ANTALYA (A.A) - ABDdeki Albert Einstein Üniversitesi Tıp
Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Benjamin Levy, "Bütün kanser türleriyle
kıyaslandığında en fazla ölüm, akciğer kanserinden oluyor" dedi.
Susesi Otelde gerçekleştirilen 20. Ulusal Kanser Kongresi kapsamında
Antalyada bulunan Doç. Dr. Levy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir takım
moleküler değişiklikleri bilmediklerinden dolayı 10 yıl öncesine kadar bütün
kanser hastalarına aynı tedavi yöntemini uyguladıklarını söyledi.
Moleküler değişikliklerin ayrımının farkına varmalarının ardından her kanser
türüne farklı tedavi uygulanması gerektiğini belirlediklerini anlatan Levy, artık
her akciğer kanserinin aynı olmadığını bildiklerini kaydetti.
Kişiye özel ilaç tedavinin, her hastanın bireysel özellikleri, genetik
yapısına göre tedavi yöntemi belirlenmesi anlamına geldiğini dile getiren Levy,
bunun tıpta geleceğin tedavi anlayışını oluşturmasının beklendiğini vurguladı.
Kişiye özel tedavinin temelinde her hastalığın aynı olmaması ayrımının
yattığını ifade eden Levy, "Akciğer kanseri saptanmış hastalara bir süredir
kişiye özel tedavi yöntemi uygulanıyor. Bu şekilde hastaların tedaviye yanıt
verme şansının yükseltilebildiği dikkatimizi çekti. Örneğin artık EGFR ve ALK
gibi yönlendirici mutasyonları test edebiliyoruz. Bu mutasyonlar bütün akciğer
kanserlerinde değil ama bir bölümünde bulunabiliyor. Eğer bu mutasyonlar varsa
hastaya kemoterapi değil de ona göre tedavi yöntemleri uyguluyoruz" dedi.
Levy, dört hastadan birine hedefli tedavi uygulayabildiğini bildirerek, bu
sayede hastanın daha uzun yaşayabildiğini, yaşam kalitelerinin arttığını
kaydetti.
Kişiye özel tedavide hastalara kemoterapi yerine basit bir hap verdiklerine
işaret eden Levy, şöyle devam etti:
"Amerikada çalıştığımız klinikte geleneksel tıbbi tedavilerin yanı sıra
yaşam kalitesini artırmaya yönelik destek tedavilerini de çok önemsiyoruz.
Hastanın yaşam kalitesini müzikle tedavi yöntemi ile de artırabiliyoruz. Yaşam
süresini uzattığına dair elimizde bir veri yok ama yaşam kalitesini çok
artırdığına inanıyorum. Bizim kliniğimizde müzisyenler var. Gitar, piyano
eşliğinde hastalarımız kemoterapi tedavisi alıyor."
-"Sigarayla savaşmanın en önemli işimiz olduğuna inanıyorum"-
"Bütün kanser türleriyle kıyaslandığında en fazla ölüm, akciğer kanserinden
oluyor" diyen Levy, "Daha iyi tedavi yöntemleri üretmek ve kanseri önlemek için
daha fazla gayret gösterilmesi gerekir. Kanserin önlenmesinde eğitim önemli bir
faktör. Ben de ABDde ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde sigaranın zararları ile
ilgili bilinçlendirme eğitimlerine katılıyorum" diye konuştu.
Levy, sigaranın bırakılmasının akciğer kanserinin önlenmesinde önemli dönüm
noktası olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Amerikada yüksek risk taşıyan hastalarda bir araştırma yaptık. Bu riskin
en fazla olduğu hastaların 55 yaş ve üzerindeki insanlar olduğunu belirledik. Bu
hastaları yıllık olarak bilgisayar üzerinden test edersek, erken dönemde kanseri
teşhis edebiliriz. Akciğer kanserinden ölüm riski bu şekilde yüzde 20 azalır.
Kanserle ilgili en önemli risk faktörü olan sigarayla savaşmanın en önemli işimiz
olduğuna inanıyorum. Sigara içmeye başlamamak ve içenlerin bırakmasını sağlamak
en önemli amacımız olmalı. Türkiyede gördüğüm, sigara paketlerinin üzerindeki
Sigara öldürür, sigara akciğer kanserine neden olur gibi yazıları Amerikada
uygulamaya çalıştık ancak başarılı olamadık. Bu uygulamanın insanları sigaradan
uzaklaştırmak için önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle gençlerin sigaraya
başlamamasında bu önemli. Görsellerin hedefi gençler olduğu için etkilerini uzun
zaman içinde görebiliriz."
Kapalı alanlarda sigara içme yasağının, sigara içmek için yer
bulunamamasından dolayı sigara içilmemesini sağladığını, bunun da sigaranın
bırakılmasında etken olduğunu dile getiren Levy, sigara reklamlarının artık kitle
iletişim araçlarında görülmediğini ve organizasyonlara sponsor alamadıklarını
belirtti.
-"Kanserden ölümler 2030 yılında damar hastalıklarını geçebilir"-
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yaşam Kalitesini
Destekleme Programı sorumlusu Prof. Dr. Hakan Bozcuk, Türkiyede kişiye özel
tedavinin dünyada yeni bir uygulama olduğunu dile getirerek, bu yöntemlerini
takip ederek hastalarına uyguladıklarını söyledi.
Hedefe yönelik tedavi denildiğinde birçok kanser türündeki tedaviyi
kapsadığını, bunların hepsinin dünyada aktif bir geliştirme sürecinde olduğunu
anlatan Bozcuk, "Bu çalışmalar devam ediyor. 3-5 yıl sonra bunlardan dünyada daha
fazla olacak. 30 yıl önce tek tip bir akciğer kanseri vardı ama bugün kişiye özel
tedavinin olduğunu gördük. Son 10 yılda bununla ilgili araştırmalar hızlandı. Son
5 yıl da ise şaha kalktı" dedi.
Günümüzde ölümlerin en fazla damar sistemleri hastalıklarına bağlı olarak
gerçekleştiğini, kanserden ölümlerin ikinci sırada olduğunu ifade eden Bozcuk,
"Kanser hastalarının sayısının her geçen gün artıyor. Kanserden ölümler 2030
yılında damar hastalıklarını geçebilir. Hedefe yönelik tedavi yöntemi, daha düşük
bir yan etki ile bir tedavi verebilir, hastaları daha kaliteli yaşatabilir" diye
konuştu.
Muhabir: Yusuf Karadağ
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu