GAÜN 2012

GAÜN 2012-2013 Akademik Yıl açılış töreni -AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik: -Bugün beyin gücünü en iyi kullananlar refah ve mutluluğun da sahibidir. Sermayenin de üretimin de sahibi olan ülkelerdir -Eğer dünyadaki bu küre


GAZİANTEP (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Bugün beyin gücünü en iyi kullananlar refah ve mutluluğun da sahibidir. Sermayenin de üretimin de sahibi olan ülkelerdir dedi.
     Çelik, Gaziantep Üniversitesinin (GAÜN) Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen 2012-2013 Akademik Yıl açılışı töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın da toplantıya katılmayı çok istediğini, ancak yoğun programından dolayı gelemediğini söyledi.
     Başbakan Erdoğanı temsilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın bu görevi yerine getirdiğini ifade eden Çelik, Sayın Başbakanımızın selamlarını iletiyorum. Ayrıca rektörümüzün daveti neticesinde Ocak ayı içerisinde Gaziantep Üniversitesinin öğrenci ve öğretim üyeleri ile belki yine bu salonda bir araya gelme sözü verdi. Bunu da size duyurmak isterim diye konuştu.
     Konuşmasında insanlık tarihinin farklı evrelerden geçerek bugüne geldiğine işaret eden Çelik, şöyle devam etti:
     Malumunuz tarım toplumunda insanlar kas gücü ile beden gücü ile geçimlerini sağlıyorlardı ve beden güçlerini hayvanların gücü ile birleştirerek üretim yapıyorlardı. Eğer insanlığı 3K dönemi diye tanımlarsak, bu dönemin ilki tarım toplumudur. İkinci dönem insanoğlunun kendi gücünü mekanik güçle birleştirmesiyle oluşan, mekanik teknolojinini geliştiği dönemdir. Fabrikasyon mallar ve üretim artmıştır, sermaye önem kazanmıştır, kasalar parayla dolmuştur. Bu döneme kasa dönemi de diyebilirsiniz.
     Şu anda insanlık üçüncü evrededir. Bu da bilgi toplumu dediğimiz, bir toplumda yaşıyoruz. İnsanlık artık bu üçüncü evrede yaşıyor. Yani bilim, akıl, akıl gücü ve beyin gücü, kas gücünün ve sermaye gücünün, para gücünün önüne geçmiştir. Bugün beyin gücünü en iyi kullananlar refah ve mutluluğun da sahibidir. Sermayenin de üretimin de sahibi olan ülkelerdir. Bill Gatesin sıfır sermayeyle yola çıkarak bugün 2 Afrika kıtası kadar servete tek başına sahip olmasını başka şeyle izah edemezsiniz.
    
     -Değişmeyenler ölüler ve delilerdir
    
     Dünyada yaşanan baş döndürücü değişime ayak uydurulması gerektiğini vurgulayan Çelik, Biliyorsunuz değişmeyenler ölüler ve delilerdir. Vücut hücreleriniz yenilenmezse kesinlikle o vücut kanserlidir demektir. Değişerek gelişmek ve geliştirerek yola devam etmek zorundayız dedi.
     Dünyada her şeyin küreselleştiğini belirten Çelik, şöyle konuştu:
     Eğer bu küresel rekabette, bu global ekonomide dünyada biz varsak bunun gereğini yapacağız. Dünyada küresel bir ekonomi var, küresel ekonomi politikaları var, küresel bir hukuk var, küresel bir siyaset var. Terör bile küresel. Küresel bir bilim anlayışı var. Eğer dünyadaki bu küresel yarışta yerimizi alacaksak, Gaziantep üniversitesi olarak, Türkiye olarak üzerimize düşen yükümlülükler, mükellefiyetler var. Bunun gereğini yapmak zorundayız. Türkiye olarak bugün biz dünyadaki bilimsel gelişmelerin neresindeyiz- Bunları sorgulamamız gerekiyor.
     Bugün Türkiyede 168 üniversite var. Ve Gaziantep Üniversitesi özelikle bilimsel yayınlar itibariyle ilk 10 üniversite arasındadır. Bu takdire şayandır ve son zamanlarda büyük bir gelişme kaydedilmiştir. Bundan dolayı başta Rektörümüz olmak üzere bu güzellikte ve başarıda emeği geçen meslektaşlarını, öğretim üyelerini tebrik ediyorum. Gaziantep Üniversitesi eğer bir marka üniversite olacaksa sanayi ve ticarette olduğu gibi, organize sanayi uygulamalarında Türkiyede başı çektiği gibi turizmde olduğu gibi şüphesiz bilimsel politikalarda, eğitim politikalarında da çok iyi olmak zorundadır.
    
