DİYARBAKIR (A.A) - Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı emekli
Albay Cemal Temizözün de aralarında bulunduğu 5i tutuklu 8 sanığın yargılandığı
davaya devam edildi. Mahkeme heyeti, 5 sanığın tutukluluk halinin devamına karar
verdi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar
Cemal Temizöz, Adem Yakin, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve
Burhanettin Kıyak ile tutuksuz yargılanan Kamil Atağ hazır bulundu. Tutuksuz
yargılanan sanıklar Tamer Atağ ve Kukel Atağ ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Bekir Soytürk, sanık Temizözün Cizrede görev yaptığı
yıllarda oluşturduğu öne sürülen sorgu ekibinde yer aldıkları gerekçesiyle
haklarında dava açılan 3ü dosyanın sanığı biri o dönem uzman çavuş olarak görev
yapan Burhanettin Kıyak ile ilgili hazırlanan dosyanın, görülmekte olan dava
dosyasıyla birleştirildiğini hatırlattı.
Mahkeme Başkanı Soytürk, önceki duruşmada süre isteyen sanık Burhanettin
Kıyaka 1993-95 yılları arasında işlenen 20 cinayetin 10undan yargılandığını
belirterek, savunma için söz verdi.
Sanık Kıyak, 1992 yılında Cizre Jandarma Komutanlığı Komando Bölüğüne
uçaksavar nişancısı olarak atandığını anlatarak, o dönemde ilçede sorgu mangası
ya da ekibinin olup olmadığından haberi olmadığını ve bu görevi aynı binada
bulunan İlçe Merkez Jandarma Komutanlığının yaptığını dile getirdi.
Bunun üzerine mahkeme heyeti, 1993 yılında Cizrede karakol komutanlığı
yapan ve dosyanın tanıkları arasında yer alan emekli Astsubay Ahmet Öznalbantın
6-7 kişi, sivil giyimle karakolumuzun sorgu bölümünde çalışır ve ifade
alırlardı. Gözaltı işlemlerini bu grup yapar, bize bilgi vermezlerdi şeklindeki
ifadesini hatırlattı.
Kıyak ise Öznalbantı tanıdığını ve personel lazım olduğu zaman onun yanında
göreve çıktıklarını dile getirdi. Kıyak, asli görevinin dışında gündüzleri yardım
ve yataklıktan gözaltına alınan kişilerle ilgili olarak köy aramalarında, arazi
taramasında görev yaptıklarını söyledi.
Mahkeme Başkanı Soytürkün Yavuz kod adında birini tanıyor musun-
sorusuna sanık Kıyak, Güvenlik gerekçesiyle kullandığım isim olabilir.
Nezarethanede işi olan kişinin kendi isminin deşifre olmaması için o tür isimleri
kullanıyorduk. Ancak resmi evraklarda kendi imzamı kullanıyordum diye cevap
verdi.
Soytürkün Yavuz kod ismiyle imza attınız mı- sorusu üzerine ise Kıyak,
Can güvenliği gerekçesiyle atmış olabilirim dedi.
Kıyaka 1994 yılında yer gösterme olayından sonra öldürülen Abdurrahman
Afşar olayı da soruldu.
Bu olayın tutanağında 5 isim ve imzanın olduğunu ifade eden Mahkeme Başkanı
Soytürk, bunlardan ikisinin kod isim olduğunu hatırlattı.
Tutanakta bulunan Yavuz Güneş kod adının kendisine ait olup olmadığının
sorulması üzerine Kıyak, tutanağa bakarak, Yavuz Güneş ismi bana ait
olmayabilir, ama imza benim. Tutanak daktilo ile yazıldığı için olay yerinde
değil karakolda düzenlenmiş. Hangi amaçla imza attığımı hatırlamıyorum diye
konuştu.
Duruşmada söz alan mağdur avukatlarından Tahir Elçinin sorusu üzerine
Kıyak, 1992-96 yılları arasında Cizrede görev yaptığını ve hiç ayrılmadığını
söyledi.
Bunun üzerine Elçi, Cizre İlçe Jandarma Komutanlığının mahkemeye
gönderdiği resmi belgede o yıllar arasında ilçede görev yapan rütbeli personel
listesinde adınız yok dedi.
Elçi, bazı resmi kurumların davanın önemli sanığı olarak aranan ve adı
ortaya çıkan Yavuz kodu ısrarla saklamaya çalıştığının anlaşıldığını iddia
etti.
Cizre Cumhuriyet Savcısı Taner Tabelin 1995 yılında Temizöz ve sorgu birimi
hakkında hazırladığı müzakerenin de dosyada olduğunu ifade eden Elçi, savcının,
sanık Burhanettin Kıyak ismi yerine Uzman Çavuş Yavuz diye yazdığını,
Kıyakın gerçek ismini savcıdan bile sakladığını ileri sürdü.
Kıyak ise o dönemde ifade verdiğini ama soruşturma geçirmediğini dile
getirdi. Kıyak, avukatların sorusu üzerine sorgu mangasında görev yaptığı
belirtilen Tuna kod adlı uzman çavuşu da tanıdığını ve trafik kazasında
hayatını kaybettiğini dile getirdi.
Sanık Kıyakın tutanaklardaki olaylara ilişkin savunmasında Bunlar
senaryo demesi üzerine Mahkeme Başkanı Soytürk,Senaryo diyorsun ama tutanak
1993 yılında tutulmuş. Senaryo o tarihten mi başladı- diye sordu.
Sanık Adem Yakin de dosyada 6 olayı gerçekleştirdiği yönünde iddialardan
dolayı yargılandığını anlatarak,Bu olayları, tüm yönleriyle ortaya çıkarıp
suçsuz olduğumu sizlere göstereceğim. Suçlamalardaki somut delilleri ortaya
çıkarın, ben de cezamı çekmeye hazırım dedi.
Sanık Cemal Temizöz ise Cizrede görev yaptığı dönemde 233 terör olayı
gerçekleştiğini anımsatarak, Gündüz külahlı, gece silahlı olan teröristler
vardı. Köprüler ve elektrik trafolarının kaç kez havaya uçurdular. Vatandaşları
karanlığa gömüyorlardı. Teröristler Cizrede hayatı cehenneme çevirmişti. Benim
dönemimde masa başında çalışan hiç kimse yoktu. Bende sürekli operasyonlara
katılıp korucu köylerini gidip, köylüleri eğitiyordum. Bundan dolayı mahkeme bu
dönemin bazı gerçeklerini görerek, bizleri yargılasın. Bu nedenlerden dolayı
tahliyemi ve beraatımı istiyorum diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanık Burhanettin Kıyakdan dosyada Yavuz kod adıyla yer
alan imzalarla karşılaştırılmak üzere imza örneği aldı. İmza örneklerinin Adli
Tıp Kurumuna gönderilmesi kararlaştırıldı.
Sanık avukatlarının tahliyeye ilişkin taleplerinin ardından mahkeme,
sanıklar Cemal Temizöz, Adem Yakin, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ
ve Burhanettin Kıyakın tutukluluk halinin devamını kararlaştırarak, duruşmayı
erteledi.
-İddianameden-
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların
TCKnın adam öldürmek, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam
öldürmeye azmettirmek suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sanık Cemal Temizözün 1993te Cizrede terörle mücadele ediliyor
görüntüsü altında korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu,
grubun süreç içinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKKya yardım
ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları
kişileri sorguladığı ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden
bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.
Muhabir: Aziz Aslan / İbrahim Yakut
Yayıncı: Erdem Gültekin