşayarak, onlar gibi an be an, saniye saniye devrimci gibi yaşayarak ve
gerekirse onlar gibi devrimci olarak ölerek bu ülkeye barışı, onurlu bir geleceği
getireceğiz. Biz maalesef ki ilk defa böyle bir acıya tanıklık eden bir halk
değiliz. diye konuştu.
-Artık, barış zamanıdır diyoruz-
Demirtaş, Sakine Cansızın, Leyla Söylemezin ve Fidan Doğanın ailelerinin
intikam yemini etmediklerini, Bizim evlatlarımız öldü başka anaların yüreği
yanmasın dediklerini ifade ederek, şöyle dedi:
Tarihin bu en kritik dönemlerinden, geleceğimizin, vatanımızın ve
halkımızın geleceğinin belirlendiği, kaderimizin yeniden çizildiği günlerde eğer
biz değerlerimize layık olmak istiyorsak yapacağımız şey sabırlı, akıllı ve cesur
olmaktır. Hiçbiri tek başına bir işe yaramaz. Aynı anda hem sabırlı, hem akıllı,
hem de cesur olacağız.
Demirtaş, onurlu bir diyalog ve müzakereden geri durmadıklarını ifade
ederek, Bu halk İmralıda sayın Öcalanın yürüttüğü görüşmelerin arkasındadır.
Bu meydan bunun fotoğrafı, bunun sesi, bunun tanıklığıdır. Artık, barış
zamanıdır diyoruz. Cenazelerin önünde bunu haykırıyoruz. Evlatlar ölmesin artık.
Bu kanı durdurabiliriz, konuşarak tartışarak sorunlarımızı çözebiliriz. Yıllardır
tekrarladığımız bu düşüncenin bu duyguların arkasında milyonlar vardır dedi
-Bu fırsatı artık kaçırmayalım-
Demirtaş, barış isteyen halkı en büyük güvence olarak gördüklerini, Kürt
halkının barış iradesini bu güvence ile ortaya koyduğunu ifade ederek, (Bu
topraklar artık kana doydu, bu topraklarda artık çiçekler açsın, bu topraklara
artık genç bedenleri değil, bu topraklara artık savaş zihniyetini gömelim)
diyorsanız biz hazırız dedi.
Öfkenin, kinin değil, barış dilinin hakim olması isteniyorsa aynı
hassasiyetleri Kürt halkının bütün değerlerine karşı da beklediklerini belirten
Demirtaş, (Hem savaşırım, hem barışırım) olmaz. Eğer barış istiyorsanız,
savaştan daha cesur olmak zorundasınız. Barış cesaret, yürek işidir. Bu halk
cesurdur o nedenle barışa hazırdır. Siz cesursanız hodri meydan. İşte barış
meydanı böyle olur. Cenazelerinin önünde böylesine özgürlüğe, onurlu barışa
susamış bir halktan daha büyük bir güç yoktur. Bu fırsatı artık kaçırmayalım. Biz
sayın Öcalanın ortaya koyduğu, koyacağı çözüm yolunun da, iradesinin de
arkasında olduğumuzu buradan bir kez daha ilan ediyoruz.
-Hep barış mesajı verdik-
Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk de Kürtçe başladığı konuşmasına
Türkçe olarak devam etti. Türk, bu ülkede halkların kardeşliğini, özgür geleceği
hep savunduklarını, barış ve halkların kardeşliğini istediklerini söyledi.
Kürk halkı onursuz bir yaşamı asla kabul etmeyecektir. Bunun çok iyi
bilinmesi lazım. Barış talebimizi dilimizden düşürmedik. Hep barış mesajı verdik.
Bugün de çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Yeniden diyalogların oluşturulduğu
bir dönemdir diyen Türk, herkesin büyük bir hassasiyet beklediğini, katliam
sonucu 3 kişiyi kaybetmelerine rağmen bugün barışı ve halkların kardeşliğini esas
alan yaklaşımı halkın gösterdiğini vurguladı.
-Diğer konuşmalar-
Törende konuşanlardan Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da gözyaşları
içinde kalabalığa seslenerek üzüntüsünü dile getirdi.
Tuğluk, kurşunun özgürlük isteyen tüm kadınlara sıkıldığını savunarak, Bu
katliam barışa sıkılmıştır. İmralıda yapılan görüşmelere sıkılmıştır. Barış
dinamitlenmek istenmiştir. Mücadelemiz, özgürlüğümüzü kazanana kadar, hangi
bedeli ödememiz gerekirse gereksin sonuna kadar devam edecektir. Bu topraklarda
özgür yaşayıncaya kadar dedi.
Öte yandan ölenlerin yakınları da platforma çıkarılarak törene katılanları
selamladılar. Sakine Cansızın babası İsmail Cansız yaptığı kısa konuşmada,
Onlar barışı istediler. Hainler onları vurdular. Fakat biz bu barışı
sürdüreceğiz. Bu barış hem Türkleri hem de Kürtleri kurtarır. Biz barışın
devamını isteyeceğiz. Sizlerden de ricam budur. Barış güzel şeydir. Savaşa lanet
olsun, bunu Türkler de bilsinler. Savaş kötüdür. Hepinizi saygıyla sevgiyle
selamlıyorum. Bu üç gencimiz de cennete nurlar içinde olsun diye konuştu.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile BDP İl Başkanı
Zübeyde Zümrüt ise konuşmalarını Kürtçe olarak yaptı.
Törenin ardından cenazeler tekrar kadınların omuzlarında cenaze arabalarına
konularak memleketlerine gönderildi.
-Notlar-
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekipleri, cenaze töreninin yapıldığı meydan ve
cenazenin taşındığı güzergah boyunca uzaktan güvenlik önlemleri aldığı dikkati
çekti.
Konuşmalar sırasında güvercinlerin uçurulduğu törende, kalabalığın
çoğunluğunun siyah kıyafet giyinip beyaz kaşkol taktığı, ellerinde ölen kişilerin
fotoğrafları dışında, Hepimiz Sakineyiz, Hepimiz Fidanız, Hepimiz
Leylayız yazılı pankartlar taşıdığı görüldü.
Törenin yapıldığı Batıkent Meydanında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile
ilçe belediyelerine ait 3 cenaze aracı ile ambulanslar hazır bekletildi.
Töreni çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci de izledi.
Öte yandan, BDPye ait otobüsten kalabalığa zaman zaman sağduyu olmaları ve
törene uygun şekilde dağılmaları yönünde çağrı yapıldı.
Bu arada Demirtaş konuşmasını sürdürerken, gazeteci Mehmet Ali Birandın
yaşamını yitirdiğini öğrendiğini ifade ederek, baş sağlığı dileğinde bulundu.
Daha sonra yapılan anonsta ise Birandın yoğun bakımda olduğu duyuruldu.
Muhabir: Meral Özdemir-Sema Kaplan/İrfan Cemiloğlu
Yayıncı: Osman Kurt