ISPARTA (A.A) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten
Altıntaş, uzun yıllar önce tedavi edici olarak kullanılan gülün yeniden
kullanılması ve yeni ufuklar açmak için yoğun bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Prof. Dr. Altıntaş, AA muhabirine yaptığı açıklama, gülün uzun yıllar önce
çeşitli şekillerde ilaç olarak kullanıldığını söyledi.
Özellikle İslamiyette ve Osmanlı döneminde tedavi edici etkisi sebebiyle
gülün çok yaygın kullanıldığınını anlatan Altıntaş, Osmanlı minyatürlerinin
arka planında yer alan ellerinde gül hokkası tutan hizmetliler, ziyafetlerde çok
fazla yemek yiyenlere gül hokkalarından gül macunu ikram ederlermiş. Çünkü gül
macunu mideyi rahatlatır. Kuran ezberlemek isteyen hafızların hepsi gül
koklarlardı. Çünkü gül kokusunun hafızayı güçlendirdiği biliniyordu dedi.
Osmanlı döneminde gül suyunun ciltteki yaralanmalar, cilt hastalıkları,
kırışıklıkların ve yaşlanma belirtilerinin giderilmesi için, gül yağının da
psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanıldığını aktaran Altıntaş, Gül
yağı ile baş ovulduğunda baş ağrılarına iyi geldiği gözlenmiş. Mide
rahatsızlıklarında gül reçeli, şurubu ve şerbeti, hazımsızlık ve karaciğer
rahatsızlıklarında ise gül reçeli tedavi edici olarak kullanılmış diye konuştu.
Özellikle gül suyunun çok olumlu etkilerinin olduğunu belirten Altıntaş,
şunları söyledi:
Gül ve gül suyu özellikle Osmanlı döneminde hekimlerin ilacı, saraylı
kadınların güzellik sırrıydı. Sağlıkta adeta sihirli bir güç olarak kullanılmış.
Güllü ilaç tariflerine tıp kitaplarında çok rastlanıyor. İbn Sina, gül suyunun ve
yağının, serinletici etkisinden dolayı ateşli hastalıkları tedavi ettiğini
yazmış. Baş bölgesindeki hastalıklarda ve yüksek ateş durumunda gül suyunun
vücuda sürülmesini tavsiye ediyor. Gül yağının müshil olarak kullanılmasını da
öneriyor. Bizler de uzun yıllar önce tedavi edici olarak kullanılan gülün yeniden
kullanılması ve yeni ufuklar açmak için yoğun bir çalışma yürütüyoruz.
Prof. Dr. Altıntaş, Osmanlı dönemindeki gibi gerçek, katkısız, kanserojen
madde içermeyen gül reçelleri yemek, gül şerbetleri içmek istediklerini ifade
ederek, Defalarca imbikten geçirilmiş gül suları değil gül suyu elde edilmek
için yapılmış gül suları koklamak istiyoruz. Onunla tedavi olmak, onunla
bebeklerimizin cildini silmek, ferahlamak, rahatlamak istiyoruz. Bu yönde
çalışmalarımızı yoğunlaştırdık dedi.
Muhabir: Durmuş Genç
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu