DENİZLİ (A.A) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat
Ahsen Coşar, İmralıdaki görüşmelere ilişkin, Ne kadar çok şeffaflaşırsa, bana
göre halk tarafından o kadar çok benimsenir ve içselleştirilir dedi.
TBB ve Denizli Barosu tarafından düzenlenen Ulusal Baro Ağı Projesi (UBAP)
ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) konulu seminer için Denizliye gelen
Coşar, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiyenin hukukla olan sorununun hiç
bitmediğini belirterek, ülkenin en önemli sorununun hukuk ve hukuksuzluk olduğunu
savundu.
Türkiye tarihinde 1. Meşrutiyet ile başlayan sürecin aslında hukuk yoluyla
toplumu dönüştürme projesi olduğunu dile getiren Coşar, şöyle devam etti:
Aynı şekilde cumhuriyet, hukuk yoluyla toplumu dönüştürme projesidir ve
büyük Atatürkün hukuk devrimleri sayesinde bence çok önemli bir aşama
kaydetmiştir. Şimdi üçüncü aşamayı yaşıyoruz, o da Avrupa Birliğidir. AB de
hukuk yolu ile toplumu dönüştürme projesidir. Türkiye bu konularda biraz mesafe
almış olmakla birlikte hukukla olan sorunu veya hukukla olan imtihanını daha
henüz geçmemiştir. Süreç devam ediyor. Geçmişte de hukuksuzluk vardı, bugün de
hukuksuzluk var. Yargının verdiği iyi örnekler de var, kötü örnekler de var. Uzun
zamandır ifade ettiğimiz, özellikle tutuklamanın bazı hakimler veya bazı
mahkemeler tarafından amacına uygun şekilde kullanılmamış olması var. Tedbir olan
tutuklamanın, tedbir olmaktan çıkartılıp bir infaza ve cezaya dönüştürülmüş
olması var. Bunlar Türkiyeye yakışan olaylar değil. Örneğin 28 Şubatla ilgili
olarak 1,5 ay önce başlatılan bir soruşturma var. Eğer 28 Şubatta gerçekleşmiş
bir suç veya suçlu varsa, Türkiye Cumhuriyetinin savcıları 15 yıldır neredeydi.
15 yıl sonra mı bütün bunlar savcıların akıllarına geldi- Dolayısıyla Türkiye,
yargı ve hukukla olan bu sınavını mümkün olan en kısa sürede aşmalıdır. Çünkü
yargı ve hukuk hepimizin ortak güvencesidir. Yargının, hukukun, bağımsız ve
tarafsız bir konuma yerleştirmesi gerekir.
-4. yargı paketi-
Coşar, 4. yargı paketiyle ilgili soruya karşılık, içeriği hakkında fazla
bilgilerinin bulunmadığı paketin TBBye gönderilmediğini ve bir görüş
alınmadığını, bu durumda değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını belirterek,
şunları söyledi:
Gerçekten Abdullah Öcalanla ilgili geçici maddeler veya ne gibi bir
düzenleme var bilmiyorum. Galiba bugün TBMMye sunulmuş. Sadece ifade özgürlüğü,
örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkıyla ilgili olarak
getirilen şiddet, tehdit içermeyen fiilerin suç olmayacağı yönünde bir
değişikliğin yer aldığını gazetelerde okudum. Türkiye, ifade ve düşünce özgürlüğü
konusunda yaşadığı sorunları çözmek mecburiyetinde. Uygar demokratik ülkelerde
bunun çerçevesi, alanı neyse ki Amerikan Yüksek Mahkemesinin koyduğu ölçü var,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin uygulamaları var, açık ve mevcut bir tehlike
olmadığı sürece ifade ve düşünce özgürlüğünün olması gerekir.
İstanbul Barosunun genel kurul kararı almasıın hatırlatılması üzerine
Coşar, her baronun bağımsız, özerk bir tüzel kişiliğinin bulunduğuna değinerek,
Biz bir aileyiz. Nasıl ailenin fertlerinden birine dışarıdan bir taciz, saldırı
geldiğinde, ailenin diğer bireyleri yanında olursa, biz de İstanbul Baromuza
yönelik açılmış olan bu davayla ilgili baromuzun arkasındayız. Bana göre ortada
bir suç yok, cezanın da olmaması gerekir diye konuştu..
-İmralıdaki görüşmeler-
İmralıdaki görüşmeleri de değerlendiren Coşar, şunları kaydetti:
İmralı görüşmeleriyle ilgili olarak bakış açımız; barışın kazananı çoktur,
savaşın kazananı yoktur. Türkiyenin yaşadığı bu sorunun tabii ki
çözümlenmesinden yanayız. O konuda biz de TBB olarak üzerimize düşen görev varsa
yapmaya hazırız. Türkiyenin yaşadığı en önemli sorunlardan bir tanesi terördür.
Terörün bir an önce sona ermesi ve Türkiyenin o anlamda rahatlaması gerekir. Bu
gidiş gelişler hakkında çok fazla bilgi sahibi değilim. Görüşmelerle ilgili
verilen bazı bilgiler var ama çok şeffaf şekilde götürülmüyor. Tabii bunun biraz
daha şeffaflaşması gerekir. Ne kadar çok şeffaflaşırsa, bana göre halk tarafından
o kadar çok benimsenir ve içselleştirilir. Ülkemizde barış olması için, ülkemizde
barışın tesis edilmesi için yurttaş olarak, avukat olarak, barolar olarak
üzerimize düşen bir görev varsa hepimizin de bu görevi yerine getirmesi
gerekir.
Muhabir: Sebahatdin Zeyrek / Mustafa Dermencioğlu / Serdar Yılmaz
Yayıncı: Murat Taydaş