DİYARBAKIR (A.A) - Sema Kaplan - Sur Belediye Başkanı Abdullah
Demirbaş, Fransanın başkenti Pariste, terör örgütü PKKya yakınlığıyla bilinen
Kürdistan Enformasyon Bürosunda 3 kadının öldürülmesi olayına ilişkin, Bir
oğlum dağda, diğer oğlum askere gitmeye hazırlanıyor. Bu tür saldırılara rağmen
evlatlarımıza kavuşmak için sürecin kararlılıkla sürdürülmesi gerekir dedi.
Merkez Sur ilçesi Belediye Başkanı Demirbaş, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, her barış adımlarını geliştiği süreçlerde bu tür sıkıntılar
yaşandığını belirterek, bir takım karanlık güçlerin Fransada 3 Kürt kadını infaz
etmesinin bu anlamıyla çok önemli olduğunu söyledi.
Demirbaş, Pariste 3 kadının infaz edildiğine dikkati çekerek, Bu saldırı
ile barış istemeyen güçler, biz hala devredeyiz. Bize rağmen barış yapamazsınız
diyor. Barış isteyenlerin de aslında kararlı olup olmayacağının bir sınavadır bu.
Bu nedenle eğer barış isteniyorsa bu tür suikastlere bu tür engelleyici çabalara
rağmen inatla, ısrarla ve kararlılıkla yürümek gerekiyor. Ama bundan önce bu tür
olaylara herkesin kınayıcı ve ret edici bir yaklaşık göstermesi lazım.
Faillerinin de mutlaka açığa çıkarılması gerekir ki failler açığa çıkınca yapmak
isteyenler de açığa çıksın dedi.
-Bu barışa yönelik çabalara bir saldırıdır-
Demirbaş, Sakine Cansız dışında öldürülen Leyla Söylemez ve Fidan Doğanı
tanıdığını, yurt dışına çıktığında ve özellikle Parise gittiğinde birlikte
çalıştıklarını anlatarak, yapılan saldırıyı kınadığını söyledi.
Bu barışa yönelik çabalara bir saldırıdır ve provokatiftir diyen
Demirbaş, Herkesin saldırıyı kınayıcı ve ret edici bir yaklaşım göstermesi
gerekir. Bu barışa yönelik çabalara bir saldırıdır ve provokatiftir. Bir oğlum
dağda, diğer oğlum askere gitmeye hazırlanıyor. Bu tür saldırılara rağmen
evlatlarımıza kavuşmak için sürecin kararlılıkla sürdürülmesi gerekir. Çok defa
umutlarımız yeşerdi ama umutlarımız hep kırıldı. Biz şimdi temkinli bir umuda
sahibiz. Umarım somut, inatla, kararlılıkla geliştirilecek çabalar bu temkinli
umudumuzu pozitif umuda yeşertecektir. Ama barış istemeyenlerin de devrede
olabileceği konusunda uyanık ve ayık olmak gerekiyor. Biz uyanık olursak barış
istemeyenler bırakıp gitmek zorunda kalırlar ve biz o zaman barışı tesis ederiz.
Herkesi bu anlamıyla duyarlı olmaya, uyanık olmaya davet ediyorum diye konuştu.
-Evlatlarımıza kavuşabilmenin umudunu yaşıyoruz-
Belki bu ve bunun dışında başka bir takım provokatif eylemler de
gelişecek diyen Demirbaş, önemli olan konunun barışa karar vermiş olan tüm
tarafların bu konuda kararlılığını devam ettirmesi olduğunu belirtti.
Demirbaş, bu gelişmelerden rahatsızlık duyanların olabileceğini vurgulayarak
şöyle dedi:
Onurlu barışa olan umudum artıyor. Bütün sıkıntılara rağmen, bu
saldırıları bozma girişimlerini aslında olumlu çabalarımızın bir engelleyicisi
olarak görüp umutlanıyorum, demek ki; iyi şeyler yapıyoruz ki bundan rahatsız
olanlar var. Bu nedenle evlatlarımıza kavuşabilmenini umudunu yaşıyoruz. Hepimiz
bu ülkede onurlu bir barışı tesis edebilmenin çabası içinde olmalıyız. Bir empati
kültürü geliştirerek bugün evladı dağda olan anne babaların evladına olan özlemi
ile evladı askerde olan anne babaların özlemlerini buluşturmak gerekiyor. Bu işin
acısını ve yükünü çeken kadınlar gerçekleştirecektir barışı. Bu anlamıyla
kadınların infaz edilmesinin de başka bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Bu barışı
tesis edecek olanların kadın olduğunu düşünüyorum. Bu temelde yüreğimiz gerçekten
parça parça. Evet evlatlarımız dağda, evlatlarımız askerde, cezaevlerinde,
öyleyse bu evlatlarımızın parçalanmış yüreğini bir araya getirmek de bizim
çabamız olmalı. Bu temelde biz şunu net söylemek zorundayız; geleceğimizi
kaybetmektense koltuklarımızı kaybedelim. Hiç bir şey barıştan ve özgürlükten
daha değerli değildir. Bugün bütün koltuklar bizim olsa bile eğer evlatlarımız da
barış içinde, özgürlük içinde yaşamıyorsa bunun hiçbir anlamı yoktur. Bu acıyı
yüreğinde hisseden bir insan olarak başka yüreklerdeki yaşanan acıyı da
hissediyor, bu acıların ortaklaştırılarak bitirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Acıları yarıştırma zamanı değildir. Acıları yarıştırmanın bize bir faydası da
yoktur. Öyleyse bir daha acı yaşamamak adına herkesin vicdanına sesleniyorum; ya
acıları bitireceğiz yada daha büyük acılar yaşayacağız. Ben büyük acılar
yaşayalım istemiyorum. Bu nedenle de yapmamız gereken şey hiç kimsenin onurunu
rencide etmeden barışı tesis etmektir.
Yayıncı: Behçet Güngör