MANİSA (A.A) - Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe
Bitkileri Bölümü Bağ Yetiştirme ve Islahı Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet
Altındişli, Türkiyenin kuru üzüm ihracatında dünya pazarının yüzde 49una hakim
olmasına karşın iç tüketiminin çok düşük olduğunu belirterek, İhraç etmek çok
güzel ama kendi halkımıza da üzüm yedirmeyi başarmalıyız dedi.
Altındişli, bir firma tarafından Saruhanlı Belediyesi Çok Amaçlı Salonda
düzenlenen Bağda Hastalık ve Zararlılarla Mücadele konulu seminerde yaptığı
konuşmada, Türkiyenin kuru üzüm ihracatında dünya lideri, üretiminde ise 5.
sırada yer aldığını kaydetti.
Türkiyede geçen yıl 214 bin 523 ton kuru üzüm ihracatı yapıldığını ve bu
sayede 518 milyon dolar döviz girdisi sağlandığına işaret eden Altındişli,
Sadece kuru üzüm tek başına, Türkiyenin en önemli tarım ürünlerinin başında
geliyor. Üzümdeki başarımızın artması için ülkemize katma değer sağlamamız için
üzüm üretimini geliştirmemiz lazım. Gıda güvenliği sağlanmış, yani ilaç kalıntısı
taşımayan, izlenebilir, küf yükü taşımayan sağlıklı ürün üretmeliyiz diye
konuştu.
Altındişli, dünyada bağ alanlarının ve üretimin giderek arttığını, bunun da
üretici açısından pazar ve fiyat sıkıntısını beraberinde getirdiğine dikkati
çekerek, şunları kaydetti:
İranda 1981 yılında 15-20 bin ton olan üretim şu an 160 bin tona çıktı.
Hindistan ise üzüm üretiminde 135 bin tona çıktı. Şili şu anda 60 bin ton
üretiyor. Bunlar bizim potansiyel pazarı bölüştüğümüz ülkeler. Arjantin ve
Özbekistanda da üretim artıyor. Biz bu yüzden kalite çıtamızı yüksek tutmak
zorundayız. Bir de iç pazardaki tüketimi geliştirmeliyiz. Türkiye, kuru üzüm
satışında dünya birincisi konumunda, dünya pazarının yüzde 49unu elinde
bulunduruyor. Ürettiğimizin yüzde 85ini ihraç ediyoruz, ancak ne yazık ki kendi
halkımız bunu tüketmiyor. Bizim kişi başına düşen yıllık tüketimimiz bir avuç;
250 gramı geçmiyor. O yüzden ihraç etmek çok güzel, ama kendi halkımıza da üzüm
yedirmeyi başarmalıyız.
Muhabir: Muammer Kökcüoğlu
Yayıncı: Ufuk Kırabalı