KOCAELİ (A.A) - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı,
Türkiyenin temel dinamikleri çok güçlü, bankaları sağlam, yurt içi talep
inanılmaz. Dolayısıyla iç taleple ilgili hiçbir sorun olmaz. Dış talep
tarafındaysa ihracatçılarımız çok başarılı. Bu, tarihe, ders kitaplarına geçecek
kadar büyük bir başarı. Türkiye hızla pazarlarını çeşitlendiriyor ve kaydırıyor,
petrol üreten ülkelere kaydırıyor, hızlı büyüyen, ithalatı büyüyen ülkelere
kaydırıyor. Bir de Amerikan doları cinsinden satış yapılan pazarlara artırıyor.
ABDye ihracat artıyor, yüzde 25-30 inanılmaz dedi.
Kocaeli Sanayi Odasının davetlisi olarak kente gelen Başçı, Kocaeli Ticaret
Odası Toplantı Salonunda yaptığı konuşmada, Merkez Bankası olarak iki yenilik
yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:
Neyin başımıza geleceğini bildiğimiz için küresel parasal araştırma
dediğimiz bir hadise var. Bol miktarda dünyanın büyük Merkez Bankaları hiç
çekinmeden bilançolarını büyütüyor ve para basıyorlar. Türkiyenin iç
dinamikleri, talep çok güçlü, krediler yüzde 35 artıyor, 2010 yılının sonundayız,
Çindeki artıştan bile daha yüksek, Türk Lirası aşırı değerli ve daha çok para
geliyor. Bunun karşılığında ne yapacağız- TL daha çok değerlenecek, krediler daha
hızlı artacak. Buna karşı tedbir almamız gerekti. Merkez Bankası olarak harekete
geçtik. Kanunda belirtilen sebepten dolayı kredilerde bir miktar yavaşlamamız
gerekti. Tamam krediler büyüsün ama 25de büyüsün, 35de büyümesin. 10 puan bu
sene indirelim, gelecek sene belki bir 10 puan daha indiririz diye düşündük.
Böylelikle makul bir seviyeye çekeriz, çünkü bunun bire bir cari açıkla ilişkisi
var. Döviz kuru da tekrar değerlenmesin diye faizleri düşük tutacağız dedik ve
faizleri uzun süre düşük tutup aşağı yöne esneklik verdik.
Koridor sistemi diye bir sistem geliştirdiklerini dile getiren Başçı, bunun
çok başarılı bir sistem olduğunu, Avrupa borç krizi sonrasında faiz koridorlarını
yukarı doğru genişlettiklerini ifade etti.
Başçı, Ekim ayında Türk lirasında haddinden fazla bir değer kaybı
gördüklerinde bunu kamuoyuyla paylaştıklarını anlatarak, Üzerine tedbir olarak
bir miktar döviz satışları ve başka tedbirlerle birlikte faiz koridorunu
kullandık. Gecelik faizlerin bankalar arası piyasada yükselmesine izin verdik ve
bu sayede Türk Lirasının daha istikrarlı, daha sağlam bir duruş sergilemesine
yol açtık dedi.
Erdem Başçı, Avrupada birinci dalga geçtikten sonra Şubat ayında koridoru
daralttıklarını ancak sonrasında ikinci dalganın gelmesinin ardından Haziran
ayından itibaren konunun biraz daha sakinleşmeye başladığını, kendilerinin de
kademeli bir şekilde faiz koridoru içinde faizlerimizin aşağı doğru inmesine izin
verdiklerini vurguladı.
-Temkinli duruş
Başçı, ellerindeki verilerde, Temmuz ayından itibaren öncelikle ödenmeyen
çeklerde dikkat çekici bir artışın bulunduğunu ifade ederek, Bunu takiben akım
hızında, bankaların tahsili gecikmiş alacaklarında bir miktar yükselme gördük.
Bunu finansal istikrarla ilişkilendiriyoruz. Finansal istikrar açısından hızla
gecelik faizleri aşağı çekmemiz gerekir diye düşünerek, Temmuzun başından
itibaren hızla aşağı çektik şeklinde konuştu.
