MARDİN (A.A) - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Arzumuz,
bundan sonra mümkün olduğu kadar bu ilk çeyrekte başlayan ılımlı toparlanmanın
biraz daha istikrarlı bir şekilde seyretmesidir. Bu yönde gayret ediyoruz fakat
tek başına Merkez Bankası kontrol edemez. Güven unsuru ve dünyada olup bitenler
burada çok önemli dedi.
Başçı, Mardin Ticaret ve Sanayi Odasınca Hilton Garden Inn Otelde
düzenlenen Para Politikaları konulu konferansın ardından katılımcıların
sorularını yanıtladı.
Başçı, sanayi üretimindeki değişkenliğe ilişkin bir soru üzerine, bu konuda
dikkat çekici gelişmeler olduğunu ve Antalyada bundan biraz bahsettiğini
söyledi.
O gün hava yağmurluydu, dün yağmurlu, bugün ise ekonomide güneş açtı.
Sanayi üretimi o zaman eksi gelmişti ama kasım ayında çift haneli gelebilir diye
konuşmuştuk diyen Başçı, ifade ettikleri gibi inişli çıkışlı seri izlendiğini,
bunun her zaman görülmediğini belirtti.
İlk çeyrekte bir toparlanma olduğunu vurgulayan Başçı, şöyle dedi:
Arzumuz, bundan sonra mümkün olduğu kadar bu ilk çeyrekte başlayan ılımlı
toparlanmanın biraz daha istikrarlı bir şekilde seyretmesidir. Bu yönde gayret
ediyoruz fakat tek başına Merkez Bankası kontrol edemez. Güven unsuru ve dünyada
olup bitenler burada çok önemli. Kredi genişlemesini büyük ölçüde döngüsel
görüyoruz. Döngüsel derken bunların sermaye akımları ile çok yakın ilişkisi var.
Sermaye akımları hızlandığı zamanlarda kredi de çok rahat bir şekilde yurt
dışından bulunabiliyor bankalarımız tarafından ve bu finansmanla kredi
sağlanıyor. Zayıfladığı zamanlarda da burada bir yavaşlama olabiliyor
-Enflasyon hedefimiz 5
Başçı, Enflasyon rakamında yıl sonunda hedeflerinizi revize etmeyi
düşünüyor musunuz, o konuda bir risk var mı sorusu üzerine, enflasyon
hedefinin değişmemesinde fayda olduğu karşılığını verdi.
Enflasyon tahminlerini 3 ayda bir yenilediklerini ifade eden Başçı, Bu
ikisi birbirinden farklı. Ondan sonra tahmin ile hedef arasındaki farka
bakıyoruz. O fark ne zaman sıfıra inecek onunla ilgili politikalarımızı
oluşturuyoruz. Mümkün olduğu kadar hedefler revize edilmezse iyi olur illaki
revize edilecekse önce 5i tuttururuz ondan sonra aşağı yönlerini tartışırız ama
onun için henüz erken olabilir değerlendirmesinde bulundu.
Başçı, büyümenin biraz daha hız kazanmasını ümit ettiklerini vurgulayarak
şöyle konuştu:
Enflasyonda hedefimiz 5. En son enflasyon rakamındaki tahminimiz 5,3 idi.
Hedefimiz yine 5 kalacak. Yeni bir tahmini aynı zamanda vereceğiz. Verilerde
5ten oldukça uzağız 7,21, hatta bizim mektup yazma sınırımız olan 7nin dahi
üzerinde. Dolayısıyla bu şekilde yıl sonuna giremeyiz. Yıl sonuna bu şekilde
girersek yeniden, neden bu işi yapamadık ve niye enflasyonu 7 bandında
tutamadık- diye bir mektup yazmamız gerekecek. Onu da hükümete yazacağız ve
kamuoyuna açacağız. Bu da Merkez Bankası Kanununda olan yükümlülüğü. Dolayısıyla
enflasyonun 7,21 rakamı yüksek, bunun düşmesinin pek çok faydası olacak.
Özellikle uzun vadeli faiz oranlarında daha düşük seviyelerde kalıcı olabilmesi
için enflasyonun da düşeceğine herkesin ikna olması gerekiyor. O nedenle bu bizim
için önemli bir husus yalnız burada ilk intiba, bunun gıda fiyatlarından
kaynaklanan sadece hava koşullarıyla ilgili arzi bir durum olduğundan ibaret.
Enflasyon büyük ihtimalle önümüzdeki ay yüzde 7nin altına düşecek. Ondan sonra
bu tür tartışmalar daha da azalacak. Çünkü kademeli bir şekilde çekirdek
enflasyonun aşağıya gelmesini bekliyoruz.
-Güney Kıbrıstaki gelişmeler-
Güney Kıbrısta yaşanan gelişmeler sonrasında Türkiyedeki sermaye portföy
akımlarının ne yönde geliştiği ve ne kadar iniş ya da çıkış olduğu yönündeki bir
soruya Başçı, Doğrudan Güney Kıbrıs ile alakalı olup olmadığından tam emin
değilim ama olaylar büyümeden önce sermaye akımlarında bir yavaşlama başlamıştı.
