Hatayın büyükşehir olması

Hatayın büyükşehir olması -Mimarlar Odası tarafından Hatay Büyükşehir Olma Süreci, Büyükşehir Sorunları ve Çözüm Önerileri konulu sempozyumun sonuç bildirgesi açıklandı


HATAY (A.A) - Mimarlar Odası Hatay Şubesi tarafından, 12 Ekim tarihinde düzenlenen Hatay Büyükşehir Olma Süreci, Büyükşehir Sorunları ve Çözüm Önerileri konulu sempozyumun sonuç bildirgesi açıklandı.
     Mimarlar Odası Hatay Şube Başkanı Yaşar Coşkun, oda binasında düzenlediği basın açıklamasında, daha önce Antakyada bazı sivil toplum kuruluşları ve resmi kurumların katılımıyla düzenlenen sempozyum sonucunda, tüm bildiri ve değerlendirmeler ışığında bazı saptamaların ilgililerle ve kamuoyuyla paylaşılmasına karar verdiklerini söyledi.
     Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı ile halen sayıları 16 olan büyükşehir belediyelerine, 13 tane daha eklenmek istendiğini anımsatan Coşkun, bu iller içinde Hatayın çok farklı bir yönü olması nedeniyle konuyu değerlendirmek üzere daha önce bir sempozyum düzenlediklerini ifade etti.
     Coşkun, sempozyumda ve yaptıkları toplantılarda yapılan tespitleri ve aldıkları kararları şöyle sıraladı:
     TBMMye sunulmuş olan yeni büyükşehir yasa tasarısı taslağı birden bire gündeme getirilmiş ve tasarı metninin hazırlanmasında valiliklerin, üniversitelerin ilgili birimlerinin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin görüşlerine başvurulmamış olması büyük bir eksiklik olarak görülmektedir. Bu durumda yerel demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinden biri olan saydamlık ilkesi kağıt üzerinde bırakılmış olmaktadır.
     Büyükşehir yasa tasarısı taslağı, il özel yönetimlerini kaldırarak, il ve büyükşehir belediyesi sınırlarının üst üste getirilmesini öngörmektedir. Oysa, halen bu özelliğe sahip yalnız iki büyükşehir belediyesi vardır ve bunlar İstanbul ve Kocaelidir. Belediye sınırlarıyla il sınırlarının örtüştürülmesi, ülkenin ve söz konusu illerin coğrafi özellikleri açısından sorunlar yaratabilecektir.
     Yeni düzenlemeyle, 29 il özel idaresinin, bin 591 belde belediyesinin ve 16 bin 82 köy yönetiminin tüzel kişiliği kaldırılmaktadır. Bu işlem yapılırken, bu yerleşim yerlerinde halen yaşamakta olanların görüşlerinin sorulması, kendilerine danışılması gündemde değildir. Yeni tasarı her ne kadar büyükşehirlerin sayısını artırdığı için yerelleşme yönünde bir adım olarak değerlendirilebilse de gerçekte yapılan büyükşehir belediyelerinin çok geniş yetkilerle donatılması, ilçe belediyeleri karşısında büyükşehirlerin daha da güçlendirilmiş olması, yerel düzeyde merkeziyetçiliğin güçlendirilmesi anlamına gelmektedir.
     Kırsal kesimdeki yerleşim yerinin, bir anda kentin bir mahallesi sayılmasının en önemli sonuçlarından biri artık köylülerin topraklarının üzerindeki denetimlerini yitirmesi, imar yetkilerinin ellerinden alınarak yakınlarındaki büyük belediyeye verilmesidir.
     Sonuç olarak büyükşehir belediyesiyle ilgili yasa tasarısı, aceleye getirilmeden, tarafsız çevrelerde, bu çabanın objektif ölçütlere dayalı, kamu hizmetlerinin ve yerel demokrasinin gereklerine yanıt verecek nitelikte, tüm yaşayanları eşit biçimde kucaklayan, ötekileştirme duygusu yaratmayan bir anlayışla hazırlanması çok önemlidir.
     Kentsel yerleşmelerle kırsal yerleşmeleri metropol kent yönetimi modeli içinde eriten Bütünşehir Modelinin kesinlikle reddedilmesi ve tasarının bu haliyle geri çekilmesi gerektiğini savunan Coşkun, mevcut büyükşehir yönetim modelinin sorunları analiz edildikten ve çözüm geliştirildikten sonra, kırsal kesimleri kapsamayacak biçimde nüfus sayısı şartı azaltılarak yapılması gerektiğini kaydetti.
    
     Muhabir: Abdulgafur Kılıç
     Yayıncı: İsmihan Özgüven
<< Önceki Haber Hatayın büyükşehir olması Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER