ANTALYA (A.A) - Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği
(AESOB) Başkanı Abdullah Sevimçok ve beraberindekiler, Antalya Baro Başkanlığına
seçilen Alper Tunga Bacanlıya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
AESOB Başkanı Abdullah Sevimçok, oda yöneticileri Mehmet Ali Gülaçtı, Musa
Kazım Buhurcu, Antalya Mobilyacılar ve Lakeciler Odası Başkanı Ali Kardiyan ve
Antalya Sütçüler Odası Başkanı Bahattin Ekin ile Antalya Barosu Başkanlığına
seçilen Alper Tunga Bacanlıyı ziyaret etti.
Ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Bacanlı, Antalya
Barosunun Türkiyenin dördüncü büyük barosu olduğunu belirterek, Avrupaya
kıyasla ülkemizdeki Avukat sayısının çok fazla olduğunu söyledi.
Bacanlı, Antalya güzel bir şehir ama bunun yanı sıra bu kentte çok farklı
uçlarda yaşayan iki tür kesim var. Bir tarafta kişi yiyecek ekmeğini dahi zar zor
kazanıyor, diğer tarafta ise öbür kişi spor marka sıfır arabaya biniyor.
Anadoluda ise böyle değil ve durum böyle olunca da şu an konusu suç teşkil eden
100 bin ceza davası var. 1990lı yıllarda bir çekin yazılması çok büyük bir
prestij meselesiyken, şimdi tam tersi oldu. Bu anlayış neredeyse yok oldu.
Türkiyenin dördüncü büyük barosuyuz ve Avrupaya göre bizde avukat çokluğu da
var. Çünkü avukat olmak kolaylaştı dedi.
AESOB Başkanı Abdullah Sevimçok ise bugüne kadar mesleğinde birçok başarıya
imza atmış olan Alper Tunga Bacanlının başkanlık görevini de başarılı bir
şekilde yürüteceğine inandığını dile getirerek, baro ve Esnaf Odaları Birliğinin
esasında tek bir amaca, halka hizmet ettiğini ifade ederek, tıpkı avukat
sayısının gereğinden fazla olması gibi şehirdeki esnaf sayısının da haddinden çok
fazla olduğunu ifade etti.
Sevimçok, şöyle konuştu:
Sizde bizler gibi baba mesleğini devam ettiren başarılı ve önemli bir
şahsiyetsiniz ve bu yüzden de Baro Başkanlığı görevini layıkıyla sürdüreceğinize
eminim. Sizin de dediğiniz gibi avukat sayısı oldukça fazla ve bu fazlalık bizim
esnaflarımızda da var. Haddinden fazla esnaf var ve esnaf sayısının çok olması
beraberinde bazı olumsuzlukları da birlikte getiriyor. Aynı iş kolundan olan ve o
bölgenin kapasitesinin çok üzerinde olan benzer dükkanlar maalesef iş yapamıyor.
İş yapmayı bırakın rekabet adına kaliteyi de düşüyor. Bu yüzden dileyen herkesin
dilediği yere dükkan açmaması lazım. Dükkanların kimliklerinin oluşturulması
lazım. Örneğin, Avrupa bu işi çok önceden çözmüş ve orada dükkanların kimlikleri
oluşmuş. Burada olduğu gibi siz gidip kasap olarak ayrılmış bir dükkanda hazır
giyim işi yapamıyorsunuz. Böylelikle ne oluyor- Herkes işini yapıyor ve para
kazanıyor.
Muhabir: Şamil Kahveci
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu