KOCAELİ (A.A) - Kadir Yıldız - Meyve Suyu Endüstrisi Derneği
(MEYED) Genel Sekreteri Ebru Akdağ, Meyve cenneti olarak adlandırılan ülkemiz
bir çok avantajı olmasına rağmen, dünya ihracatından sadece yüzde 1.7 pay
alabilmektedir dedi.
Akdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ekonomi Bakanlığı verilerine göre
meyve suyu sektörünün 62 milyar litrelik küresel pazar gücüne sahip olduğunu
belirterek, yapılan projeksiyonlara göre meyve suyu sektörünün dünya çapında
büyümesinin beklendiğini söyledi.
Dünya meyve suyu ihracatının 13 milyar dolar olduğunu ifade eden Akdağ,
Meyve cenneti olarak adlandırılan ülkemiz bir çok avantajı olmasına rağmen,
dünya ihracatından sadece yüzde 1,7 pay alabilmektedir. Çok büyük bir potansiyeli
ve üretim gücü olmasına rağmen, ham madde teminindeki dar boğaz nedeniyle Türkiye
henüz ilk 10a girememiştir dedi.
Akdağ, Türkiyede bu zamana kadar meyvecilik alanında çok sayıda araştırma
yapılmış olmasına rağmen, Ar-Ge faaliyetlerinde genellikle sofralık ve kurutmalık
meyveciliğin değerlendirmeye alındığını dile getirerek, meyve suyuna uygunluk
bakımından kapsamlı bir çalışma gerçekleştirilmediğini savundu.
Dernek olarak sanayiye yönelik meyve çeşitlerinin belirlenmesi projelerine
liderlik ettiklerini belirten Akdağ, Küresel piyasalarda rekabetçi olabilmek
için, büyük ölçekli sanayi tipi üretim yapılması, birim alandan yüksek verim
alınması, modern tarım tekniklerinin uygulanması ve hasat dönemini uzatabilecek
türler geliştirilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir ifadesini kullandı.
Akdağ, kendilerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal
Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) başvuru yaptıklarını ifade
ederek, TAGEM desteğiyle, Atatürk Yalova Araştırma Enstitüsü iş birliğinde, meyve
suyu sanayine uygun çeşitlerin belirlenmesine yönelik bir projeyi 2011 yılında
başlattıklarını söyledi.
Bakanlık tarafından belirlenecek politikalar, ülke meyveciliği ve meyve suyu
sanayinin gelişimi açısından çok büyük öneme sahip olduğunu belirten Akdağ,
sözlerini şöyle sürdürdü:
Tespit edilen uygun çeşitler, öncelikli teşvik için bakanlığa ve ayrıca
meyve suyu sektöründeki ticari kuruluş ve üreticilere tavsiye edilecektir.
Dolayısıyla bu projeler ile hem meyve suyu üretiminin hem de kalitesinin
artırılması hedeflenmektedir. Belirlenecek uygun çeşitlerin üreticiler tarafından
üretilmeleri için Tarım Bakanlığının vermekte olduğu desteklere ek olarak
derneğimiz ve üye firmalarımız tarafından sözleşmeli üretim başta olmak üzere,
sağlanacak desteklerle kısa-orta vadede bu bakımdan mevcut sorunların önemli
ölçüde aşılması hedeflenmektedir.
-Toplamda üretilen meyvenin yüzde 10-15lik kısmına talep yaratılıyor-
Akdağ, Türkiyede meyve suyu sanayinin cirosal büyüklüğünün 2 milyar lira,
ihracatının 221 milyon dolar ve işlenen meyvenin ise yaklaşık 1 milyon ton
olduğunu kaydederek, Meyve suyu sanayisi, ülkemizde üretilen meyvenin toplamda
sadece yüzde 10-15lik kısmına talep yaratmaktadır dedi.
Türkiyede tarıma dayalı sanayi kolları arasında işlenmiş meyve-sebze
mamulleri sanayisinin özel bir konuma sahip olduğunu ifade eden Akdağ,
Türkiyenin dış ticarette temel rekabet edebilir ürünlerinin yaş ve işlenmiş
meyve-sebze ürünleri olduğunu kaydetti.
Gıda ve içecek sanayisi içinde dış ticaret fazlasının en büyük olduğu alt
sanayi dalı işlenmiş sebze ve meyvedir diyen Akdağ, işlenmiş meyve-sebze
sektörünün başında meyve suyu sektörünün yer aldığını vurguladı.
Akdağ, sebze mamulleri sektörünün 2023 hedefinin 4 milyar dolar olarak
belirlendiğine dikkati çekerek, Sanayiye uygun çeşit, kalite, miktar ve fiyatta
büyük ölçekli meyve üretiminin yapılması ve sektörün küresel pazarda rekabet
edebilir hale getirilmesi durumunda, meyve suyu sanayinin önümüzdeki 5-7 yıllık
dönemde, 2 katına büyüyebileceğini ön görmekteyiz diye konuştu.
Türkiyenin tarıma elverişli ekolojik ve iklimsel şartlarının yanı sıra,
ihracat gücünü arttıran özel konumu ve genç nüfusu gibi birçok avantaja sahip
olduğunu ifade eden Akdağ, en kritik olan avantajlardan birisinin, birçok ülkenin
aksine ekilebilir arazilerinin varlığı olduğunu işaret etti.