Belirttiğimiz gibi en kuvvetli olduğu dönemler kasım, aralık ve ocak ayının
başları. Ondan sonra bütün gelişmekte olan ülkelerde sermaye akımlarında bir
yavaşlama oldu ama bu eksi ve herhangi bir çıkış anlamına gelmiyor. Ülkemizde de
yine girişler devam etti ama bir yavaşlama söz konusu cevabını verdi.
-Büyüme hızı-
Başçı, Yüzde 2,2lik büyümeyi piyasalar sert veya acı fren olarak
tanımladı, büyümenin yüzde 8,8den, 2,2ye düşüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz-
sorusu üzerine, bunun bir ihtiyaç olduğunu düşündüklerini söyledi.
Bu dengelenmenin bir seferlik olduğunu, dengelenmeyi sağladıktan sonra daha
makul büyüme hızlarına geri dönülebileceğini belirten Başçı, şöyle devam etti:
Rezervlerimizin ülkenin tüm kısa vadeli dış borçlarını karşılama oranı
yüzde 95. Bir miktar daha rezervlerde gidecek yerimiz var. Rezervi yüzde 100ün
üzerine çıkarırsak kredi limiti ve her türlü kuruluşun borçlanma faizi açısından
daha olumlu bir noktaya gelmiş olacağız. Uluslararası standartlarda bu yüzde
100dür. Yüzde 100ün üzerinde olduğunuz zaman pek çok kuruluş, burası daha
güvenli bir ülke diyor. Biraz daha rezervlerimizin artmasını uygun görüyoruz.
Türkiye 2001 öncesine göre gelir dağılımında daha iyi bir durumda. Ülkeler
bazında bir karşılaştırma yaptığımız zaman komşumuz olan pek çok ülkeye göre daha
iyi durumdayız ama çıtayı biraz yükseğe koyar ve daha zengin, gelir dağılımı daha
düzgün ülkelere göre kıyaslarsanız da alınması gereken mesafe var. Ortalamada
baktığınız zaman Türkiyenin durumu mevcut küresel kriz ortamında nispeten fena
değil.
Başçı, Türkiyede bir numaralı kaynağın faiz dışı bütçe olduğunu, faizlerin
sayılmaması halinde kamu harcamalarının kuvvetli miktarda gelirlerin altına
düştüğüne işaret etti.
Bu şekilde borçların geri ödendiğini ifade eden Başçı, Diğer gelir
kalemleri zaman zaman uygulanan bir seferlik gelir artışları ve özelleştirme
gelirleri olabilir. Bunlar problemi çözmez, destek olur ama esas çözüm bütçe
dengelerinin tesis edilmesidir. Yunanistana bakın, hep özelleştirme denildi.
Yunanistan bütçe dengelerini tesis etmeden özelleştirme ile sorunu tek başına
çözecek durumda değildi. Bu nedenle çok sert bir şekilde tedbir almak zorunda
kaldılar. Nakit sıkıntısı, eğer güven varsa olmaz ama güvende en ufak bir aksama
olursa istediğiniz kadar basın, o para harcanmadan durur. Anahtar kelime bu.
Onunla ilgili herkesin yapması gerekenler var.
-Türkiyenin 2023 hedefi-
2023te Türkiyenin hedeflerine ulaşıp ulaşmayacağı yönündeki bir soru
üzerine Başçı, şunları kaydetti:
Birkaç önemli gösterge var. Birincisi: Kişi başı gayrisafi milli hasılanın
(GSMH) 25 bin dolara çıkması gibi sayısal gelir hedefi var. Bir de Türkiyenin
ilk 10a girmesiyle ilgili bir hedefi söz konusu. Birincisine biz hesap
yaptığımız yüzde 5 bir reel büyüme ile 25 bin doların yakalanabileceğinin
hesabını yapabiliyoruz ama 25 bin bizi ilk 10a getirir mi- Bu biraz tartışmalı.
Diğer ülkelerin ne yapacağına bağlı. Diğer ülkeler çok yavaş büyürken biz tempolu
büyürsek onu da yapabiliriz ama oradaki büyüme farkları çok önemli.
Başçı, İrandan petrol alma karşılığında altın ihracı söz konusu olabilir
mi- sorusuna ise burada bir fiili durumun olduğunu, herkesin de bu fiili
durumun getirdiği zorlukları bildiği karşılığını verdi.
Bununla ilgili tüm otoritelerin de en uygun çözümü her konjonktürde bulmaya
çalıştığını vurgulayan Başçı, Türkiye İrandan önemli miktarda petrol ve
doğalgaz ithal eden bir ülke. Buna karşı ne verecek- Biliyorsunuz ödeme
sisteminde şu anda dışlanmış durumda. Böyle bir durumda ne yapılabilir- Onlar
işte bir ara çözüm olarak altın ithal ederek bir süre bunu devam ettiriyorlar,
zor bir konu diye konuştu.
(Bitti)
Muhabir: Ekip / Sema Kaplan / Behçet Güngör
Yayıncı: İbrahim Uyar