ESKİŞEHİR (A.A) - Deniz Açık - Osman Bey tarafından 1288de
Bizanslılardan fethedilen, 1299da ilk hutbenin okutularak Osmanlı Beyliğinin
kurulduğu Karacahisar Kalesindeki kazı çalışmalarında, yangın izine
rastlanmaması fetih sırasında kalenin yağmalanmadığını ve yakılmadığını
kanıtladı.
Kazı Başkanı ve Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erol Altınsapan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk
kez 1999da tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık ve Prof. Dr. Ebru Parman tarafından
kazı çalışmaları başlatılan Karacahisar Kalesi ve yerleşimindeki çalışmaların
devam ettiğini kaydetti.
2012 yılı kazı sezonunu gelecek hafta sonlandıracaklarını ifade eden Prof.
Dr. Altınsapan, şöyle konuştu:
Bu yıl, yaklaşık 60 dönüm araziye oturan kalenin 700 metrekaresini kazdık.
Bu süreçte yaklaşık 26 ayrı mekan ortaya çıktı. Geçen yıl başladığımız zaviye
kazısını da tamamladık. Bu yıl, bir yöneticinin oturduğu kompleks olduğunu
düşündüğümüz kaliteli bir mimariye sahip yapı ortaya çıktı. Bu yıl, 26 işliğin
tamamını ortaya çıkarttık. Bu işliklerin hemen kuzeyinde bir gözetleme kulesinin
varlığını ve ona çıkan merdivenleri belirledik. Kazılarda 138 sikke bulduk. Bu
sikkelerin dışında 42 ok ucu ortaya çıkartıldı. Bu ok uçları farklı karakterde.
Biblo tarzında oyuncak tabirini yakıştırdığımız bulgular çıkıyor. Bu da Osmanlı
yaşam anlayışında çocuklara verdiği değeri gösteriyor. At, koyun gibi küçük biblo
oyuncak seramikleri ortaya çıkıyor.
-Belki, hutbenin okunduğu mescidin minaresini bulduk-
Prof. Dr. Altınsapan, kalenin içindeki zaviye kazısının bittiği yerde yeni
bir kazı alanı ortaya çıktığını belirterek, Burada bir minare kaidesi olduğunu
düşündüğümüz bir kalıntı mevcut. Bu kalıntı bizi epey umutlandırdı. Önümüzdeki
sezonda ilk hedefimiz orası olacak. Belki, hutbenin okutulduğu mescidin
minaresini bulduk. Önümüzdeki sezon bu netleşecek dedi.
Karacahisar Kalesinin Osmanlı Beyliğinin kurulduğu ve Osman Beyin
batılılardan fethettiği ilk kale olduğunu anlatan Prof. Dr. Altınsapan, şöyle
devam etti:
Kazılarda hiç yangın izine rastlamadık. Bu da biz de, Osmanlı burayı
savaşmadan mı fethetti- izlenimi uyandırdı. Gelip burayı yakıp yıkmadan teslim
almış olabilir. Burayı yağmalasa, yakıp yıksa yangın izlerinin olması gerekir.
Yaklaşık bir dönüm yerde yangın izi yok. Bu çok önemli bir bulgu. Savaş dışarıda
güçlü geçmiş olabilir. Halka bir zulüm yapılmamış. Osmanlı hoşgörüsünü burada
izleyebiliyoruz. Bu, bütün akademisyenler için önemli bir veri olacak. Belki de
tekfur kaleyi Osmanlıya teslim etti.
Prof. Dr. Altınsapan, AÜnün araştırma fonundan aldıkları destekle kalenin
bütün rölevesini lazer tarama yöntemiyle yaptırdıklarını dile getirerek, kaleye
çıkan askeri yol dışındaki ikinci yolun açılmasının, kale alanının turizme
kazandırılması ve kent insanının kaleyi ulaşması açısından önemli katkı
sağlayacağını bildirdi.
Prof. Dr. Altınsapan, katkılarından dolayı AÜ Rektörü Prof. Dr. Davut
Aydına, Eskişehir Valiliğine ve Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi Müdürü Dursun
Çağlara, İstanbul 4. Koruma Kurulundan Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilcisi
Ahmet Hamdi Bülbül, Kazı Başkan Yardımcısı ve AÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeliha Demirel Gökalp, Alan Sorumlusu ve AÜ
Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Öğretim Üyesi Dr. Ali Gerengi, AÜ Edebiyat
Fakültesi Sanat Tarihi Öğretim Üyesi Hasan Yılmazyaşara ve Mimarlık Bölümünden
Araştırma Görevlisi İnci Güldoğana teşekkür etti.
Yayıncı: Mürsel Çetin