GAZİANTEP (A.A) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
Eğer coğrafyayla oynuyorsanız bunun size bir kısım bedelleri vardır. O coğrafya
şunu söyler; bir şeyin değişimi, ister su kaynaklarının, ister rüzgarın, her
birinin avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır dedi.
Yıldız, Gaziantep Üniversitesinin (GAÜN) Atatürk Kültür Merkezinde
düzenlenen 2012-2013 akademik yıl açılışı töreninde, Türkiyenin Enerji
Vizyonu konulu ders vererek, öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
Dünya enerji tarihinde odunla başlayan, kömürle devam eden, petrol ve
doğalgazla şu güne geldiğimiz ortamda, hidrojen enerjisine doğru gidiyoruz
diyen Yıldız, tarihin, 1730lardan bu yana süren bu serüvende bir sonrakinin
yeşerebilmesi için, bir öncekinin pahalanması gerektiğini öğrettiğini söyledi.
Enerjinin aynı zamanda uluslararası siyasetten arındırılamayacak kadar da
büyük işleri kapsadığını vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti:
O yüzden siz öğrencilerimizin 2023 yılı hedeflerinde Türkiyenin idaresine
konan iradede söz sahibi olacağınız bir yapıya doğru gidiyorsunuz. Bize çok uzak
bir zaman gibi geliyor. Ama sizler 30lu yaşlarda olgunlaşmış ve kendi bilim
dallarınızda o dinamizmi yakalamış, dünyayla entegre olma konusunda ciddi
mesafeler katetmiş birer kişi olacaksınız. Şu anda siyasete zaman zaman uzak
kalabilirsiniz, politik olmayabilirsiniz. Ama o yaşlarda sizler hem seçme hem de
seçilme ile alakalı bu süreçten devam edeceksiniz. O yüzden hiç bir konuya, hiç
bir öğrencinin hangi sektörden olursa olsun kayıtsız kalması pek düşünülmez.
Türkiyenin enerji vizyonunda, dışa olan bağımlılığını azaltmanın ve mutlaka
yerli kaynaklarla beraber hareket edebilmenin esas olduğunu vurgulayan Yıldız,
şunları kaydetti:
Yerli kaynaklarımız kömür, yenilenebilir kaynaklarımız rüzgar, su, güneş,
jeotermal, biyokütle ve çöp gibi birçok kaynaklardır. Eğer bu kaynakların büyüme
hızı Türkiyenin büyüme hızından büyükse çok fazla problem yok. Bu kaynaklardan
bunu sağlayabilirsiniz. Ama Türkiyenin büyüme hızı, bu bahsettiğimiz yerli ve
yenilenebilir enerji kaynaklarından daha hızlı büyümektedir. Eğer bu tespiti
yapamazsanız, duygusal kalırsınız. Bir enerji bakanının birçok şeye mazereti
olabilir, ama ben yerli kaynaklardan temin ettim ufak bir ayrıntı var 2 saat
elektriğimiz yok diyemez. O yüzden bizler nükleer güç santralleri gibi,
elektriğin problemi, enerjinin problemi olmayan aynı zamanda sanayinin çağ
atladığı bir dönemi yakalayacağız inşallah.
Bakan Taner Yıldız, bir traktörde yaklaşık 5 bin, otomotivde 10 bin 100
ancak nükleer güç santrallerinde 515 bin parça olduğunu ifade ederek, Bunların
hangi oranında kabiliyetiniz yetiyorsa, o oranda üretirsiniz. Mutlaka bu başarıyı
sanayileşmedeki lig atlamayla başarırsınız. Eğer coğrafya ile oynuyorsanız bunun
size bir kısım bedelleri vardır. O coğrafya şunu söyler, bir şeyin değişimi,
ister su kaynaklarının, isterse rüzgarın, her birinin avantajları ve
dezavantajları bulunmaktadır. Bugün Türkiyenin sahile olan şeridi yaklaşık 8 bin
648 kilometredir. 46 yatırıma müracaat vardır. Ama 46 tane de itiraz vardır.
Bunda bir yanlışlık yok mu- Bizim kalkınmaya olan itirazımızın, enerji
kaynaklarına farklı gerekçelerle olan itirazdan farklı olduğunu söylemem lazım.
Bizler eğer kalkınmayı, büyümeyi, değişmeyi öngörümüşsek mutlaka bunların
bedellerini bir şekilde ödememiz gerekiyor diye konuştu.
-Türkiye avantajları kullanmak durumunda
Türkiyede hep ithallerden şikayet edildiğini, Niçin ham petrol ithal
ediliyor- denildiğini anımsatan Yıldız, Ama her birimiz arabalarımıza binip
gideriz. Şu anda ham petrol ve türevlerinin yüzde 100üne yakını ulaştırma
sektöründe kullanılmaktadır. Enerji sektöründe kullanımı çok azdır dedi.