Dün itibariyle gecelik faizlerin yüzde 5, bankaların birbiriyle
borçlanmaları arasındaki faizin yüzde 5, Merkez Bankasından alınan çapan
maliyet, aylık ortalama maliyetin de yüzde 6,1 civarında olduğuna dikkati çeken
Başçı, bunun faiz koridorunun ne kadar esnek ve ne kadar etkili bir politika
aracı olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Başçı, bununla küresel dalgalanmalara karşı geçici olarak ve gerektiğinde
döviz kurlarını yumuşatmak için sıkılaştırma yapabildiklerini vurgulayarak,
gerekmediği zaman da bu sıkılaştırmayı geri alabildiklerini, buna da temkinli
duruş dediklerini söyledi.
Bu şekilde bir temkinli duruş izlemeye devam ettiklerini anlatan Başçı,
Temkinliyiz ama ne kadar sıkılaştırma yaptığınız zaman faizlerin yukarı
gitmesine izin vereceğiz- En fazla 11,5e kadar çıkabilir diyorduk. En son Para
Politikası Kurulunda bahsedilen karar alındıktan sonra şu anda en fazla 10a
çıkar, hatta 9,5 diye bir alt seviye daha var. 9,5u geçmez bundan sonra
diyoruz. Bankalar bunu bildiği için özellikle ticari kredi faizlerinde bir
indirime başladılar ve buna devam ediyorlar iadesini kullandı.
-Büyüme rakamlarında Lehman krizinin etkisi çok net
Başçı, küresel enflasyon için gelişen ülkelere ayrı, gelişmiş ülkelere ayrı
baktıklarını belirterek, her ikisinde de Lehman krizi sonrası enflasyonda düşüş
yaşandığını, daha sonra da özellikle parasal genişletici tedbirlerle enflasyonda
bir toparlanma görüldüğünü kaydetti.
Yakın zamana bakıldığında gelişmiş ülkeler ve gelişen ülkelerde enflasyonun
aşağı yönlü indiğinin gözlendiğini ifade eden Başçı, bunun da küresel
yavaşlamanın en doğal sonucu olduğunu, fakat buna mukabil enteresan bir gelişme
olarak emtia fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmeye devam ettiğini söyledi.
Başçı, enflasyonun düşmesine rağmen emtia fiyatlarının yüksek kalmaya devam
ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
Büyüme rakamlarına baktığımızda Lehman krizinin etkisini çok net
görüyoruz. Küresel Lehman kriziyle 2008-2009 yılında büyümede çok keskin bir
yavaşlama oldu. Burada gelinen nokta kayıpları telafi edemedi. Dünya, Lehman
krizinin hasarını gideremedi. Buna şimdi, işsizlik seviyesi olarak baktığımızda
çok daha altında gidiyor. Bunun yanı sıra toparlanma yeterli olmadı. Bunun yanı
sıra bir de ilave olarak büyüme oranlarında yavaşlama geldi. Hem Çin gibi
gelişmekte olan ülkelerde hem Hindistanda hemde Latin Amerikada bunu
görüyoruz.
Başçı, Avro bölgesinde bakıldığında işsizlik oranının yüzde 10 üzerinde ve
bunun artmaya devam ettiğinin anlatarak, bazı ülkelerde yüzde 20nin dahi
üzerinde işsizlik oranlarının bulunduğunu dile getirdi.
Amerikada işsizlik oranında hafif bir iyileşmenin görüldüğünü ama yine de
kriz öncesi seviyenin çok üzerinde bulunduğunu belirten Başçı, İngilterede de
yine işsizliğin yükseldiğini ve henüz bir düşüşün yaşanmadığını ifade etti.
Başçı, Lehman küresel krizinin etkilerinin henüz tam olarak silinmediğini,
belirterek, büyüme tahminlerine bakıldığında, yakın zamanda Avrupa bölgesi için
Avro bölgesi için gelecek yıl 0,2lik bir büyümenin beklendiğini bildirdi.
