İZMİR (A.A) - Hüseyin Bağış / Efsun Yılmaz - İçinde yapay
kalp bulunan bir çantayla yaşayan Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi
Kalp ve Damar Cerrahisinin çocuk hastaları, rahat nefes almak, yorulmadan koşmak
ve hayallerindeki mesleğe kavuşmak için organ bağışı çağrısı yaptı.
Artvinin Şavşat ilçesinde 8 yıl önce dünyaya gelen ve geçen yıl kalbinden
rahatsızlanan Zeynep Altun, AA muhabirine hastalığını, okulunu ve yapay kalbini
anlattı.
Mide bulantısı, yorgunluk gibi şikayetlerle önce Artvindeki sağlık
kuruluşlarına gittiklerini söyleyen Zeynep, Hemencecik yoruluyordum. Biz de
hastaneye gittik. Onlar bizi Trabzona gönderdiler. Orada bir süre tedavi gördüm
ve İzmire sevk ettiler. Ağustos ayında yapay kalp takıldı. Ameliyata girerken
biraz korkmuştum dedi.
EÜde tedavi görebilmek için öğretmen babası, annesi ve 2 kardeşi ile
İzmire taşındıklarını ifade eden Zeynep, Malazgirt İlköğretim Okulunun 3.
sınıfına devam ettiğini, arkadaşlarının içinde yapay kalp bulunan çantasını çok
merak ettiğini dile getirdi.
Koşamadığı için arkadaşlarıyla gönlünce oynayamadığını da söyleyen Zeynep
Altun, geleceğe ilişkin hayalini ise şöyle özetledi: Artık yeni bir kalp ve
rahatça oynayabilmek, koşabilmek istiyorum.
-İsmail ressam olmak istiyor-
İzmirde serbest meslekle uğraşan ailesinin 2012 yılında grip belirtileriyle
hastaneye götürdüğü 15 yaşındaki İsmail Hakkı Özcan, yapay kalbinin yer aldığı
çantanın 2 kilo ağırlığında olduğunu belirtti.
Behçet Uz Hastanesi Çocuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine 2012 yılında
gittiklerini dile getiren İsmail, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
İlk başta grip oldum, öksürmeye başladım. Griptir, geçer dedim.
Ciğerlerim enfeksiyon kapmış, enfeksiyon kalbe sıçramış. Kalp yetmezliği çıktı.
Kalbim zaten çok hızlı atıyordu. O kadar büyümüştü ki kalp atışı dışarıdan bile
fark ediliyordu. Bizi EÜye gönderdiler. Burada da 6 ay önce ameliyat oldum.
Ameliyattan uyanınca yapay kalbi gördüm, kendime üzüldüm ama sonra Daha kötüleri
de var, bunu bulamayanlar da var dedim, halime şükrettim.
Emrullah Efendi İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi olduğunu, ancak
hastalığı nedeniyle artık okula gidemediğini belirten İsmail, ziyarete gelen
arkadaşlarına yapay kalbin üzerindeki göstergeleri ve şarj edilebilen bataryaları
anlattığını ifade etti.
Bir an önce iyileşme ve arkadaşlarına kavuşma hayalini dile getiren İsmail
Hakkı Özcan, Kalp istiyorum, kalp naklinden sonra da büyüyünce inşallah ressam
olurum diye düşünüyorum. Resmim çok iyi çünkü diye konuştu.
Memur baba ve ev hanımı annenin 7. sınıfa giden kızları 13 yaşındaki Hümeysa
Nur Orak da Yapay kalbimi çok sevdim, çünkü bu olmasaydı hayatta olamazdım
dedi.
-Genç insana genç kalp-
EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Yağdı da durumu
kötüleşen hastalara nakil için organ bulunamayınca yapay kalplerin takıldığını
belirterek, Belli bir süre sonra denize düşen yılana sarılıyor. Ancak bu yapay
kalpler çok yeni cihazlar. Bu cihazları kullanan her vaka yeni bir örnek olacak
dedi.
Prof. Dr. Yağdı, şöyle konuştu:
Çocuğu olanlar adına konuşmak zor. Bir insanın canından çok sevdiği
çocuğunun travmasını üzerinden atamadan organ bağışı önerisi ters
algılanabiliyor. Bunu anlamak lazım. Burada önemli olan, sağlık çalışanı ve hasta
yakını arasındaki iletişimdir. Sağlık çalışanı, Artık çocuğunuz için tıbbi
anlamda yapılacak bir şey kalmadı dediği zaman hastanın buna güvenmesi büyük
önem taşıyor. Elbette 1.50 boyundaki bir yetişkinin kalbini de bir çocuğa
nakledebiliriz ama genç insana genç kalp takmak isteriz.
Kalp Hastaları ve Nakillileri Derneği Başkanı Çağatay Çağlar ise nakil için
kalp beklemenin çok zor bir süreç olduğunu, bu süreçte diğer organların da iflas
edebildiğini, hastanın ve ailesinin ruh sağlığının bozulduğunu dile getirdi.
Derneğin kalp nakli olan 10, yapay kalbe bağlı ya da kalp hastası 200 üyesi
olduğunu vurgulayan Çağlar, ekonomik imkansızlıklar nedeniyle amaçlarına
ulaşamadıklarını, hastaların iyiliği için derneğin yönetimini gönüllülere
devretmeye hazır olduklarını anlattı.
Özellikle küçük yaşta kalp nakli bekleyen, yapay kalple yaşayanların
durumunun içler acısı olduğuna da işaret eden Çağatay Çağlar, Yetişkinler için
bile donör bulunmazken kimse çocuğunun organını bağışlamak istemiyor. Yapay
kalplerin en küçük alarmında bile aileler, çocuklarıyla hastane koşuyor. Bu
çocuklar, çeşitli sebeplerle haftanın 5 gününü hastanede geçiriyor. Özellikle
çocukların bir an önce kalbe kavuşması gerekiyor. Hediyeniz hayatlar olsun,
organlar toprakta çürümesin, canda yaşasın diye konuştu
Yayıncı: Nevbahar Kabaklı