ADANA (A.A) - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Yeni eğitim
anlayışında daha demokratik ve daha esnek bir yapıyla, daha çok talep odaklı,
öğrenci ve öğrenme odaklı bir yaklaşımı sunmaya başladık dedi.
Bakan Dinçer, yeni eğitim-öğretim döneminde hizmete giren Yüreğir Medine
Müdafii Fahreddin Paşa İmam-Hatip Lisesinin açılışında yaptığı konuşmada,
bakanlığının son zamanlarda alınan yeni tedbir ve değişikliklerle çocukların
küresel düzeyde bilgi ve becerilerle donatılması için elinden gelen gayreti
ortaya koyduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat Kanunu değiştirilirken çocuklarla ilgili
3 ana hedef ortaya koyduklarını belirten Dinçer, Bunlardan birincisi çocukların
uluslararası alanda rekabet edebileceği bilgi ve yeteneklerle donatılması,
ikincisi ulusal düzeyde toplumun ve piyasanın ihtiyaç duyduğu bilgi ve
becerilerle donatılması, üçüncüsü ise toplumsal ve ahlaki değerlerle sosyal
sorumluluk duygusuyla bir tarih bilinci ve bir millet olma şuuruyla bezenmesi
konusunda ortaya koyduğumuz hedefler dedi.
Bakan Dinçer, bu üç hedefi geçekleştirmek için ellerinden geleni
yaptıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
Son yıllarda eğitimle ilgili olarak dünyayla aramızda ciddi bir mesafe
açılmış görülüyor. Bu mesafeyi kapatmak için de çok yoğun çalışmalar ve çabalar
içerisindeyiz. O nedenle biz eğitimin zorunlu olarak 12 yıla çıkarılmasıyla
ilgili değişikliği öngördük. Çünkü dünyada ortalama eğitim seviyesi 12 yıl iken,
Türkiyede bu oran 6.1 civarındaydı. Başka bir ifadeyle aslında dünya ortalama
lise mezunu sayılırken, Türkiye orta birinci sınıftan terk gözüküyordu. Yine
dünyanın pek çok ülkesinde 12 yıl gibi uzun süreli eğitimlerde kademeli eğitim
düzenlemesi yapılmıştı ve kademeli olarak geçişlerde esneklik söz konusuydu. Biz
de yaptığımız düzenlemede bunu uygulamaya koyduk.
-Eğitim sistemini demokratikleştiriyor ve esnek hale getiriyoruz-
Bakan Dinçer, bugüne kadar eğitim hizmeti sunarken daha çok otoriter bir
yapıyla en tepeden yapılacak hizmetlerin belirlenip öğretmenlerle öğrencilere
bunun söylendiğini belirtti.
Başka bir ifadeyle aslında çocuğumuzun nerede, nasıl, ne kadar, hangi tür
bilgiyi kimden alacağına dair tasarımı devlet eliyle yapıyor ve onun öğrenmesi
için uğraşıyorduk diyen Bakan Dinçer, şunları kaydetti:
Aynı şeyi öğretmenimiz için de yapıyorduk. Devletten vatandaşa doğru,
çocuklarımıza doğru tek yönlü bir etki iletişim söz konusuydu. Ve yine devletin
gözünde bütün çocuklar, toplumun bütün fertleri eşit ve aynıydılar. Çocukların
farklı ve özel olabileceğini her çocuğun farklı kabiliyet ve potansiyelinin
olabileceğini hesap etmiyor veya toplumun farklı kesimlerinin farklı kültürel
ögelerinin, farklı katmanlarının veya yerel faktörlerin etkili olabileceğini
kabul etmiyor, tüm ulusal düzeyde aynı olduğunu düşünüyordu. Aslında bunun anlamı
şuydu; Devlet çocuklarımız ve toplum için bir elbise biçiyor, bunu herkese
giydirmeye çalışıyordu. Eğer siz o elbiseye sığmayacaksanız, sizin o elbiseye
sığacak şekilde kendinizi ayarlamanızı istiyordu. Halbuki yeni eğitim anlayışında
artık bunu öngörmüyoruz.
Bakan Dinçer, yeni eğitim anlayışında daha demokratik ve daha esnek bir
yapıyla, daha çok talep odaklı, öğrenci ve öğrenme odaklı bir yaklaşımı sunmaya
başladıklarını ifade ederek, Artık çocuklarımızın her birisinin aynı değil,
birbirinden farklı olacaklarını, her birisinin özel bir birey olduğunu kabul
ediyor ve bu doğrultuda onların ilgilerine göre eğitim yapmaya çaba sarf
ediyoruz. Yine toplumun bütün kesimlerini aynı değil, farklı olabileceklerini
kabul ediyor, farklı kültürel ve toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarını karşılayacak
düzenlemeler yapıyoruz. Bunun adı kısaca eğitim sistemini demokratikleştiriyor ve
esnek hale getiriyoruz demektir.
-Kademeli eğitim sistemi-
Bakan Dinçer, o nedenle seçimlik dersler koyduklarını, kademeli bir eğitim
sistemini öngördüklerini, bölümler, programlar, okullar arasında geçişi
sağlayacak tedbirler aldıklarını, meslek lisesi, imam hatip lisesi ve normal lise
gibi liseler arasındaki katsayı farklılıklarını ortadan kaldırdıklarını söyledi.
Bütün bunların yerine gelmesiyle alakalı olarak katedilmesi gereken bir
dünya mesafe olduğunu, onları da önümüzdeki yıllarda telafi etmeye
çalışacaklarını anlatan Dinçer, şöyle devam etti:
Ama hemen şunu söylemek istiyorum. Bunun için bizim 3 temel şarta
ihtiyacımız var. Küresel düzeyde çocuklarımızın rekabet edebilir olması için 3
temel şartı sağlamamız lazım. Bunlar adeta ön koşullar ve şartlar gibi. Bunlardan
biri fiziki alt yapının tamamlanması, ikincisi teknolojik altyapının tamamlanması
ve modern dünyayla rekabet edebilecek bilişim sistemlerinin eğitime dahil
edilmesi ve üçüncüsü ise öğretmenimizin bu konuda gelişen dünya teknolojisi
karşısında veya yeni durumlar karşısında bilgi ve becerilerini sürekli
geliştirecek bir ortamın hazırlanması. Bu üçünün karışımında ise öğrenimi
kolaylaştıracak sosyo-psikolojik iklimin geliştirilmesi yatıyor.
Bakan Dinçer, bu açıdan bakıldığında öğretmenlerle ilgili her türlü tedbiri
aldıklarını da belirterek, konuşmasını şöyle tamamaladı:
Onların kendi mesleki kariyerlerini geliştirecekleri altyapıda çok önemli
değişiklikler yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl Haziran sonrasında okullar kapandıktan
sonra tam 258 bin öğretmenimizi 3 hafta süreyle eğitime aldık. Yine eğitimden iki
hafta önce 400 bine yakın öğretmenimizi eğitime almıştık. Artık bu eğitimleri
daha sistematik olarak yapacağız ve öğretmenlerimizin mesleki kariyerlerinin her
bir basamağında daha düzenli ve sistematik eğitimler olacak bir altyapının
çalışmalarını tamamlamış bulunuyoruz.
Adanada eğitime yapılan yatırımlarla ilgili bilgiler veren Bakan Dinçer
daha sonra Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, AK Parti Adana milletvekilleri Fatoş
Gürkan, Necdet Ünüvar, Ali Küçükaydın ve Mehmet Şükrü Erdinç ve diğer protokol
üyeleri ile okulun açılışını yaptı.
Burada bir sınıfa girerek öğrencilerle sohbet eden Bakan Dinçer, ardından
Seyhan Belediyesi tarafından restore edilen Tepebağ Mahallesindeki Gazipaşa
İlköğretim Okulunda incelemelerde bulundu.
Muhabir: Ali Güreli
Yayıncı: Emine Konuk