MARDİN (A.A) - İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çözüm süreci
acılarımızın, travmalarımızın ve öfkelerimizin değil; umutlarımızın, sabrımızın
ve geliştirdiğimiz politikalarımızın yön verdiği süreç olacaktır dedi.
Güler, özel uçakla geldiği Mardin Havaalanında, Mardin Valisi Turhan Ayvaz,
Mardin Belediye Başkanı Beşir Ayanoğlu, İl Emniyet Müdürü Derviş Kara, AK Parti
İl Başkanı İbrahim Fide, partililer ve çok sayıda vatandaş tarafından çiçeklerle
ve halk oyunları ekibinin gösterisiyle karşılandı. İzdiham yaşanan karşılamada,
Bakan Güler kendisine verilen güvercinleri uçurdu.
Bakan Güler, daha sonra konvoy eşliğinde geçtiği Mardin Valiliği önünde
kendisini karşılayan kalabalığa hitap etti. Güler, burada yaptığı konuşmada,
terörün Türkiyenin ayağına pranga gibi yerleştiğini ancak bunu en kısa sürede
çözme gayretinde olacaklarını belirtti.
Terörle mücadelenin kesintisiz süreceğini vurgulayan Güler, Türkiyenin
huzurunu, bütünlüğünü bozmaya yönelik her türlü hareket, karşısında Türkiye
Cumhuriyeti devletini bulacaktır, vatandaşlarımızı bulacaktır. Bunu özellikle
belirtiyorum. Yıllardır süren bu sorunun çözümü konusunda da hükümetimiz önemli
bir iradeyi ortaya koymuştur. Herkesin elini taşın altına koymasını bekliyoruz.
Samimiyet testinden geçilen bir dönemdeyiz. Samimi olan, bu işin çözümüne katkı
verecek olan herkesin katkısını almak zamanıdır. Bunu da inşallah uygulamalarda
göreceklerdir dedi.
Elbette ki farklılıklarımız, çeşitliliğimiz zenginliğimizdir. Bu
zenginliğimizi bir ayrıştırma aracı olarak kullanmak isteyenlere karşı bizim
ortaya koyduğumuz en önemli reçete milli birlik ve kardeşlik projemizdir diyen
Güler, farklılıklar üzerinden toplumu birbirine düşürmeye çalışanlara inat, bölge
insanının daha fazla kardeşlik, birlik ve beraberlikle bu arayışa karşı net
cevabını ortaya koyduğunu ifade etti.
-Mardin örneği-
Bakan Güler, Mardinin farklı kültürleri bir arada barındırdığını ve halkın
barış içerisinde yaşadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
Sayın başbakanımızın birçok defa ifade ettiği gibi Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığı altında bir araya gelen, tarihin, kültürün ve ortak medeniyetimizin
ve inançlarımızın bizi kardeş yaptığı tek bir millet haline getirdi. Bizim
inancımız yıllardan beri bu bölgede özellikle Mardindeki inancımız, bu yörede
çeşitli dil, din ve etnik köken ayrımı yapmadan yıllardır bu memlekette hoşgörü
içerisinde, uzlaşı içerisinde yaşayan insanların inancı beklentisi de budur. Bu
coğrafyanın en köklü şehirlerinden kadim medeniyetin merkezlerinden biri olan
Mardin, tarihten gelen birikimiyle kültürel ve sosyal zenginliğin bir arada
yaşandığı bir ildir. Bu kültürel zenginlik, elbette ki buradaki barış içinde bir
arada yaşamanın en temel unsurunu teşkil ediyor.
Mardin modeli örnek alınacak en güzel en önemli modeldir. Biz yıllardır bunu
burada gerçekleştiriyoruz. Hep bir arada farklı inançlardan insanlar farklı etnik
kökenden insanlar birbirlerinin inançlarına, anlayışlarına her zaman saygılı
oldular. Sayın başbakanımız bu kritik süreçte, çözüm sürecinde ve Türkiyenin
geleceğe çok daha umutla bakması için yeni projelerin üretileceği süreçte,
Mardine ve Mardinlilere önemli bir görev verdi, bunu inşallah sizlerle
gerçekleştireceğiz.
-Çözüm süreci-
Hükümetin toplum olarak birlikte, huzur barış ve güven içinde yaşama
çabasının bulunduğunu anlatan Güler, sorunların doğru tespitini, hatalardan ders
çıkarmayı ama demokratik değerleri de en geniş çerçevede yaşama geçirmeyi
amaçladıklarını vurguladı.
