KÜTAHYA (A.A) - Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Tıp Fakültesi
Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Basri Amasyalı, kalbin içinden gelen
kısa devreler sonucu oluşan çarpıntı ve ritm bozukluklarının, hayati öneme sahip
olduğunu bildirdi.
Amasyalı, yaptığı yazılı açıklamada, tüm dünyada ve Türkiyede kalbe bağlı
ölümlerin yarısından fazlasının, ritm bozuklukları ile geliştiğini belirtti.
Kalbin, normalde mükemmel bir elektrik sistemi sayesinde vücudun
gereksinimlerine göre günde ortalama 100 bin kez ritmik şekilde çalıştığı
bilgisini veren Amasyalı, şunları kaydetti:
"Bazı sebeplerden dolayı kalbin bu ritmik çalışması bozulmaktadır. Kalbin
içinden gelen kısa devreler sonucu oluşan çarpıntı ve ritm bozuklukları hayati
öneme sahip olabilir. Kalbimizin ana görevi, içerisinde bulunan kanı
pompalamaktır. Bu işlevin düzenli bir şekilde yerine getirilebilmesi için hiç
şüphesiz ki düzenli bir komutun alınması gerekmektedir. Bu komutun çıkış yeri sağ
kulakçıktadır ve adına sinüs düğümü denilmektedir. Sinüs düğümü, vücudun anlık
nabız ihtiyacını karşılamak amacıyla karmaşık bir sinir ağı ile çalışmaktadır.
Vücudumuzun ihtiyacına göre nabız sayımız sürekli değişkenlik göstermekte olup
normalde istirahat halinde olan bir kimsede dakikada 60-100 atış arasıdır. Ritm
bozukluğuna yol açan en sık sebep kalpte oluşan kısa devrelerdir. Çoğu çarpıntı
atakları aniden başlamakta ve bir süre devam ettikten sonra kendiliğinden
sonlanmaktadır. Hasta hekimin karşısına geldiğinde de çoğu zaman çarpıntı
atakları sonlandığından hiçbir şey bulunamamaktadır. Bu sebepten dolayı da
çarpıntı ya da ritm bozukluğu olan hastalar bazı durumlarda panik atak hastalığı
şeklinde değerlendirilmekte ve hastalara gereksiz tedaviler verilmektedir. Daha
da önemlisi, panik atak tedavisi amacıyla verilen ilaçların bir kısmı da ilave
ritm bozukluğuna yol açabilmekte ve hastalar eskisinden daha kötü noktaya
gelebilmektedir."
Muhabir: Hadi Şengül
Yayıncı: Sedat Gök