Türkiyede uluslararası ticarette aranan ve sanayiye yönelik çeşitlerle
plantasyonların arttırılması gerektiğini belirterek, söz konusu durumun
gerçekleştirilmesi halinde gelecekte Türkiyenin başta AB olmak üzere, çok önemli
bir küresel tedarikçi olabileceğine işaret etti.
Akdağ, Türkiyenin küresel tedarikçi olması doğrudan-dolaylı istihdam
açısından, ülke ekonomisine çok büyük bir katkıda bulunacak ve ihracat
potansiyeli çok yüksek olan sektör, yüzde 90 oranında Net Döviz Girdisi
sağlayacaktır. Sonuçta sektörün ham madde temini problemleri çözülür ve meyve
suyunun sağlıklı beslenmedeki önemli rolü yeterince anlaşılırsa, bu sektör hem
ihracatta hem de iç tüketimde geometrik olarak büyüme gösterme potansiyeline
sahiptir diye konuştu.
-Türkiye meyve suyu ihracatında büyük potansiyele sahip-
Akdağ, Türkiyenin meyve suyu sanayinin ihracat bakımından çok büyük bir
potansiyele sahip olduğunu dile getirerek, şu anda meyve suyu ihraç edilen ülke
sayısının 151e ulaştığını vurguladı.
Son 5 yıla bakıldığında meyve suyu sektörünün ihracatı, 2 katından fazla
artarak, 104 milyon dolardan, 221 milyon dolara (2011 yılı) yükselmiştir diyen
Akdağ, 2012 yılında da tüm zorluklara rağmen 230 milyon dolar seviyesine
yükselmesini beklediklerini bildirdi.
Akdağ, Türkiyenin ürünlerinin küresel meyve suyu pazarında büyük ölçüde
kabul gördüğü ve fiyat rekabeti şansının artması durumunda, ihracatın geometrik
olarak büyüme olanağına sahip olduğunu belirterek, Türkiyenin Avrupa ve Orta
Doğunun en önemli meyve suyu konsantre tedarikçisi olabilmek gibi çok önemli bir
fırsata sahip olduğunu aktardı.
Meyve suyu sanayisinin her zaman dış ticaret fazlası vermediğine işaret eden
Akdağ, 2006-2011 yılları arasında Türkiye meyve suyu sanayinin dış ticaret
fazlası yüzde 58 oranında artarak, 192,1 milyon dolara ulaşmıştır. Buna ek
olarak var olan yapısal sorunlar nedeniyle sektör ham madde tedariğinde ciddi
sorunlara karşı karşıya kalmaktadır. Mevcut meyve bahçeciliğinin dağınık ve küçük
parsellerden oluşan yapısı nedeniyle, yeterli miktar ve kalitede meyve tedarik
edilememektedir. Bu sorunlar da verimsiz üretim dolayısıyla çiftçiyi de
sanayiciyi de mutlu etmeyen fiyatların oluşmasına, modern tarım teknik ve
bilgilerinin uygulanamamasına neden olmaktadır. Bu durum ülke ekonomisi ve
tarımın gelişmesi açısından büyük önemi olan meyve suyu endüstrisinin gelişmesine
engel olmakta, uluslararası ticaretteki rekabet gücünü ciddi ölçüde
düşürmektedir.
Sektörün diğer birçok sanayi dalında olmayan avantajları bünyesinde
barındırdığını ifade eden Akdağ, söz konusu sanayinin tarıma dayalı sanayinin
Doğrudan ve Dolaylı İstihdam açısından, ülke ekonomisine çok büyük bir katkı
sağladığını söyledi.
Akdağ, İhracat potansiyeli çok yüksek olan sektör, yüzde 90 oranında Net
Döviz Girdisi sağlamaktadır ve sektör, Dış Ticaret Dengesi açık ara fazla
veren nadir sektörlerdendir diyerek, doğru ve uygun İhracat Teşviklerinin
uygulamaya konması halinde, geometrik büyüme potansiyeline sahip olduğunu
kaydetti.
-2013 tüketim ve ihracat rakamı tahminleri-
Akdağ, 2012 yılında ilk defa ülkemizde meyve suyu ve nektarı tüketiminde bir
düşüş olduğunu dile getirerek, bu durumun başlıca nedenlerinin sadece meyve suyu
sanayi için değil, bir çok gıda alanında yaşanmış olduğunu görüldüğünü bildirdi.
Son 23 yılın en uzun soğuk döneminin yaşanması dolayısıyla talepte düşüş
olduğunu belirten Akdağ, ancak 2013 yılından ümitli olduklarını dile getirdi.
Akdağ, meyve suyu sektörünün 2013 yılında tekrar büyüme rakamlarına
dönmesini beklediklerini ifade ederek, 2013 yılının zorlu bir dönem olarak
düşünüldüğünü ancak meyve suyu sektörünün iç tüketim bakımından yaklaşık yüzde 6
büyüme kaydedeceğine yönelik tahminlerin olduğunu söyledi.
Yayıncı: Atakan Çelik