MERSİN (A.A) - Girişimci ve sanayicinin para kazanmayan, katma
değer yaratmayan, ihracatı hedeflemeyen, çevreyi kirleten üretimden vazgeçtiği
bildirildi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut,
gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ihracatının 2011de 135 milyar dolarken,
2012 sonu itibari ile 153 milyar dolara ulaştığını hatırlattı.
Türk iş dünyasının savaş, bölgesel sıkıntılar veya krizleri hiçe sayarak
ihracatını artırdığını ifade eden Aşut, 2011 yılına göre daha çok üretmedik ama
Türkiye olarak daha çok kazandık. Demek az da olsa katma değer yaratabildik.
Hedeflerimizin çok gerisinde olsa da, verimliliğe, katma değer yaratacak yüksek
teknolojiye, Ar-Geye, inovasyona, markalaşmaya, nitelikli iş gücü ve
girişimciliğe önem verilince bakın kısa sürede olumlu sonuçlar alınmaya başlandı.
Ülke olarak fantastik projelere değil, ayağı yere basan, sonuç verecek olan bu
sorunlara devlet-özel sektör iş birliğinde el atılınca bakın ekonomi nasıl
kendine geliyor diye konuştu.
Yüksek teknolojili üretimlerin katma değer kazandırdığına işaret eden Aşut,
şöyle devam etti:
Bir ton demir ile bir cep telefonu aynı para. Artık Türkiye olarak
hamallık yapmamalıyız. Ucuz hammadde ve ucuz işçilikle büyüme ve rekabet etme
dönemi bitti. Artık, yüksek teknolojili üretim yapıp, markalaşma dönemi. Bilgi ve
iletişim teknolojilerini kullanabilen ülkeler zenginleşiyor. Artık, dünyanın en
zenginleri petrolcüler veya bankacılar değil, aksine, Bill Gates veya Mark
Zuckerberg gibi bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanan, yani sermayesi sadece
bilgi olan sıradan insanlar. Ülkemizde Ar-Ge ve yüksek teknolojiye yatırım henüz
arzu edilen düzeyde değilse de, son 10 yıldır ciddi atılımlar var. 2002de Ar-Ge
harcamalarının milli gelire oranı 0,53ken, bugün bu rakam 0,90ı bulmaktadır.
Özel sektörde çalışan Ar-Ge personelinin toplamdaki payı 2002de yüzde 20yken,
bugün bu pay yüzde 44lere yaklaşmıştır. Yine özel sektör harcamalarında Ar-Ge
payı 2002de yüzde 28 iken, bugün bu pay yüzde 45i bulmaktadır. 2000 yılında 277
patentimiz varken, bugün patent sayımız 2500ü geçmiştir. İşte bu gelişmelerin
sonucunda ülkenin katma değeri artmaktadır. Bu ivme artarak devam etmek
zorundadır. Aksi taktirde Türkiye Orta Gelir Tuzağı denen bu kısır döngüden
çıkamaz. Düşük ve orta teknolojili üretim ne yazık ki kar bırakmıyor. Bıraktığı
kar ise, verimsiz ve plansız bir lojistikle eriyor. Ancak, son 10 yıldır düşük
teknolojili üretimde ciddi bir azalma var. Bu aslında iyi bir haber. Girişimci
düşük teknolojili üretimi terk ediyor. Yani, girişimci ve sanayici para
kazanmayan, katma değer yaratmayan, ihracatı hedeflemeyen ve çevreyi kirleten
üretimden vazgeçiyor.
Muhabir: Mustafa Çiftçi
Yayıncı: Zuhal Uzundere Kocalar