ABDde büyüme oranının bu yıl için 2,2, gelecek yıl 2,1 olarak beklendiğini
anlatan Başçı, İngilteredeki büyüme oranın çok zayıf olduğunu, bu yıl eksilerde
olması beklenen büyüme rakamının gelecek yıl yüzde 1e yakın artmasının
beklendiğini söyledi.
Erdem Başçı, Avrupadaki problemin Avrupa Birliğine üye 17 ülkenin faizinin
eşitlenmesi olduğuna işaret ederek, Tüm ülkeler Avrupayı kabul etti, ABye 17
ülke girdi. Tüm ülkelerin faizleri aynı oldu. Her ülke Almanya ile aynı faizle
borçlandı. Piyasa, Kimse problem yaşamaz, herkes borcunu takır takır öder,
herkesin riski Almanya kadardır dedi. Lehman krizi bir vurdu, bütçe açıkları
bazı ülkelerde inanılmaz bozuldu diye konuştu.
Başçı, Avrupada, Acaba İspanya ödemez mi, Yunanistan ödemez mi-
endişelerinin yaşandığına dikkati çekerek, hemen fiyat kırmaya başlandığını ve
faiz oranlarında ciddi bir farklılaşma gözlendiğini kaydetti.
Faiz oranlarındaki farklılaşmanın ülkelerin borcunu ödeyememe riski ve
dolayısıyla finansal istikrarsızlığa işaret ettiğini dile getiren Başçı, şunları
söyledi:
Bu da sokaktaki adama, özellikle çalışanlara yansıyor. Pek çok kişi
işinden oldu. Kredi riski dediğimiz şok, çok tehlikeli ve yıkıcı etkileri olan
bir şok. Borçlanma maliyetini en hızlı artıran ülkeler en yüksek işsizlik oranını
artıran ülkeler oldu. İşsizlik oranlarında en yüksek artış Yunanistan, İspanya ve
sorun yaşayan diğer ülkelerde, Portekizde, İrlandada var. Finansal istikrar
hayati derecede öneme sahip. Bu finansal sorunları yaşayan ülkelerde istihdam
düşüyor. Finansal istikrar, kamu borcu açısından bakarsak Türkiyede durum nedir-
Türkiyede gidişat çok kötü değil. Yüzde 40ın bile altında bir kamu borç yükü
rasyosu elde edildi. Bu sene bu biraz daha iyileşecek gibi gözüküyor. Ülkelerle
karşılaştırmasına baktığımızda, Avrupa ülkelerine göre Türkiyenin durumu iyi,
ama gelişmekte olan ülkeler sınıfına baktığımızda ortalarda bir yerlerdeyiz. Bu
Türkiyenin risk primine yani borçlanma faizine hemen yansıyor.
-Avrupa daralıyor, Türkiye büyümeye devam ediyor
Çinde yüzde 10a yakın bir büyüme görüldüğünü ifade eden Başçı, orada da
bir yavaşlamanın mevcut olduğunu ve en son gelinen noktada bu yıl için 7,7,
gelecek yıl için 8,1 beklendiğini, anket ortamlarında Hindistan ve Latin
Amerikada da yavaşlama göründüğünü bildirdi.
Başçı, Türkiyeye bakıldığında durumun bu mevcut çerçeve içinde çok da fena
olmadığını vurgulayarak, Normalde biz, Türkiyenin büyüme esnekliğine baktık.
Normalde Avrupa bir daralsa Türkiyenin de en az bir daralması gerekir. Avrupa
yüzde 1 küçülse, Türkiyenin en az yüzde 1 küçülmesi lazım. Belki de yüzde 1den
daha fazla küçülmesi gerekir. Avrupa yüzde yarım daralıyor, Türkiye büyümeye
devam ediyor. Bu yıl ki anket sonuçları 2,9 bekliyor. Bu, bizim beklentimiz
değil. Bu, özel sektör katılımcılarının Türkiye için verdiği cevaplar. Aslında
daha önce 3 bekliyorlardı yıl başında IMFnin tahminleri çok düşüktü. IMF 0,4
veriyordu biz de demiştik, yüzde 0,4ü bir 10la çarpın bakalım Türkiye, büyük
ihtimalle 4 büyür demiştik. Davosta geçen sene bu şekilde yaklaşmıştık
şeklinde konuştu.
