ELAZIĞ (A.A) - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Likidite
konusunda bankaların bir endişe duymaması gerekir. Merkez Bankası onların ihtiyaç
duydukları kadar likiditeyi verir. Bu şimdiye kadar böyle oldu dedi.
Merkez Bankası ve Dünya Gazetesi ile Elazığ Ticaret ve Sanayi Odasının
işbirliğinde Elazığda Para Politikaları konulu toplantı düzenlendi.
Buradaki konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Erdem Başçı, Kamu
bankalarının özelleştirilmesi ile yeni gelişme olabilir mi- Bu yatırımların
desteklenmesi konusunda olumsuzluk yaratır mı- şeklindeki soru üzerine,
politika sinyaline gireceği için özelleştirmelerle ilgili kurulsal ve kişisel
görüşünü dile getiremeyeceğini söyledi.
Lehman Krizinin ardından kamu bankalarının varlığıyla ilgili akademik
camiadaki tartışmaların arttığını belirten Başçı, Bazı akademisyenler, bir iki
tane kamu bankası olabilir, Lehman Krizinin kamu bankası olan ülkeler ile
olmayan ülkelere etkisinin farklı olduğunu savunuyorlar. Kamu bankası sahibi
olmanın dezavantajları var. Özellikle bu bankaların yönetimi konusuna dikkat
edilmeli diye konuştu.
Erdem Başçı, enflasyondaki hızlı düşüşle beraber ekonomide bir resesyonun
olduğu düşüncesine katılıp, katılmadığıyla ilgili soru üzerine ise Bu düşünceye
katılmıyoruz. Biz resesyon tabiri yerine ılımlı büyüme tabirini kullanıyoruz.
Büyüme aynen o şekilde devam ediyor yanıtını verdi.
-Enflasyon büyümeye zarar veriyor-
Anadoluda sanayi devrimini gerçekleştirmeden yüzde 7 büyümeyi sürekli
kılmak mümkün olabilir mi- şeklinde bir soruyu Başçı,şu şekilde cevapladı:
Türkiyenin tarihine baktığımızda ortalama büyüme yüzde 5 düzeyinde olmuş,
son 35 yıla baktığımızda enflasyon çok yüksek ve dalgalıymış. Oradan büyümeyi
yavaşlatıcı bir etki geldi diye düşünüyoruz. Bu konu yüksek ve dalgalı enflasyon
büyümeye zarar veriyor fayda sağlamıyor. Eskiden bu konuda farklı görüşeler
vardı. Artık herkes (yüksek) enflasyonla büyümenin saman alevi gibi geçici bir
büyüme olduğunu gördü. Bu yöntem uzun vadeli büyümeye de zarar veriyor. Çünkü
reel faizleri haddinden fazla yükseltiyor. Oraya bir risk primi ekliyor ve reel
faizler çok fazla yükseliyor, istihdam düşüyor, reel ücretler baskılanıyor. Onun
için Türkiye enflasyon problemini kalıcı bir biçimde çözerse, ki burada alınacak
daha mesafe var. Kamu borcuyla ilgili olumlu gelişme devam ederse, yüzde 5in
üzerinde bir büyümeye ulaşabilir.
Tek başına enflasyonu düşük tutmanın bile büyümeye önemli katkı yapacağını
savunan Başçı, Sadece fiyat istikrarını sağlamak, büyümeyi yüzde 7ye
ulaştırmaz ama yüzde 5in üzerine çıkarır. Bunun dışındakilerin hepsi mikro ve
yapısal reformlar, onların da ilave faydası olur. Yüzde 7yi yakalar mıyız bilmem
ama yüzde 5in üzerinde bir ortalama büyümeyi Türkiyenin sağlamış olması lazım
dedi.
-Bankalarda haddinden fazla risk iştahı yok-
Erdem Başçı, bankaların risk iştahının, politikaları nasıl etkilediği ve
piyasadaki para döngüsünün artmasına karşı tepkilerinin ne olacağı sorularını, şu
şekilde yanıtladı:
İki tür para var; birincisi içsel para, diğeri dışsal para. Dışsal para
Merkez Bankasının sağladığı para, içsel para ise bankaların sağladığı para.
Mevduat alıyorlar ve aldıkları mevduatı krediye dönüştürüyorlar. İşler iyiyse ve
algılar olumluysa içsel para büyüyor, dolayısıyla herkes piyasada para bol
diyor. Aslında o para bol demek herkesin güveni var, harcıyor demek. O moral
bir şekilde kaybolunca da piyasa para yok deniyor. Merkez Bankasında para her
şekilde var. Güvenin kaybolmaması ve piyasanın dönmesi lazım. Likidite konusunda
bankaların bir endişe duymaması gerekir. Merkez Bankası onların ihtiyaç
duydukları kadar likiditeyi verir. Şimdiye kadar bu böyle oldu.
Türk bankalarının oldukça dikkatli olduğunu ifade eden Başçı, bankalarda
haddinden fazla risk iştahının olduğunu düşünmediğini söyledi.
(Bitti)
Muhabir: Özcan Yıldırım
Yayıncı: Hamdi Ateş