Hudutsuz Ürün

Hudutsuz Ürün-Köy Projesi -Gümüşhane Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Irkın: Köylerdeki tüm arazilerin birleştirilerek şirket veya kooperatif haline getirilmesi Hudutsuz Ürün-Köy Projesinin ana mantığını oluşturmaktadır


GÜMÜŞHANE (A.A) - Gümüşhane Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hasan Irkın, köylerdeki tüm arazilerin birleştirilerek şirket veya kooperatif haline getirilmesinin Hudutsuz Ürün-Köy Projesinin ana mantığını oluşturduğu bildirdi.
     Irkın,Hudutsuz Ürün-Köy Projesi ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Gümüşhanede tarım sektörünün en önemli sorununun işletme ölçeklerinin küçük, tarım arazilerinin dağınık ve parçalı yapıda olması olduğunu belirtti.
     Türkiyede çok parçalı olan tarımsal arazilerde, sınırları kaldırarak ölçek büyüklüğünü artırmak suretiyle arazi kazanılmasının amaçlandığını ifade eden Irkın, şöyle devam etti:
     Türkiyede Miras Kanunu ile tarım arazileri nesilden nesile bölünerek küçülmekte ve ölçek büyüklüğünü kaybederek küçük parçalara ayrılmakta, bunun doğal sonucu olarak da tarım arazileri tarım dışına itilmektedir. Türkiye tarımındaki bu kısır döngüyü çözmek ve ölçek büyüklüğünü artırmak için çalışmalar yapılmaktadır. Bu amaçla Bakanlıkça sürdürülen çalışmaların en önemlisi tarım arazilerini mirasa konu olmaktan çıkaran Miras Hukukunda yapılacak düzenlemeyle ilgili Bakanlığın çalışmaları devam etmektedir.
     Köylerdeki tüm arazilerin birleştirilerek şirket veya kooperatif haline getirilmesinin Hudutsuz Ürün-Köy Projesinin ana mantığını oluşturduğuna dikkati çeken Irkın, şunları kaydetti:
     Buradaki en önemli ayrıntı tarım arazilerinde parseller arasındaki sınırların da ortadan kaldırılmasıdır. Kadastro çalışmaları tamamlanan ve üreticilerimizin arazilerinin tamamının tapulu olduğunu dikkate aldığımızda yukarıda ifade edilen modelde artık parseller arasındaki sınırların da ehemmiyeti kalmamaktadır. Üreticilerimizin sahip oldukları arazilerine ilişkin kadastral veriler ilgili birimlerde sayısal ortamda kayıtlı olduğundan herhangi bir sınır ihlali ve hak kaybı olmayacağı aşikardır. Günümüzde yaklaşık 100 lira değerindeki bir el GPSi ile herkesin arazisinin yerini kolaylıkla bulabileceği bir teknolojiye sahibiz. Bu nedenle halk arasında kavgaya sebebiyet verecek sınır zorlamalarının güncelliğini yitirmiş olması gerektiği kanaatindeyiz. Günümüzde hele de göç edenlerin işlenmeden boş duran arazileri için sınır kavgaları yapmalarının mantığının da anlaşılamamaktadır.
     Irkın, sınırlar kaldırıldığında çok ciddi bir arazi kazanımı olacağını ve bunun neticesinde arazilerin yüzde 10 oranında büyüyeceğini belirterek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
     İki tarla arasında Türkiyede ortalama sınır 1,5-2 metre civarındadır. Sınırların yol olarak kullanılması ve ağaç dikilmesi gibi durumlarda bu rakam 5-6 metreye kadar çıkabilmektedir. Ülkemizde yapılan bir tespitle 2000-2009 yılları arasında bölünme yoluyla oluşan sınırlardan yaşanan arazi kaybının 1 milyon 870 bin hektar olduğu anlaşılmıştır. Bir başka ifadeyle 1 milyon 870 bin hektar tarım arazisi bir hiç uğruna üretim dışında kalarak ülkemiz ekonomisi için de ciddi kayıplar oluşturmuştur. Belli büyüklükte iktisadi tarım işletmesi oluşturmak üzere arazilerin hissedarları bir araya gelerek, gelişen teknoloji ve kayıt sistemleri ile güvence altına alınmış parsellerinin korunacağını bilerek, aralarındaki sınırları da kaldırarak, tarım arazisi olarak kullanılacak alanları arttırarak kooperatif, birlik, şirket, kiralama gibi yollarla araziler tarıma kazandırılabilir. Bu şekilde, teşvik ve desteklemelerden daha fazla yararlanma imkanı sağlanacaktır. Ayrıca tarım için harcanan emek ve iş gücünden tasarruf sağlanarak, maliyeti azaltıp çıktı olarak alınan ürün miktarı ve kalitesi artırılabilecektir.
    
     Muhabir: Engin Doğru
     Yayıncı: Asena Akçay

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER