KASTAMONU (A.A) - Kastamonu Üniversitesi (KÜ) Beden Eğitimi ve
Spor Yüksekokulu (BESYO) Öğretim Görevlisi Dr. Defne Öcal, yapılan sporun
zamanına, yoğunluğuna ve süresine dikkat edildiğinde hem oruç tutmanın hem de
spor yapmanın mümkün olacağını bildirdi.
Öcal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, normal beslenme koşullarında, spor
yapmanın yaratacağı metabolik değişikliklerin çok iyi bilinmesine karşın,
dayanıklılık sporlarıyla uğraşan atletler üzerinde yapılan sınırlı sayıdaki
bilimsel çalışmalar dışında, oruç tutarken yapılan fiziksel aktiviteye vücudun
verdiği cevabın, bilimsel olarak çok fazla ele alınmadığını söyledi.
Ancak bir çok varsayımın, oruç tutan sporcularda gerektiğinde bedenin yedek
enerjisinin bu işin üstesinden gelebileceği ve metabolizmada oluşabilecek olası
açıkların kapanabileceği şeklinde olduğunu vurgulayan Öcal, şöyle konuştu:
Yapılan sporun zamanına, yoğunluğuna ve süresine dikkat edildiği taktirde
hem oruç tutmak hem de spor yapmak mümkündür. Ancak, öğleden sonra yapılan
fiziksel aktiviteler sonrasında, uzun süre açlık durumu söz konusu olacağından
kan şekeri ve metabolizmayla ilgili bazı problemlerin ortaya çıkması
kaçınılmazdır. Bu yüzden oruç tutan sporcular, herhangi bir sportif aktivitede ya
da amatörce birtakım egzersizlerde bulunmak istiyorlarsa, bu fiziksel
egzersizlerin sahurdan ya da iftardan 2-3 saat sonra yapılmasının daha uygun
olacağı düşünülmektedir.
Öcal, kişinin uzun süredir yaptığı sporu oruçluyken sürdürmesinde sakınca
olmadığını, çünkü sporcunun o spora karşı geliştirdiği bir metabolik
adaptasyonunun olduğunu belirtti.
-Hafif tempolu fiziksel aktivitelerde sakınca yok-
KÜ BESYO Müdür Yardımcısı Okutman Mustafa Kerem de, oruç tutan sağlıklı genç
sporcuların yaptıkları fiziksel aktivitelerin etkileri konusunda bilinçli
olmaları durumunda, yüksek yoğunlukta olmayan günlük egzersizleri
yapabileceklerini ifade etti.
Oruç tutulan süre zarfında yapılmasında dikkat edilmesi gereken sporların
olduğu aktaran Kerem, Özellikle kardiyovasküler sistem üzerinde etkili olan
spor branşlarına kontrollü olarak devam edilmeli, gerekliliği düşünülürse ara
verilmelidir. Ancak düşük yoğunlukta, hafif tempolu fiziksel aktivitelerin
devamlılığına ilişkin bir sakınca yoktur diye konuştu.
Kerem, Ramazan ayı süresince oruç tutan kişilerin yeni bir spor branşına
yönelmesinin, uyum sorunu yaşanabileceği için doğru bir davranış olmayacağını
belirtti.
Ramazan ayında sporcuların yanlış beslenmesi durumunda metabolizmalarında
değişiklikler meydana gelebileceğini aktaran Kerem, açlık durumuna ve fiziksel
aktivite sırasında harcayacağı enerji miktarına göre, karbonhidratça zengin özel
bir diyet uygulanması gerektiğini kaydetti.
Muhabir: Esra Karamuk-Sinan Özmüş
Yayıncı: Nurettin Coşkun