Türkiyenin coğrafyasından kaynaklanan avantajları büyük bir şekilde
kullanmak durumunda olduğuna işaret eden Yıldız, şöyle konuştu:
Hemen doğumuzdaki enerji kaynaklarının batımızdaki tüketim noktalarına
iletilmesi için yalnızca fizibıl değil, stratejik projeleri de gerçekleştirmek
durumundadır. O yüzden Türkiye artık kabiliyetleri itibariyle bir ülke ile bir
proje gerçekleştirirken, diğer ülkeden vazgeçmeyeceği bir konuma gelmiştir. Bugün
ekonomik verimlilik olarak da her ülke ile farklı projeler geliştirebilecek
yapıya sahip olduk.
Türkiyenin enerjiyle alakalı dışa bağımlılığının olduğu kadar, karşıtlı
bağımlılığı geliştirebilecek kabiliyetleri de oluşmuştur. Herhangi bir problem
karşısında şaşıp kalmamamız gerekiyor. Mutlaka çözümler üretmemiz lazım. Asıl
meselenin özü, problemlerin sadeleştirilmesidir. Hayat sadeleştirmeden ibarettir.
İster siyasetçi ister politik olun, ister teknik dalda ister doktor olun, mutlaka
karşınızdaki problemi sadeleştirmekle uğraşırsınız.
Enerjinin barışın gerekçesi olduğunu ve daima kullanmak ve söylemek
gerektiğini vurgulayan Yıldız, Enerjinin bir savaş gerekçesi olması daima irite
eden, daima öteleyen ve saygınlığını yitirmesine önemli olan bir başlıktır. O
yüzden Türkiye enerji diplomasisini bir barışın gerekçesi olarak kullanmaya devam
edecektir dedi.
-Para kültürü
Bakan Yıldız, konuşmasında öğrencilere tavsiyelerde de bulunarak para
kültürüne de değindi.
Öğrencilere, Tabii ki şu anda hayatınızda parayla ilişkileriniz çok fazla
yok. Ama parayı lütfen cebinize koyun, kalbinize konulmasına müsaade etmeyin
diyen Yıldız, şöyle devam etti:
Hayatın hangi evresinde olursanız olun zihniyetin mutlaka uğraştığınız
paradan büyük olmasına dikkat edin. Bir kısım firmalarda para zihniyetten daha
hızlı büyür ve bunun değişik komplikasyonları vardır. Bu aile hayatında da
böyledir, ülkelerde de böyledir. Çok ani olarak piyangodan kendisine para isabet
eden biri, eğer o paranın kültürüne sahip değilse farklı sıkıntıları doğurduğunu
hep beraber görebiliriz. Bizler onun için hem paranın kültürüne sahip olacağız
ama yalnızca cebimize koyacağız.
İnsanların makamları, paraları, bulundukları yerler farklı olabilir. Ama
bunların hepsi geçicidir. ABDde bir zenginin paralı ölmesi ayıplanır. Halbuki
para bir güç aracı bir tahkim aracı olarak kullanılmaktadır. Ama buna normalde
müsaade etmemek lazım. Bunları, hem özel hayatımızda dikkat edelim, hem de enerji
sektörüyle alakalı sermayeden, uluslararası yapılandırmadan ayrıştırılamayacak
kadar ciddi bir sektörde bulunduğumuz için söylüyorum. Bu sermayeyle ilgili
korelasyonu düzenlemeden bunları yapmanın zor olduğunu söylemem lazım.
Öğrencilere çevreleriyle iletişim kurabilmeleri için yabancı dil
öğrenmelerini ve okumalarını tavsiye eden Yıldız, Okuyamayanlar hangi sektörden
olursa olsun hangi meslek mensubu olursa olsun üretemeyenlerdir. Bunların
içerisinde, ben yaklaşık 10 yıllık politik hayatımda da görüyorum. Bir
milletvekilinin okuması genelde uğraştığı işlerden dolayı azalmaktadır. Ama
okuyamadığı kadar üretemediğini gördüm. Okuma alışkanlığının televizyon izleme
alışkanlığından daha fazla olması lazım. Televizyon izlemek kolay ve ucuzdur.
Kitap okuma üretkenliği ve bedeli olan bir konudur diye konuştu.
-Gaziantep Kayseriyi geçti
Şehirlerin birbirleriyle yarışacağını ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:
Ama peşinen ifade edeyim ki Gaziantep, Kayseriyi bütün yönleriyle
geçmiştir. Üniversite de tabii ki aynı dinamizmi göstermektedir. Birçok alanda
uzlaşı kültürünü beraberce yakalamışlardır.
Kayseride bir tabir vardır. Bunun Gaziantepte farklı dillerde ifade
edildiğini görüyorum. Doğduğu toprakla ödeşenler derler hayırseverlere. Mutlaka
doğduğunuz toprağa bir şeyler katmak durumundasınız. Her firmanın, her kişinin,
kabiliyeti, istidadı, mizacı farklıdır. Kimisi parasıyla, kimi gönlüyle, kimi
beyniyle, kimi zihniyle beraber o katkıyı koyar. O yüzden illa her şey para demek
değil. Ama o imkanların oluşması için farklı kesimlere farklı işler
düşmektedir.
Bu arada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, üniversitedeki
açılışın ardından programında yer alan Kamu kurum ve kuruluşlarıyla ağaç dikme
bayramı etkinliğine katılmadan kentten ayrıldı.
Muhabir: Veli Gürgah / Sevil Çelik
Yayıncı: İsmail Fidan