İnsanı en önde tutan birey odaklı, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir
hizmet felsefesini amaçladıklarına işaret eden Güler, Milletimizin teveccühünü,
artan bir oy desteğiyle kazanan hükümetimiz, geçmişte sözü bile edilemeyecek,
düşünülemeyecek birçok reformu, değişimi gerçekleştirdi. O nedenle demokratik
anlamda bizim son yıllarda ürettiğimiz projeler şimdiye kadar düşünülemeyen
projelerdi. Ancak bunu tabii ki demokrasiyi bütün standartlarıyla daha ileriye
götürmek anlamında çabalarımızın devam edeceğini bilmenizi istiyorum. Kaosun
olmadığı, herkesin hukukunun korunduğu bir Türkiye için gece gündüz demeden ve
sizlerle beraber çalışacağız. Tekrar ediyorum, farklılıklarımızı ve
çeşitliliğimizi özgürce yaşamak, güven toplumu olmanın en önemli vasıflarından
biridir. Huzur ve güven toplumu olabilmenin en önemli şartlarından birinin de
korkunun olmamasıdır. İçişleri Bakanlığı olarak amacımız 76 milyon insanımızın,
korku tehdit ve kaostan uzak huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır
şeklinde konuştu.
Terör sorununun çözümünde akan kanın durması, anaların gözyaşlarının dinmesi
ve herkesin birlik içinde ve kardeşçe yaşadığı bir toplumu inşa etme sürecinde
bulunduklarına değinen Bakan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
İçişleri Bakanlığı olarak bu sürecin en sağlıklı şekilde sürdürülmesi için
her türlü çalışmayı insanüstü bir gayretle yapacağız. Çözüm süreci acılarımızın,
travmalarımızın ve öfkelerimizin değil, umutlarımızın, sabrımızın ve
geliştirdiğimiz politikalarımızın yön verdiği süreç olacaktır. Sayın
başbakanımızın defalarca ifade ettiği gibi biz istikbalimizi acılar üzerinde
değil umutlar üzerinde inşa edeceğiz. Bu sürece yani çözüm sürecine olumlu katkı
yapmak isteyen herkes buyursun gelsin hepsine kapımız açıktır. Biz bu ülkede daha
fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla refah istiyoruz ve hükümet olarak
da bunun mücadelesini veriyoruz.
Elbette ki bu süreci sabote etmeye,bu süreci kendi açısından pazarlık
terazisine çevirmeye çalışanlara karşı da tabii ki hukukun diliyle gerekli cevap
verilecektir. Elbette bu süreçte hem terörün devam etmesi hem silahlı mücadelenin
devam ettirilmesi asla kabul edilecek durum değildir. Bu nedenle vatandaşların
birlik ve beraberliğine yönelik her türlü silahlı tehdit, karşısında elbette
Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti ve kurumlarını görecektir. Bu sürecin uzun
ve riskli olduğunun ve terör ekonomisi paydaşlarınca bunun sabote edileceğini
biliyoruz bunun farkındayız. Çözüm sürecinin aksamadan yürütülmesi adına bir
taraftan farklı boyutlarda çalışmalar yürütülürken diğer taraftan da şiddeti ve
silahı çözüm aracı olarak görenlere karşı da tavizsiz mücadeleye devam
edilecektir.
Güvenlikçi politikalar değil ülkemizin huzur ve refah sürecini güvence
altına alan politikalara ağırlık veriyoruz. Demokrasiden ve hukuktan asla taviz
vermeyeceğiz. Ama özgürlüğü başkalarının yaşam haklarının ihlal edilmesi olarak
görenlere karşı da yine hukukun diliyle cevap vereceğiz. Özgürlükler esastır
ancak özgürlükler başkalarının yaşam hakkını ihlal etmemelidir.
Bu süreç sonunda mutlaka Türkiye karlı çıkacaktır. Birlikten ve
beraberlikten rahatsız olan varsa elbette ki kaybedenler safında olacaktır.
-Barış ortamını tesis etmeliyiz ki barış güvercinleri rahatça uçabilsin
Herkesin samimi, sağduyulu ve sabırlı bir şekilde bu sürece sahip çıkması ve
üzerine düşen görevi ifa etmesi gerektiğini de belirten Bakan Güler, sözlerini
şöyle tamamladı:
Göreve başladığım zaman barış güvercinlerinin uçurulması gündeme geldi.
Ben barış güvercinlerinin barış ortamında rahatça uçabileceğine inanıyorum. Yani
biz barış ortamını tesis etmeliyiz ki barış güvercinleri rahatça uçabilsin. Çünkü
sadece barış güvercinlerini uçurma meselesi değildir mesele, burada kendim ifade
ediyorum daha önceki demeçler başka ağızlardan verilen demeçlerdi. Barış
güvercinlerinin uçabileceği barış ortamını sağlamaktır bizim için asıl olan.
Önemli olan o barış ortamını, o kardeşlik ortamını, o birlik ortamını
geliştirmektir.
Muhabir: Abdulhalim Çelik - Necdet Doğruyol
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu