ADANA (A.A) - Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Çözüm süreci
Türkiyenin demokrasisini, sosyal barışını tehdit eden silahlı unsurların ülke
topraklarının dışarısına çıkarılması sürecidir" dedi.
Bakan Çelik, AK Parti Çukurova İlçe Başkanlığı Danışma Meclisi
Toplantısında yaptığı konuşmada, millet olarak birlik ve beraberliği koruyarak,
kardeşlik, eşitlik ve adalet duygusunu ayakta tutarak sorunların çözülmeye
çalışılması durumunda büyük sıkıntıların atlatabildiğini belirtti.
Bu toprakları vatan bilen farklı etnik kökenden, farklı din ve mezheplerden
insanlar tek bir millet haline gelirken büyük bedeller ödendiğini anlatan Çelik,
"Büyük bir yürüyüşün bedel ödemiş, elde ettiği her şeyi hak etmiş yolcularıyız
biz" dedi.
Çelik, uzun zamandır ülke içindeki sorunlara "ithal çözümler" üretilmeye
çalışıldığına değinerek, şunları söyledi:
"İthalat yoluyla kendi sorunlarımıza çözümler üretmeye çalıştık, fakat
hiçbir zaman kalıcı çözümler getirilmedi. Son 10 yıldır Türkiye yepyeni sentezle,
özgüvenle, bütün meselelere kendi öz dinamikleriyle çözümler üreten iktidarla
yürüdü. Bugün kamuoyunun tartıştığı çözüm süreci, böylesine anlayışın ürünüdür.
Neredeyse 100-150 yıldır ithal çözümlerle kendi sorunlarını çözmeye kalkan,
özgüvenden korkan, dış politikada pasif kalmaya razı olan bir ülke olmaktan
kurtulduk. Asıl bu 10 yıl içinde ortaya çıkan şey, sorunlar karşısında yerli
çözümler üretme kapasitemizdir. Çözüm süreci böyle bir süreçtir."
Ülkede yıllar önce yapılan yanlış uygulamaların, devlet içindeki
çeteleşmeler yüzünden pek çok kesime karşı yapılmış haksızlıkların, toplum
kesimleri arasında çatışma unsurları doğuracak birtakım sıkıntıları meydana
getirdiğini anlatan Çelik, AK Parti hükümetinin, makbul vatandaş, makbul olmayan
vatandaş ayrımının ortadan kalkması hususunda büyük irade gösterdiğini aktardı.
Öncelikle yasaklarla çok ciddi biçimde mücadele ettiklerini, insanların ana
dillerini konuşması önündeki yasakları kaldırdıklarını ifade eden Çelik, şöyle
konuştu:
"Anadolunun oluşturduğu büyük senteze tek bir kimlikten değil, çokluk
içinde, birlik anlayışı içinde farklı kimliklerden oluşan büyük bir çatının
perspektifinden baktık. Bugün çözüm süreci Türkiyenin demokrasisini, sosyal
barışını tehdit eden silahlı unsurların ülke topraklarının dışarısına çıkarılması
sürecidir. Bu konuda çeşitli şeyler yazılıyor, kara propaganda malzemesi olarak
gerçekle alakalı olmayan birtakım şeyler üretiliyor. Şunu bilin ki; AK Parti
hükümeti milletin çizdiği sınırların dışına çıkmaz."
Çelik, kaygı ve korku üretenlerin esasında özgüven sahibi Türkiyeye adapte
olamamış kesim olduğunu, özgüven duygusundan yoksun oldukları için sürekli korku
içerisinde yaşadıklarını belirtti.
-Silahlı unsurların yurt dışına çıkışı-
Akan kanın durması ve annelerin ıstırap çekmemesi için büyük bir iradeyle
çözüm süreci sürdürülürken bazı kesimlerin meseleyi Türk ırkçılığı ile Kürt
ırkçılığının kavgası haline dönüştürülmeye çalıştığını dile getiren Çelik, bu
milletin iki ırkçılığın provokasyonu arasında çözüm sürecinin sıkışıp kalmasına
müsaade etmeyeceğini vurguladı.
