BURSA (A.A) - Şaban Kılıçcı - Bursanın İnegöl ilçesinde, ender
rastlanan kalıtsal bir deri rahatsızlığı bulunan 16 yaşındaki lise öğrencisi
Yusuf Arslan, karnesini alırken rahatsızlığı nedeniyle sevinç yaşayamadı.
Parmakları birbirine yapışık durumda olan Arslanın ailesi, bir taraftan
tedavisini sürdürdükleri çocuklarının, zor koşullarda eğitimine devam etmesini
sağlamaya çalışıyor.
Doğduktan 3-4 gün sonra Cildi eriten hastalık olarak bilinen
epidermolysis bullosa hastalığına yakalanan Yusuf Arslan, her şeye rağmen
hayata tutundu. İnegöl Devlet Hastanesinde çalışan babası Osman Arslan, geceleri
hastanede çalışırken, gündüzleri okula giderek İnegöl Ticaret Meslek Lisesi 9/A
sınıfında eğitim gören çocuğunun ihtiyaçlarını gideriyor.
Parmakları birbirine yapışık durumda olan Arslanın ailesi, bir taraftan
tedavisini sürdürdükleri çocuklarının her şeye rağmen eğitimine devam etmesi için
çabalıyor. Hastalığı nedeniyle yaşıtlarından küçük gösteren ve sınıf
arkadaşlarıyla birlikte bugün karne alan Arslan, rahatsızlığı yüzünden karne
sevinci yaşayamadı.
Baba Osman Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğunun tedavisinin
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Hacettepe Tıp Fakültesi
Hastanesinde devam ettiğini belirterek, iş, okul ve hastaneler arasında gidip
geldiklerini söyledi. 1997 yılında dünyaya gelen Yusufun, 3-4 gün sonra ayağında
sivilce gibi bir şey çıktığını hatırlatan Arslan, Ondan sonra göbeğinin altında
sıcak suyu dökersin de etle deri arasında su toplar ya o vaziyette su topladı.
Ondan sonra devamlı boğazdan aşağıya her tarafında yara çıkmaya başladı. O gün
bugün devam ediyor diye konuştu.
Arslan, hastanede, bu hastalığın geçmeyeceğini söylediklerini belirterek,
Epidermolysis bullosa, diye bir teşhis koydular. Ondan sonra tedavisini devam
ettiriyoruz. Fakülteye git, buraya gel, okula gel başka bir yere gittiğimiz yok.
İş, fakülte, ev başka bir yere gittiğimiz yok. Devamlı Yusuftan başka bir yere
gittiğimiz yok. İlkokulda daha iyiydi. Ama yaş büyüdükçe kaslar çekiliyor, kaslar
çekilince bu hale geldi diye konuştu.
-Baba, akşam işe, gündüz okula gidiyor-
Oğlunun şu anda lise birinci sınıfa gittiğini anlatan Arslan, şöyle konuştu:
İşe akşam saat 16.00da gidiyorum. Sabah işten çıkıyorum. Hastanede
çalışıyorum. Gündüz sabah 08.00de okula götürüyorum. Akşam 01.30a kadar devamlı
bunun takibindeyim. Teneffüste ihtiyacı olduğu zaman devamlı onları karşılıyorum.
İçeri giriş çıkışlarda ben getirip götürüyorum. Okula ben götürüp getiriyorum.
Her türlü ihtiyaç bana ait. Ben Yusufu 2009 yılında Ankara Hacettepeye
götürdüm. Elleri kapalıydı. Orada ameliyat ettirdik. Biraz düzeldi. Bir daha
ameliyat olması lazım, 5 sene sonra dediler. O da bu sene 7. ayda nasip olursa
olacak. Bir daha kontrolü var. Götürüp baktıracağız. Artık ne yapılacak doktorun
işi.
Anne Cevriye Arslan da doğdu doğalı Yusufun peşinde olduklarını belirterek,
Eğitimiyle elimizden geldiği kadar ilgileniyoruz. Yusuf evde çalışamadığı için
okulda yoruluyor. Yorgun olduğu için evde derslerini hiç çalışamıyor. Dersleri
iyi değil, ama orada işte. Elleriyle ilgili bir daha götüreceğiz. Bakalım ne
tavsiye ederler bilmiyorum. Dişlerinden de sorunu var. Boğazında darlık var. Her
şeyi yiyemiyor. En büyük sorun yemesi dedi.
16 yıldır bu hastalıkla mücadele eden Yusuf Arslan da dersleriyle de
arkadaşlarıyla da arasının iyi olduğunu dile getirirken gözyaşlarını tutamadı.
Okulda ihtiyaçlarını karşılarken çok zorlandığını ifade eden Arslan, Bazen
tuvalet ihtiyacım olduğunda, babam yanıma gelip gidiyor dedi.
Arslan, okumayı sevdiğini, ancak hastalığından dolayı ileriye dönük hiçbir
şey düşünemediğini ifade ederek, İlerisi için hiçbir şey aklıma gelmiyor.
Sadece dişlerimle ilgili sorunum var. Dişlerim biraz hallolsa, yemek yeme
sıkıntısı yaşıyorum. Dişime bir şey doldu mu daha bir şey yiyemiyorum. Çok
ağrıyor diye konuştu.
Yayıncı: Doğan Sarıtaş