MARDİN (A.A) - Temaslarda bulunmak üzere Mardine gelen Kanada
Büyükelçisi John T. Holmes ile Yeni Zelanda Büyükelçisi Taha Macpherson Mardin
Valisi Turhan Ayvazı makamında ziyaret etti.
Kabulde konuşan Ayvaz, Mardinin farklı özelliklere sahip bir şehir
olduğunu, dünyanın en büyük medeniyetleri Asurlar, Sümerler, Babiller, Persler,
Emeviler, Selçuklu ve Osmanlı gibi yaklaşık 30 medeniyet ve imparatorluğun bu
bölgede yaşadığını kaydetti.
Tarihi kentin, farklı dil de dinleri de bir arada barındırdığına dikkati
çeken Ayvaz, şöyle dedi:
Pagan dinleri işte güneşe, yıldıza, şeytana tapanlar, daha sonrada yine
semavi dinlerin bu bölgeden çıkıp yayıldığını görüyoruz. Örneğin Hz İsanın
konuşma dili Aramice idi. Dünya üzerinde Aramice konuşan insanlar sadece bu
bölgede, 3 bin civarındadırlar. Onlar aynı dili yani 2 bin yıl önceki dili
Hazreti İsanın dilini konuşuyorlar. Bu medeniyetlerin yaşamasından sonra müthiş
bir kültür oluştu. Bu dillerin dinlerin kaybolmaması için devlet olarak çok çaba
sarf ediyoruz. Her türlü dine ait mabetleri kiliseleri camileri kaybolmaması için
her türlü projeleri yapıyoruz. Öyle dünya mirası olan bir tarihe sahip çıkmak
sadece bizlerin sorumluluğu değil aynı zamanda bütün dünya devletlerinin
sorumluluğunda olması gerektiğinden kendilerinden de bu bölgenin kendi
ülkelerinde tanıtılması anlatılması ve buralara gelinmesi için teşvik edilmesini
arzu ediyoruz.
-Dillerin kültürlerin kaybolmaması bizim devlet politikamız-
Vali Ayvaz, dillerin ve kültürlerin kaybolmaması için yoğun çaba
harcadıklarını, Mardinde çeşitli dinlere ırklara mensup insanların evleri
tamamen birbiri içine geçtiğini vurgulayarak, burada Arap, Türk, Kürt ve
Süryanilerin tamamen karıştığını bildirdi.
Onların temsilcileri ile devamlı görüştüklerini belirten Ayvaz, Dil ve
kültür olarak bunları kaybetmemeleri için uğraşıyoruz. Üniversitemizde Kürtçe,
Arapça, Zazaca, Süryanice, İbranice bölümleri açtık. Dillerin kültürlerin
kaybolmaması bizim devlet politikamızda var. Halk arasında bir düşünce çatışması
yok. Bizim bu bölgede sıkıntımız terörist gurubudur. PKK gurubunun desteklenmesi,
bazı ülkeler tarafından destekleniyor. İran, Irak ve Suriye gibi. Bu gurup
uyuşturucu ticareti yaptığı için bazı çıkar ve menfaatler var. Sıkıntımız sadece
terör örgütüdür diye konuştu.
-Teröre ortak tepki-
Terör örgütünün faaliyetlerine ortak tepki gösterilmesi gerektiğine değinen
Ayvaz, Güneydoğuda terörist faaliyetlerinde bulunan, ana görevi uyuşturucu
ticareti olan terör guruplarına Avrupada kesinlikle izin verilmemesi lazım. Daha
önce farklı ülkelerin de büyük elçileri geldi onlara da aynısını söyledik. Onlara
ait Tv kanalları kapatılması lazım. Bunların Avrupadaki faaliyetlerine müsaade
edilirse çocuklarınız da çok zarar görür. Uyuşturucuya başlarlar. Bu Avrupanın
şu andaki en büyük suçu ve günahıdır. Avrupadaki terör guruplarının çoğalmasını
engellemeleri lazım diye konuştu.
Kanada Büyükelçisi John T. Holmes ise, Kanada da ve Yeni Zelandada PKKnın
faaliyetlerinin yasaklandığını belirterek, Kanada da ve Yeni Zelandada PKK
faaliyetleri yasaklanmış durumda. Hem MİT ile hem de Dışişleri Bakanlığı ile iş
birliği içindeyiz. Bir takım faaliyetler gözlemlediğimizi ve bunları
bildireceğimizi belirttik şeklinde konuştu.
Yeni Zelanda Büyükelçisi Taha Macpherson da, terörle mücadele konusunda
kendileri ile birlikte çalışan ve düşünen ülkeler ile iş birliği içerisinde
olduklarını anlatarak, Yeni Zelanda da terör ile ilgili çok fazla bir sıkıntı
çekmiyoruz. Terörü kesinlikle kınıyoruz. Terörle mücadele konusunda bizimle
birlikte çalışan bizim gibi düşünen ülkeler ile birlikte iş birliği
içerisindeyiz. Ve böyle olmaya da da devam edeceğiz dedi.
Muhabir: İbrahim Sincar/Nail Kadırhan
Yayıncı: Behçet Güngör