Bakan Çelik, silahlı unsurların yurt dışına çıkışıyla ilgili sorular
geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet silahlı mücadelesini hangi metotlarla veriyorsa, o metotlarla bugün
demokrasimizi, sosyal barışımızı korumak için teröre karşı mücadele edilmişse,
aynı mekanizmalar, bugün silahlı unsurların silahlarını bırakıp yurt dışına çıkma
iradesi göstermeleri halinde onlara dokunulmaksızın yurt dışına çıkmalarını
sağlayacak iradeyi üretecektir. Bunun için bir yasal değişikliğe, yasal güvenceye
ihtiyaç var mıdır, yok mudur- tartışması sanal bir tartışmadır. Bunun TBMMnin
yasal düzenlemeyle halledilmesi şeklindeki tartışma zeminine çekilmesi doğru bir
tartışma zemini değildir. Demokrasimiz silahlı tehdit altında olduğu zaman nasıl
bir iradeyle bununla mücadele ediyorsak, bu silahlı tehdidi üretenler ülke
topraklarından yurt dışına çıkmaya kalktığı zaman siyasi irade silahlarını
bırakıp yurt dışına çıktıkları taktirde bunlara dokunulmayacak deniyorsa, bu çok
basit şekilde bir düzenlemeyle halledilir ve bu temin edilir. Mesele nettir,
silahlı unsurlar silahlarını bırakıp yurt dışına çekilmeye başladıkları andan
itibaren bunlara dokunulmayacaktır ve bunlar ülkeyi terk edeceklerdir. Hükümetin
iradesi budur. Terör yoluyla elde edilecek bir mesafe kalmamıştır, terör yoluyla
ulaşılacak bir amaç kalmamıştır."
Çözüm sürecinin sadece AK Parti iktidarının ürettiği bir süreç olmadığını,
milletin ortak değerlerinden gelen bir süreç olduğunu vurgulayan Çelik, bu
nedenle MHP, CHP ve BDP tabanındaki vatandaşların da sürece destek verdiğini
ifade etti.
"Artık çözüm süreci, bir Türkiye sürecidir" diyen Çelik, çözüm sürecinin
duygudaşlık, kaderdaşlığın önündeki engellerin ortadan kaldırılması süreci
olduğunu vurguladı.
Çukurova İlçe Başkanlığındaki toplantıya AK Parti Adana Milletvekilleri
Necdet Ünüvar, Mehmet Şükrü Erdinç, Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk ve İl
Başkanı Ziyaeddin Yağcı da katıldı.
-Sarıçam ilçe danışma meclisi toplantısı-
Çelik, Asım Savaş Spor Salonunda düzenlenen AK Parti Sarıçam İlçe Danışma
Meclisi Toplantısında ise yerel seçimlerin Türkiyenin 2023 vizyonunu
gerçekleştirmesi için bir kader seçimi olacağını söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin çözüm süreci ile ilgili söylemlerine
dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
"Sayın Bahçeli mitinginde, tek bayrak, tek millet, tek devlet diyen kim
varsa gelsin diyerek kendi partisini kast edip bu çatının altında buluşsun
diyor. Tek bayrak, tek millet, tek devlet diyenlerin buluştuğu çatının adı AK
Parti çatısıdır. Ama biz tek bayrak, tek millet, tek devlet diyenlerin bizim
partimizde buluşanlardan ibaret olduğu iddiasında da değiliz. Biz diğer
partilerin tabanlarında olan, o partilere gönül vermiş vatandaşların da bu görüşü
paylaştığını biliyoruz. Temel mesele şudur; bu ülkede geçmişte ekonomik krizlerde
bu milletin imkanları soyulurken sesini çıkarmayanlar, hatta bu ekonomik
krizlerin sebebi olanlar, geçmişte inançları yüzünden okul kapılarından kız
çocukları çevrilirken onların hakkı hukuku adına sesi çıkmayanlar, geçmişte Kürt
vatandaşlarımızın dilleri, kimlikleri yasaklanırken sesini çıkarmayanlar bugün
hangi iddia ve dayanakla tek millet, tek bayrak ve tek devletin temsilcisi
olduklarını söylüyorlar-"
Muhabir: Aykut Ünlüpınar - Volkan Kaşik
Yayıncı: Tevfik Işık