ANTALYA (A.A) - Hatice Özdemir - Akdeniz Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Bozcuk,
kanser olan hastanın tanısını bilmek istiyorsa bunun açıkça söylenmesi
gerektiğini, aksi takdirde hastanın depresyona girme riskinin arttığını söyledi.
Bozcuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanser hastalarının hastalıklarını
bilmelerinin yararlı olup olmadığının hastalara göre değişkenlik gösterdiğini
belirtti.
Bazı hastaların, hastalığını en ayrıntısına kadar bilmek istediğini,
bazılarının ise bilgi edinmekten kaçındığını bildiren Bozcuk, hastalara
hastalıkları hakkında bilgi vermeden önce hastalarla ve yakınları ile
görüştüklerini, analiz yaptıklarını kaydetti.
Hastanın hastalığını bilmek isteyip istemediğini, ne kadarını bilmek
istediğini ve bunun hastaya nasıl söylenmesi konusunda değerlendirme yaptıktan
sonra hasta ile konuştuklarını anlatan Bozcuk, bu çalışmayı başarılı tedaviye
ulaşmak için gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Kendilerinin bilimsel verilerin gösterdiği şekilde davrandıklarını dile
getiren Bozcuk, Kimi hastalarımız sadece memesinde bir kitle olduğunu bilmek
ister, kimisi ise kitlenin ne kadarlık bölümüne yayıldığını, ne kadarlık ömrünün
kaldığını bilmek ister. Siz eğer sadece memesinde kitle olduğunu bilmek isteyen
hastaya 3 ay sonra öleceğini söylerseniz hastayı mutsuz edersiniz, aynı şekilde
ne kadar ömrünün kaldığını, hastalığının detaylarını bilmek isteyen hastaya da
sadece kitle olduğunu söylerseniz yine mutsuz edersiniz dedi.
Yapılan araştırmalarda hastanın, hastalığını bilmesi gerektiği görüşünün
daha doğru olduğunun ifade edildiğini vurgulayan Bozcuk, Tanısını bilmek
isteyen hastadan tanıyı yakınları ya da doktoru olarak saklıyorsanız, depresyona
girme riskini artırıyorsunuz. Bazen hastayı korumak için tanısı saklanıyor, ama o
zaman da tam tersi sonuç doğurmuş oluyorsunuz dedi.
Hasta yakınlarının davranışlarının bu süreçte önemli olduğuna işaret eden
Bozcuk, yurt dışında 75 yaşındaki hastanın tek başına polikliniğe gelip,
hastalığı hakkında bilgi aldığını, Türkiyede ise aile kavramının güçlü
olmasından dolayı hasta yakınlarının hasta üzerinde etkili olduğunu dikkat çekti.
Bundan dolayı hasta ile hastalığı hakkında konuşmadan önce hasta yakınıyla
görüştüklerini ve gerçekleri anlattıklarını söyleyen Bozcuk, buna göre bir yol
izlediklerini bildirdi.
-Hastalığın bilinmesi tedaviyi kolaylaştırıyor-
Hastalara, hastalığını söylemenin tedaviyi kolaylaştırdığına işaret eden
Bozcuk, şunları söyledi:
Neyle uğraştığını, neyle savaştığını bilen hastalarımız tedavilerine daha
sıkı sarılıyor. Tedaviden fayda gördüklerinde tedaviyi daha iyi anlayabiliyor,
daha yoğun hissediyorlar. Neyle uğraştığını bilmeyen, gerçek kendisinden saklanan
hastalarımız ise tedaviyi bırakma, reddetme, doktor değiştirme, tedavi olmama
yöntemlerini tercih edebiliyor.
Bozcuk, kanser hastalarına karşı doktorun davranışlarına çok dikkat etmesi
gerektiğini vurgulayarak, bir insana olumsuz bir haber vermenin çok zor bir durum
olduğunu kaydetti. Bozcuk, kanser olduğunu öğrenen her hastanın ilk etapta bir
üzüntü dönemi yaşadığını, ancak bir müddet sonra iyileşmek için doktor ile
işbirliği yaptığını söyledi.
Hasta ile hekim arasındaki önemli olan konulardan birinin de güvene dayalı
işbirliği olduğunu dile getiren Bozcuk, Hastalarımız kapıdan girer girmez
gözümüzün içine bakarlar, elimizi nasıl koyduğumuz, neyi nasıl söylediğimiz, ses
rengimiz hastaya mesaj verir. 15 saniye içinde hastaya güven bağını kurduysanız
başarılısınız, kuramazsanız hiçbir şey yapamazsınız diye konuştu.
Yayıncı: Tuncer Çetinkaya