BURSA (A.A) - Cem Şan - Bir motif veya desen örneğinin, ince bir
kağıt ya da deriden oyulduktan sonra başka bir zemin üzerine yapıştırılması
olarak bilinen Kaatı sanatıyla uğraşan Dilek Erim Aydemirin eserleri yurt
dışındaki müzelerde sergileniyor.
Aydemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı döneminin en gözde el
sanatları arasında yer alan, diğer geleneksel sanatları bünyesinde barındıran
kaatıya, 12 yılını verdiğini belirtti.
TBMMde 30 yıl çalıştıktan sonra emekliye ayrıldığını ve son 10 yılında
Dolmabahçe Sarayında görev yaptığını anlatan Aydemir, Geleneksel Türk Süsleme
Sanatları Bölümünün kurulması görev aldığını ve 8 yıl bu bölümün yöneticiliğini
yaptığını dile getirdi.
Kaatı başta olmak üzere geleneksel Türk sanatlarının hepsiyle orada
tanıştığını vurgulayan Aydemir, Ancak zaman içinde bu sanatın Milli Eğitim
Bakanlığının programında olmadığını, öğrencilerin sertifika alamayacaklarını
öğrendim. Buna çok üzüldüm. Kursu kapatmak istediler. Kursu kapattırmadan Bu
sanatı nasıl kabul ettirebilirizin çabasına düştüm. Dürdane Ünver Hocanın
hazırladığı kaatı sanatının programını bakanlığa kabul ettirdim. Bütün
bürokratik işlemleri bizzat takip ettim. Program kabul edildi ve kaybolan bir
sanatı tekrar kazandırdığımız için bize teşekkür ettiler. Artık bakanlığın
programında ve hiç kaybolmayacak. Ülkeme çok güzel bir hizmet ettiğime
inanıyorum diye konuştu.
Kaatının, bir motif veya desen örneğinin ince bir kağıt ya da deriden
oyulduktan sonra başka bir zemin üzerine yapıştırılmasından müteşekkil bir
süsleme sanatı olduğunu vurgulayan Aydemir, Kaatı, geleneksel Türk süsleme
sanatlarından biri ve bence en güzeli diyebilirim. Çünkü diğer geleneksel
sanatları bünyesinde barındıran tek sanat. Tezhibi, minyatürü, ebrunun renkli
kağıtlarını ve bir hat yazısını oyarak mükemmel bir kaatı eser ortaya
koyabiliriz ifadelerini kullandı.
-Adı, 14. yüzyılda Afganistanda yaşayan Abdullah Kaatıdan geliyor-
Aslında bütün geleneksel sanatların kitap süsleme sanatı olarak
kullanıldığını dile getiren Aydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kaatı, ilk kez 14. yüzyılda Afganistanın Herat bölgesinde Abdullah
Kaatı tarafından yapılıyor ve sanat da onun adıyla anılıyor. Abdullah Kaatının
eserleri, Türkmen hükümdarınca Fatih Sultan Mehmete hediye ediliyor. Abdullah
Kaatının eserleri, 2153 sayılı albüm olarak Fatih Albümü adı altında Topkapı
Sarayında bulunuyor. Bu sayede biz Abdullah Kaatının birçok eserine sahip
olduk. Çalışırken, kayıt altına alınmış bütün albümleri çalıştığımız için hem o
tarihi kaybettirmiyoruz hem de günümüze taşıyoruz. 14. yüzyıldan Osmanlının
çöküşüne kadar olan bu sanatlar hep kitap içlerinde padişahlara sunulmuş ya da
padişahlar, büyük hükümdarlara, elçilere kaatı sanatından oluşan kitapları
hediye etmişler. Günümüzde matbaa olduğu için böyle süsleme kitaplar yok. Biz o
kitapların içindeki süslemeleri tablolar haline unutulmadan hem meraklılarıyla
buluşturuyoruz hem de o sanatlara sahip çıkmaya çalışıyoruz.
Türkiyede ilk defa Uludağ Üniversitesinin (UÜ), kaatıdan oluşan bir
sergiye kucak açtığını anlatan Aydemir, Bursa halkı üniversitede çok özel bir
sergiyle buluştu. İnşallah yeni bir ilke daha imza atacağım. Bu sanatın,
önümüzdeki yıllarda UÜde seçmeli ders olarak öğrencilere verilmesi için
idarecilere teklifimi sundum. Onlar da memnuniyetle karşıladı. İnşallah bu sanat,
üniversitenin ders programına seçmeli ders olarak girecek şeklinde konuştu.
Aydemir, iş gezisi için Birleşik Arap Emirliklerinin başkenti Abudabiye
gittiğini belirterek, Oradaki bir müzeyi ziyaret etmiştim. Oranın
yöneticilerine yaptığım eserlerimi gösterdim. Onlar da çok beğendiler. Benden
müzede sergilenmek üzere bir eserimi vermemi istediler. Ben de kaatı sanatından
yaptığım bir eseri hediye ettim ve sonsuza dek o müzede sergilenecek
ifadelerini kullandı.
Yayıncı: Kamuran Akkuş