Türkiyenin bu yıl 4 rakamının biraz altında, 3 ila 4 arasında bir yerde
yılı tamamlayabileceğini belirten Başçı, mevcut dünya konjonktürü altında bunun
müthiş bir başarı olduğunu söyledi.
Normalde Türkiyenin en çok ticaret yaptığı Avrupa bölgesinde vaziyet
eksiyken Türkiyede de eksilerde olmasının gerektiğini ancak bunun ötesinde bir
başarı gösterildiğini ifade eden Başçı, gelecek sene için de yine bu ankete cevap
verenlerin 4,3 lük bir ortalamayı söylediklerini kaydetti.
-Tarihe, ders kitaplarına geçecek kadar büyük bir başarı-
Başçı, gelecek sene Türkiyenin 4 ile 5 arasında büyümesini beklediklerini
anlatarak, Türkiyenin temel dinamikleri çok güçlü, bankaları sağlam, yurt içi
talep inanılmaz. Dolayısıyla iç taleple ilgili hiçbir sorun olmaz. Dış talep
tarafındaysa ihracatçılarımız çok başarılı. Yani bu, tarihe, ders kitaplarına
geçecek kadar büyük bir başarı. Türkiye hızla pazarlarını çeşitlendiriyor ve
kaydırıyor, petrol üreten ülkelere kaydırıyor, hızlı büyüyen ithalatı büyüyen
ülkelere kaydırıyor. Bir de Amerikan doları cinsinden satış yapılan pazarlara
artırıyor. ABDye ihracat artıyor yüzde 25-30 inanılmaz. Orta Doğu, Kuzey
Afrikaya ihracat artıyor. Rusyaya fena değil Rusyaya bir artış var.
Dolayısıyla bunların hepsini bir araya getirdiğinizde baz, Türkiyenin ihracat
bazı Euro bölgesinden hızla diğer pazarlara kayıyor ve bu pazarlar da büyümeye
devam ettiği için gelecek sene de bu pazarlar büyüyecek.
Orada başka problemlerin bulunduğunu belirten Başçı, jeopolitik
problemlerden dolayı ekonomik olarak alım güçlerinin sürekli arttığını dile
getirerek, dolayısıyla bu büyüme hızına yakın bir hızla devam edilmesi halinde
ihracatın gelecek sene artmaya devam edeceğini söyledi.
Başçı, cari açık veren bir ülke konumunda olduklarına dikkati çekerek, iş
adamlarının başarıları ve ihracatın arması durumunda iç talebin büyümesine de
Merkez Bankası olarak o kadar izin vereceklerini bildirdi.
Şu anda biliyorsunuz frenleri yavaş yavaş azaltıyoruz. O kadar iç talebin
büyümesine izin verebiliriz. aksi halde çok fazla salıversek o zaman iç talep
inanılmaz anlamda potansiyeline sahip Türkiyede ve cari açık hemen artar diyen
Başçı, O yüzden dikkatli gidiyoruz. İhracatçılarımız ne kadar başarılıysa biz
de iç talebi o kadar canlandıracağız. Buradan söz veriyoruz. Bunu Türkiye
yapabilir mi- Türkiye bunu çok rahat yapabilir çünkü Türkiyede para politikası
aktarım mekanizması çalışıyor. Avrupada para politikası aktarım mekanizması
bozulmuş durumda tamir etmeye çalışıyorlar. Türkiyede çalışıyor, sapasağlam. O
yüzden hiç kimsenin endişesi olmasın, Türkiyede dengeli bir şekilde, ılımlı
büyüme devam edecek ve 2012-2013te muhtemelen daha iyi olacak gibi görünüyor
dedi.
(Sürecek)
Muhabir: Tahir Turan Eroğlu-Şahin Oktay
Yayıncı: Murat Paksoy