HATAY (A.A) - İsmihan Özgüven - Tarih boyunca çok sayıda
medeniyete ev sahipliği yapan ve zengin kültürel mirasa sahip olan Hatay,
unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarını da açılan kurslar ve sanatçıların
çabalarıyla yaşatmaya çalışıyor.
Lübnanın Bekaa Vadisinin doğu kısmından doğan, Suriyeden geçerek
Türkiyeye ulaşan Asi Nehrinin ortasından geçtiği Hatay, dünyadaki ilk mağara
kilise olan ve Hz. İsaya inananlara ilk kez Hristiyan adının verildiği yer olan
St. Pierre Kilisesi, taban mozaiği zenginliği açısından dünyada üçüncü sırada
yer alan Hatay Arkeoloji Müzesi, Anadolunun ilk camisi olan ve Hz. İsanın
üç havarisi ile Habib-i Neccarın mezarlarının yer aldığı, bir dönem kilise, bir
dönem de cami olarak kullanılan Habib-i Neccar Camisi, dağdan gelen sel
sularını önlemek amacıyla Roma İmparatorluğu döneminde bin tutsağa 10 yılda
yaptırılan Titus Tüneli ile dikkati çekiyor.
Kent, Beşikli Mağara, Dor Mabedi ve Samandağ ilçesine bağlı Hıdırbey
Köyünde bulunan, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 30
yıl önce anıt ağaç ilan edilen Hazreti Musa ağacı gibi zenginliklerle de
adından söz ettiriyor.
Hatayda, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra, unutulmaya yüz tutmuş
el sanatlarını da koruma adına önemli adımlar atılıyor.
Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, en
eski yerleşim birimlerinden biri olan kentin, Akdeniz havzasının da en eski ve
özgün özelliklerini bünyesinde taşıdığını söyledi.
Hatayın onlarca uygarlığa ev sahipliği yapması nedeniyle büyük bir kültürel
mirasa sahip olduğunu ifade eden Lekesiz, farklı dinlerin bir arada barış ve
hoşgörü içerisinde yaşadığı kentte, kültürel zenginlik ve hoşgörünün toplumsal
yaşamla sanata da yansıdığını kaydetti.
El sanatlarının, kent kimliğinin en canlı belgelerinden olduğunu vurgulayan
Lekesiz, ahşap oymacılığı, sepetçilik, çinicilik, iğne oyası, mozaik işçiliği,
ney yapımı, tandır, tezhip gibi sayısız el sanatının bulunduğunu belirtti.
Hatayda yaklaşık 30a yakın unutulmaya yüz tutmuş el sanatının hala ilçe ve
köylerde ustalar tarafından yapılmaya çalışıldığını anlatan Lekesiz, şöyle devam
etti:
Kentimizdeki tarihi ve doğal güzelliklere, el sanatlarını da eklemek için
çalışıyoruz. El sanatları konusunda kent genelinde önemli çalışmalar yapılıyor.
Bu değerleri yaşatmak için biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. Bu kapsamda
unutulmaya yüz tutmuş el sanatları ve sanatçıları koruyup gelecek kuşaklara
aktarmak için 2 yılda 476 kurs düzenledik. Bu kurslarda 9 bin kişiye eğitim
verildi. Amacımız, bu sanatları koruyarak, turizmden daha fazla pay almayı
sağlamak. Bir taraftan da gelecek kuşaklara bu sanatları aktarmak istiyoruz.
Kentimizin bu konudaki potansiyeli mükemmel.
-Bazı el sanatları-
Ahşap ve elverişli yüzeylerin kızgın metal bir kalemle yakılarak çeşitli
motiflere bezenmesi işlemiyle yapılan yakma resim sanatının ustalarının da yer
aldığı kentte, erik, gül gibi ağaçların yanı sıra Samandağ ilçesinde yetişen
kamışlarla güzel bir sesin çıkması sağlanan, halk sanatları içerisinde nefesli
sazlardan olan meyin yapıldığı Hatay, bu açıdan önemli merkezler arasında
bulunuyor.
Tasavvuf müziğinin en önemli enstrümanlarından olan ve boğum aralığı
nedeniyle yurt içi ve yurt dışındaki neyzenlerin tercih ettiği neyler ise
Hataydaki usta eller tarafından, binbir zahmet ve uğraşla Kasım ve Aralık ayları
arasında doğal ortamdan toplanan kamışlarla üretiliyor.
Müzik enstrümanlarının yanı sıra, Hatayda hemen her köşebaşında görülen
işletmelerde usta ellerin farklı renklerde taşlarla yaptıkları tablolar da
dikkati çekiyor.
Mozaik işçiliği, yakma resim, ney ve mey yapımlarının yanı sıra Hatayda
buğday sapı işçiliği, kilim ile aba dokumacılığı, çam kozalağından sepet,
semercilik gibi unutulmaya yüz tutmuş el sanatları usta eller tarafından
teknolojiye inat yaşatılmak için büyük gayret gösteriliyor.
(İSÖ-AG-İSA)