MUŞ (A.A) - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, hiçbir
insanı ötekinden ayırmak gibi bir anlayışları olmadığını, bütün ayrımları tarihin
derinliklerine gömmeye çalıştıklarını belirtti.
Günay, Muş Kültür Merkezindeki incelemeleri sırasında gazetecilere yaptığı
açıklamada, Doğu ve Güneydoğudaki tarihi eserleri ayağa kaldırma konusunda
seferberlik başlattıklarını söyledi.
Türkiyenin tarihini, kültürünü ve halkın yaşam düzeyini yukarı çıkarma
konusunda yoğun bir gayret içinde olduklarını vurgulayan Günay, bu gayreti
sürdürmenin ve başarıyla sonuçlandırmanın tek şartının, yurtta barış, dünyada
barış ilkesi olduğunu ifade etti.
Günay, bölgede barış, güvenlik, esenlik olması durumunda, kendilerinin de
hizmet konusunda şevklerinin artacağını ve imkanlarının çoğalacağını bildirerek,
şunları kaydetti:
Bütün yurttaşlarımızın devletin, milletin birliği ve bütünlüğü içinde
kardeşliğe, barışa ve esenliğe sahip çıkmalarını, bu milletin bir ferdi olarak
rica ediyorum. Bizim en büyük, birinci ihtiyacımız barıştır. Ülkemizde güvenlikle
ilgili sorunlar ortadan kalkarsa, Türkiyenin her tarafı, kendisine yetecek,
çocuklarını esenlik ve güvenlikle geleceğe taşıyacak olan ekmeği üretebilir.
Barış içinde çok daha bolluklu, çok daha bereketli bir hayatı yaşayabiliriz.
Hiçbir insanı ötekinden ayırmak gibi bir anlayışımız yok. Bütün ayrımları tarihin
derinliklerine gömmeye çalışıyoruz. Biz yurttaşlık ve insanlık temeli üzerinde
yeni bir toplum yapısı oluşturmaya çalışıyoruz. Ama ne yazık ki bazı nankörler
Türkiyede hayatımızı karartmaya çalışıyor. Bu karartma çabaları sona erer,
barışın aydınlığında buluşabilirsek, bugün yaptığımız hizmetleri her alanda
geliştiririz.
Türkiyeye her yıl 30 milyon dolayında turist geldiğini anımsatan Günay,
Türkiye ne kadar esenlikli ve güvenlikli olursa, o kadar çok insan buraya
gelecektir diye konuştu.
-Terörle mücadele-
Günay, Türkiyenin hem terörle mücadele eden hem de turizmde dünyanın ilk 10
ülkesi arasına girmeyi başaran bir ülke olduğuna dikkati çekerek, konuşmasına
şöyle devam etti:
Biz her gün veya haftada birkaç gün Türkiyenin bir yerlerine cenazeler
için gideceğimiz yere, bütün o zamanımızı daha fazla hizmet yapmak ve yaptığımız
hizmetleri denetlemek için ayırsak, milletin yararına olur. Günümüzü terörle
ilgili tartışmalarla geçirmek yerine, eksik hizmetleri tartışmakla geçirsek,
bundan milletin faydası olur. Ayrıca dünya da Türkiyeye bakıyor. Biz 20-25
yıldan bu yana bir yandan terörle mücadele ediyoruz, bir yandan ülkemizi turizmde
dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokabiliyoruz. Bunu dünyada başarabilmiş ülke
sayısı azdır. Şu anda turizm alanında dünyada 6. sıradayız ve ülkemize her yıl 30
milyondan fazla insan geliyor.
Bölgenin çok büyük bir turizm potansiyelinin olduğunu anlatan Günay,
insanların da bölgedeki tarihi eserleri, güzel yaylaları görmesi için güvenlikli
bir gezme ortamına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Günay, Anadolunun herhangi bir yerinde bomba patladığı veya kör bir
kurşunun bir yurttaşın, bir askerin canını aldığı zaman bunun Türkiyenin
batısında ve Avrupada hemen haber olduğuna değinerek, bu tür gelişmelerin,
insanların bölgeye gelme konusunda tereddüt yaşamasına ve temkinli davranmasına
yol açtığını bildirdi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini, İspanyanın Endülüsü gibi dünyanın
çok bilinen bir kültür ve turizm merkezi haline getirebileceklerine işaret eden
Günay, şunları söyledi:
Buranın tarihsel ve coğrafi özellikleri buna izin veriyor, bu potansiyel
var. Bizim bu coğrafyamızdaki zenginlik dünyanın görmesi gereken zenginlikler.
Ama ne yazık ki askere sıkılan kör kurşun, aynı zamanda milletin birliğine,
bütünlüğüne, toplumun gelişmesine, bölgenin kalkınmasına da sıkılıyor. Sadece bir
askerin canını almıyor, bir toplumun geleceğini de karartıyor. Bütün gelişmenin
ve kalkınmanın temel şartı güvenlik ve barıştır.
-Tarihsel mekanları ayağa kaldırıyoruz
Türkiyede, tarihin değişik dönemlerinden kalma çok sayıda eser bulunduğunun
altını çizen Günay, tarihsel mekanları ayağa kaldırma konusunda yoğun bir çaba
içinde olduklarını belirtti.
Roma İmparatorluğu kalıntılarının dahi Türkiye için dünkü çocuk
sayılacağını anlatan Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Ondan çok daha eskiye giden kalıntılarımız var. Bu bölge de bu eserlerimiz
açısından çok zengin. Bir taraftan Roma dönemi öncesi ve sonrası bütün tarihi
kalıntıları ayağa kaldırırken, diğer yandan yakın tarihimize ve milli kimliğimize
ait olanları daha dikkatli takip etmeye ve özenle korumaya, yükseltmeye
çalışıyoruz. Bu çerçevede Ahlat Türk-İslam Mezarlığı sadece bizim için değil,
bütün dünya için çok büyük bir önem taşıyor. Ahlat Türk-İslam Mezarlığı, aynı
zamanda dünya mirası aday listesinde. Önümüzdeki yıllarda oradaki çalışmalarımızı
tamamlayınca, bu bölgeden bir eseri UNESCO dünya mirası kalıcı listesine aldırmak
gibi bir hedefimiz var. Dünya mirasındaki eser sayımız 2009a kadar 9du. 2011
yılında Selimiye Camisi dünya mirası listesine girdi. Bu yıl da Konya Çatalhöyük
bu listeye girdi. Şimdi Ahlat mezarlığı, Diyarbakır surları, Efes ve Bergama
kalıntıları, Alanya Tersanesi ve Kalesi için hazırlıklarımız var. Dünya
mirasında, dünyanın en prestijli listesinde bu bölge yer alacak.
Muhabir: Sabri Yıldırım / Berin Arslan Çetin
Yayıncı: Levent Harman