ANTALYA (A.A) - Kumluca Belediyesi tarafından düzenlenen
kültürel etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen ayın söyleşisinin bu ayki konuğu
hukukçu, gazeteci yazar Fikri Akyüz oldu.
Kumluca Belediyesi konferans salonunda gerçekleştirilen söyleşiye Kaymakam
Salih Işık, Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, Emniyet Müdürü Nail Çetinkaya,
daire amirleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Söyleşisinin konusunun 1071den Cumhuriyete kazanımlarımız olduğunu
belirten Akyüz, Osmanlının son dönemine, Cumhuriyetin ilanı ve günümüze kadar
uzanan tarihi olayları kronolojik olarak dinleyicilere anlattı, son yıllarda
yaşanan bazı olayları ele aldı.
1071 yılının Türklerin Anadoluya gelişi ve yerleşmesi açısından bir milat
olarak kabul edildiğini ifade eden Akyüz, bu sürecin devamı olan Selçuklu ve
Osmanlı İmparatorluğunun ardından Cumhuriyetin ilk yıllarında oluşturulan tarih
bilinci sayesinde Sümerler, Akatlar ve Etilere verilen önem kadar Selçuklu ve
Osmanlı dönemine önem verilmediğini, hatta bilinçli olarak bu iki dönemin
kötüleme ve yok sayılmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Cumhuriyetin ilk yıllarında bilinçli veya bilinçsiz şekilde tarih bilincinin
verilmediği iddia eden Akyüz, buna örnek olarak 1924 yılında Osmanlı ailesinin
yurt dışına sürgün edilmesi, ardından 1974e kadar ailenin erkeklerinin ülkeye
girişinin yasaklanmasını gösterdi.
Akyüz, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoyun 1926da Mısıra gitmek
zorunda kalmasını, ardından yaklaşık 10 yıl sonra İstanbulda bir apartmanda
yaşamasını, vefatının ardından cenaze namazına devleti temsilen hiç kimsenin
katılmaması ve telgraf dahi çekilmemesini vefasızlık olarak niteledi.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren oluşturulan bu bilincin günümüzde de
devam ettiğini belirten Akyüz, buna Muhteşem Yüzyıl dizisini örnek gösterdi.
Geçtiğimiz haftalarda başından geçen bir olayı aktaran Akyüz, şunları
söyledi:
Evde çocuklarla televizyon seyrederken Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın AK
Parti kongre konuşmasında (Bizler, Alparslanın , Kanuni Sultan Süleymanın,
Yavuz Sultan Selimin yolunda yürüyoruz) diyordu. Konuşmayı daha önce izlediğim
için kanalı değiştirdim, bir de ne göreyim, başka bir kanalda Kanuni Muhteşem
Yüzyıl dizisinde dansöz oynatıyor. Şimdi ben çocuklarıma ne diyeceğim. Bir
taraftan sayın Başbakan Erdoğan, ben Kanunin izinden gidiyorum diyor, öbür
taraftan başka kanalda Kanuni dansöz oynatıyor. Çocuğunuz bu nasıl oluyor baba
dese ne diyeceksiniz.
Ergenekon davası süreci hakkında davanın açılma amacının güzel olmasına
karşın maalesef usul yönünden hatalar yapıldığına ileri süren ve davada gazete
manşetlerinin delil olarak gösterilmesini eleştiren Akyüz, Gazete manşetleri
ile dava açılması doğru olsaydı, 28 Şubat sürecinde de bu şekilde dava açılsaydı
sayın Başbakan Erdoğan müebbet hapisle cezalandırılması istenebilirdi. Çünkü o
dönem basının büyük bir kısmı kendisine karşıydı dedi.
Dava ile Türk Silahlı Kuvvetlerine art niyet beslenerek yıpratılmak
istendiği veya başarılı insanların cezalandırıldığı yönünde iddialara kesinlikle
katılmadığını dile getiren Akyüz, davanın bir an önce bitmesi ve sonuca
bağlanması gerektiğini kaydetti.
Söyleşinin sonunda Fikri Akyüze söyleşinin anısında Kaymakam Işık
tarafından porselen çay seti hediye edildi.
Muhabir: Mehmet Çakmak
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu