TRABZON (A.A) - Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Yönetim
sorumluluğunu üstlendiğimiz bu güzel yurdumuzda milletin emanetçisi sıfatıyla
durmadan koştururken, milletimizin yüzüne bakamayacağımız ya da milletimizin
yüzünü kızartacak hiçbir icraatın içinde olmadık, olmayacağız" dedi.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen Vergi Ödül Törenine katılan
Yazıcı, burada yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetinin iktidara geldiği günden
bugüne kadar yaptığı her çalışmada, hedef kitlesinin Türk milleti olduğunu
söyledi.
Yazıcı, dünyada yaşanan keskin küresel krize rağmen Türkiyenin bundan fazla
etkilenmediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Geriye dönüp baktığımızda Türkiye açısından söylenecek çok sözümüz var.
Neyin ne olduğunu ölçüp biçmek için hiç kimsenin itiraz edemeyeceği şey
rakamlardır. Türkiyenin bugün ortaya koyduğu ekonomik performans sizlerle
gerçekleşti. Dış ticaretimizin geçen yıl itibariyle 389 milyar dolar olduğunu
ifade ederken bunu gerçekleştiren sizlersiniz. Devlet ticaret yapmaz. Devlet,
müteşebbisin önündeki engelleri kaldıran ve adeta onun yürüyüşü için daha etkin
pazar imkanı oluşturan yardımcıdır."
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yıl dönümü için hedeflerinin ve
hayallerinin olduğunu vurgulayan Yazıcı, şöyle devam etti:
"İlk defa bizim hükümetimiz döneminde TÜBİTAKa Ar-Ge çalışmaları için en
büyük kaynak aktarıldı. Artık şirketlerimizin birçoğu Ar-Ge için bütçe ayırıyor.
Türkiyenin hedefleri var, bizim hayallerimiz var. Hayalci olmadan hayal etmek
fevkalade iyi bir şey. Bizim de onun için Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun
100. yıl dönümünde hayalimiz var. Biz o zaman ihracatının 500 milyar dolar ve
milli gelirin fert başına 25 bin dolar düzeyinde olduğu bir Türkiyeyi
hedefliyoruz. Buraya nasıl gideceksiniz- Biz sizin rekabet gücünüzü artırıp
önünüzdeki engelleri kaldıracağız."
-"Gümrükçü kaçağın her türlüsünü önleyecek"-
Yazıcı, ekonominin en temel sorunlarının başında kayıt dışının geldiğini
vurgulayarak, hükümet olarak bu konuyla ilgili etkin ve sürekli bir çalışma
yaptıklarını söyledi.
Gümrükçülere kayıt dışı ekonomiyle ilgili keskin ve önemli görevler
düştüğüne dikkati çeken Yazıcı, şunları kaydetti:
"Dış ticaretle ilgilenenler bilir. Gümrükte yükünüz beklerse şikayetçi
olursunuz ve haklısınız. Gümrükte bir ürünün normal sürenin üzerinde bekletilmesi
o faaliyete gelen yükün bir misli masrafının artması demektir. O halde gümrükçü
işlerini yaparken çok süratli olacak ve bekletmeyecek. Ama bir başka görevi daha
var. O gümrükçü aynı zamanda kaçağın her türlüsünü önleyecek. Kayıt dışını,
uyuşturucuyu ve insan kaçakçılığını da önleyecek. Böylesine keskin bir alanda
görev yapan gümrükçüler var. Son yıllarda gerçekten gümrük hizmetleri bakımından
Türkiyeyi bir yere kadar getirdik. Sorunları sıfırladık ve bitirdik
demiyorum."
Gümrüklerde yaşanan sorunların üzerine gittiklerine de değinen Yazıcı, "Hiç
haz etmediğim, duyduğum zaman kimyamın bozulduğu bazı duyumlar alıyorum. Ancak
üşenmeden bunların üzerine tek tek gidiyoruz. Çünkü bizim gümrüklerde hukuk ya da
etik kurallara aykırılık konusunda toleransımız sıfırdır. Bir kamu görevlisinin
görevi dolayısıyla yapmakta olduğu iş ve ürettiği hizmet karşılığı olarak maddi
beklentisi, devletin kendisine bordrosunda tayin ve takdir ettiği maaş dediğimiz
miktardan ibarettir. Onun ötesinde hiçbir maddi beklentisi olamaz, bu haksızlık
ve hukuk dışıdır" ifadesini kullandı.
-"Türkiyenin daha güçlü hale gelmesini istemeyenler var"-
Yazıcı, Türkiyenin 30 yıldır terör sorunu yaşadığını anımsatarak, geçen
sürede binlerce insanın şehit olduğunu, anne ve babaların gözyaşı döktüğünü
kaydetti.
Kimsenin kanının akmasını ve ağlamasını istemediklerini vurgulayan Yazıcı,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elbette ki bir devletin en önemli görevi, vatandaşının mal ve can
güvenliğini sağlamaktır. Çünkü bütün haklar yaşama hakkı üzerinde bina edilir.
Siz insanın yaşama hakkını koruyamamışsanız onun diğer özgürlüklerinden söz
etmenin anlamı olabilir mi- Bu anlamda tabii ki güvenlik güçlerimiz gerekli
mücadeleyi yapmış, sürdürmüş ama bitmemiş. Bunun iç ve dış destekçileri var.
Bulunduğumuz coğrafya itibariyle Türkiyenin daha güçlü hale gelmesini
istemeyenler var ve bunu bitirmeliyiz. Buna Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi
dedik. Şimdi de bunun alt başlığı olarak çözüm süreci diyoruz. Adamlar çıkıp
gidecek. Şimdi burada ne karşılığında çıkıyorlar sorusunun anlamı var mı-
Çıksın gitsinler. Durun gitmeyin, bunu mu tartışalım-"
-"Öncelik bunların çıkması ve silah bırakmasıdır"-
Yazıcı, çözüm süreci kapsamında ilk aşamanın teröristlerin silah bırakıp
Türkiyeden çıkması olduğuna dikkati çekerek, şunları ifade etti:
"Senin canını tehlikeye düşürmüş, elindeki tüfekle vatandaşının hayatını
tehlike altında tutan kişi ya da kişilerle konuşma olur mu- Öncelik bunların
çıkması ve silah bırakmasıdır. Türkiyenin terörden arınmış, oturup
konuşabileceği bir zemine kavuşmuş olması önemli. Böyle bir Türkiyeyi hiç kimse
tutamaz. O zaman bizim dış ticaretimiz de çok daha üst seviyelere ulaşılır.
Konuya bu perspektif ile baktığımız zaman Türkiye açısından ne denli önem
taşıdığını idrak etmeliyiz. Biz Türk milletinin hassasiyeti neyse onun taşıyan
insanlarız. Kırmızı çizgilerimizi her zaman her zeminde ifade ettik. Tek millet,
tek bayrak, tek vatan ve tek devlet dedik. Yönetim sorumluluğunu üstlendiğimiz
bu güzel yurdumuzda milletin emanetçisi sıfatıyla durmadan koştururken,
milletimizin yüzüne bakamayacağımız ya da milletimizin yüzünü kızartacak hiçbir
icraatın içinde olmadık, olmayacağız. Bu yürüyüşün Türkiye açısından çok kıymetli
sonuçları olacağını düşünüyorum."
Yazıcı, konuşmasının ardından vergi ve ihracat rekortmenlerine plaket ile
hediyelerini sundu.
Muhabir: Burak Altunöz
Yayıncı: Tarkan Demir