     -Şehirdeki ahenkli çalışma
    
     Çelik, Gaziantep milletvekili olmadan önce Bir şehir ahenkli nasıl çalışır- sorusuna Kayseriyi örnek verdiğini, ancak Gaziantepteki işbirliği ruhunu ve ahengi gördükten sonra artık bu şehri örnek gösterdiğini söyledi.
     Gaziantepin bir sanayi, bir ticaret kenti olduğunu ifade eden Çelik, Başta fıstık olmak üzere bir tarım kentidir, bir kültür kentidir, bir turizm kentidir. Bakın Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Gaziantepe Cumhurbaşkanlığı Kültür Büyük Ödülü verildi. Bu da takdire şayandır. 6 milyar dolarlık ihracatımız var, ama 2023teki hedefimiz Allah nasip ederse 30 milyar dolardır Gaziantep olarak dedi.
     Birçok ilde genellikle ticaret odası ve sanayi odası başkanlarının birbirinin resmini bile görmeye tahammül edemezken Gaziantepte birlikte hareket edildiğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
     Bu çok önemlidir ve Gazianteplilerin iyi bir tarafı da burada kazandıklarını yine Gaziantepe yatırmalarıdır. Bu da çok önemli. SANKO Holding merkezini İstanbula taşımamıştır. Kuracağı üniversiteyi de buraya yapıyor. Bu bir şehri sahiplenme açısında son derece önemlidir. Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar diye meşhur bir türkü vardır. İstanbul da Ankara da su mu yok kardeşim. Ama bu toprağa aitlik, toprağa mesuliyet duygusudur. Bu kendi yaşadığı toprakları, doğduğu toprakları sahiplenme duygusudur. Esasen çok güzel bir şeydir. Yani Gazianteplilerin Gaziantepi sevmesi Kahramanmaraşlılara bir husumet içermedikten sonra hiç bir mahsuru yok. Veya Şanlıurfalıların Şanlıurfalıları sevmesi Diyarbakırlılara husumet içermiyorsa hiç bir mahsuru yok. Bu insani olan bir şeydir. Gaziantepte bu manada bir sahiplenme duygusunun olduğunu görüyorum. Bu da arkadaşlar her şeye değer.
    
     -Ar-Ge kaynakları
    
     Çelik, AK Parti hükümetleri döneminde Türkiyenin Ar-Geye ayırdığı paranın, milli gelire oranla kaynak ayıran ülke sıralamasında Çinden sonra ikinci olduğunu söyledi.
     10 yıllık hükümetleri döneminde Ar-Geye ayrılan kaynakların yüzde 2 bin arttığını ifade eden Çelik, Bu bilime, eğitime verdiğimiz önemi ifade etmektedir dedi.
     Milli Eğitim Bakanlığına başladığı dönemde devletin üniversitelere ve bütün eğitim kurumlarına ayırdığı kaynağın 11 milyar TL olduğunu anımsatan Çelik, Eski ifadeyle 11 katrilyondur. 2013 eğitim bütçesi 68 katrilyondur. Türkiyenin milli geliri 2,5 kat büyürken, biz eğitim bütçesini yüzde 600, yani 6 kat artırmış olan bir ülkeyiz. Bu son derece önemlidir. Gençlerimizin bursları, kredileri, Kredi Yurtlar Kurumunun yaptığı yurtlar çok önemlidir. 76 üniversitesi olan bir Türkiye vardı. Şuanda 168 üniversite var. 92 yeni üniversite kuruldu Türkiyede diye konuştu.
     Bakanlığı döneminde Türkiyenin 6ncı çerçeve programına dahil olduğunu, Avrupa Birliğinin araştırma fonunun da o dönemde 17 milyar avro bütçesi bulunduğunu anımsatan Çelik, şunları kaydetti:
     Arkadaşlar biz verdiğimiz katkının yüzde 10unu ancak geri alabildik. Yani Avrupa Birliğini finanse etmiş olduk. Çünkü üniversitelerimiz, akademisyenlerimiz, araştırma kurumlarımız, proje hazırlayacak partner bularak o 17 milyar avroluk kaynağın yüzde 20sini, yüzde 30unu bile almamız teoride mümkündü. Ama bunu yapamadık.
     Şimdi 7nci çerçeve programı yürürlükte ve bütçesi 50,5 milyar avro. Okyanus kadar büyük bir para bu. Dünyanın neresinde, ne tür imkan var bunları tespit edip, buralardan yararlanmak zorundayız. Eğer Türkiye verdiği 700-800 milyon avroyu aldıktan sonra bunun 3-5 katı da o kaynaktan istifade etmezse yazık olur. Bu anlamda akademisyenlerimizi, öğretim üyelerimizi, elemanlarımızı ve bu konularda çalışan değerli öğrenci arkadaşlarımı, arkadaşları olarak yani uyarmak istiyorum. Biz eğer Avrupa Birliğini finanse edip de oradan gerektiği şekilde yararlanmazsak kendi kaynaklarımıza yazık etmiş oluruz.
    
     -Rektör Prof. Dr. Coşkun
    
     Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun da özellikle üniversite-toplum bütünleşmesi, üniversite-sanayi işbirliği gibi çok yönlü çalışmalara önem verdiklerini söyledi.
     Üniversitelerin yerel, ulusal ve uluslararası işlevleri bulunduğunun bilindiğini ifade eden Coşkun, Yerelin ihtiyaçlarını karşılayan, bulunduğu kentin problemlerine çözüm üreten üniversiteler, ulusal bilim politikaları çerçevesinde devletin kalkınma hamlelerine bilimsel olarak katkı sunmakla mükelleftir. Bunun yanı sıra ürettiği bilimsel bilgiyle uluslararası eğitim ve bilim camiasında saygın, yetkin ve etkili bir kurum olmayı hedef olarak benimsemelidirler. Gaziantep Üniversitesi bu 3 alana uygun bir yapılanma içerisindedir ve bu yolda önemli mesafeler kat etmiştir dedi.
     Öğretim üyelerini özlük hakları bakımından sıkıntılar yaşadığına işaret eden Coşkun, özlük haklarının düzeltilmesi konularında talepleri olduğunu dile getirdi. Kendisinin de bir hekim olduğun hatırlatan Coşkun, ayrıca sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti de kınadı.
     Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğrencilerinin mini konser verdiği törene, Vali Erdal Ata, Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Büyükalaca, belediye başkanları ve davetliler katıldı.
    
     Muhabir: Yusuf Altlıhan - Veli Gürgah / Sevil Çelik
     Yayıncı: İsmail Fidan

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER