ESKİŞEHİR (A.A) - Hicret Özkan - Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Füsun Alataş, Dünyada her yıl yaklaşık 8,4 milyon insan tüberküloza
yakalanıyor ve bunların 2 milyonu bu hastalıktan ölüyor dedi.
Prof. Dr. Alataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, verem hastalığının
Mycobacterium tuberculosis mikrobu tarafından oluşturulan ve solunum yoluyla
bulaşan bir hastalık olduğunu kaydetti.
Veremin ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak önemini koruduğunu vurgulayan
Prof. Dr. Alataş, şöyle konuştu:
Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri
tüberküloz mikrobuyla enfekte olmuştur. Dünyada her yıl yaklaşık 8,4 milyon insan
tüberküloza yakalanıyor ve bunların 2 milyonu bu hastalıktan ölüyor. Tüberküloz
hastalığı, solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Solunum yolu salgıları, hasta
kişilerin öksürmesi, hapşırması, konuşması ile havaya atılıyor. Bu hastalık,
salgı yoluyla sağlıklı kişilere bulaşıyor. Mikrobun bulaştığı her kişide mutlaka
hastalık gelişmez. Alınan basiller kişiyi hastalandırmaksızın vücutta saklı kalır
ve vücut direncinin düştüğü bir anda ortaya çıkar. Bulaşma açısından en riskli
kişiler, hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile bireyleri ve yakın çalışma
arkadaşlarıdır. Kaşık, çatal, bardak gibi yemek gereçleri, elbiseler, çarşaflar
gibi eşyalarla tüberküloz mikrobunda bulaşma olmaz.
-Doğrudan gözetimli tedavi-
Prof. Dr. Alataş, tüberküloz hastalığının belirtilerinden en önemlisinin iki
haftadan uzun süren öksürük olduğuna işaret ederek, bunun yanında balgam
çıkarmanın, değişken miktarlarda kan tükürmenin, göğüste ağrı ve nefes darlığının
da hastalığın belirtileri arasında yer aldığını anlattı.
Teşhisin ardından tedavide çok titiz davranılması gerektiğini belirten Prof.
Dr. Alataş, şöyle devam etti:
Tüberküloz tedavisinde, etkili olan güçlü ilaçlardan önce, iyi beslenme,
istirahat ve uzun süreli sanatoryum tedavisine başlanıyor. Günümüzde tüberküloz
basilini öldüren çok güçlü ilaç tedavileri vardır. Tedavinin her gün düzenli bir
şekilde alınması çok önemlidir. Düzenli tedavi hem hastanın iyileşmesini sağlar,
hem de bulaşıcılığı hızla önleyerek toplum sağlığını korur. Bunun için genelde
doğrudan gözetimli tedavi, yöntemi tercih edilir. Bu sayede hastalara her doz
ilaç, bir görevli tarafından düzenli olarak içirilir. Doğrudan gözetimli tedaviye
gerek duyulmasının temel nedeni, hastaların bir kısmının en az 6 ay sürecek bir
tedaviyi düzenli sürdürememesidir. Hangi hastanın tedavisini düzenli kullanıp
kullanamayacağı öngörülemeyeceğinden tüm tüberküloz hastalarına doğrudan
gözetimli tedavi yapılması gereklidir. Ülkemizde birçok ilde doğrudan gözetimli
tedavi başlamıştır. Bu illerde hastaların ilaçları evlerine en yakın sağlık
kuruluşu tarafından gözetim altında içirilmektedir. Düzensiz ve hatalı tedaviler
yüzünden ilaçlara dirençli tüberkülozlu hasta sayılarının ülkemizde yüksek oluşu
önemli bir sorumuzdur.
-Tüberküloz kesinlikle tedavi edilebilen bir hastalık-
Prof. Dr. Alataş, tüberkülozun kesinlikle tedavi edilebilen bir hastalık
olduğunu, sadece tedavilerini düzenli olarak gerçekleştirmeyenler de ciddi
sonuçlar doğuracağını bildirdi.
Tüberküloz hastasının güneş gören ve sık havalandırılabilen bir odada
kalması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Alataş, Öksürürken, hapşırırken,
konuşurken ağız ve burnunu kapatmalıdır. Tüberküloz ilaçları her gün düzenli
olarak alınmalıdır, ilaçları alırken, doktora danışmadan başka ilaçlar
kullanılmamalıdır. İlaçlara bağlı yan etki oluşması durumunda en kısa sürede
doktora gidilmelidir. En önemlisi de sigara ve alkol kullanılmamalıdır. Kadın
hastalar ise gebelik, emzirme, doğum kontrol yöntemleri ile ilgili durumlarını
doktorlarına bildirmelidir diye konuştu.
Yayıncı: Mürsel Çetin