GAZİANTEP (A.A) - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2023e planlı
programlı gidiyoruz. 2023e giderken 2013e geldiğimiz şekilde devam edemeyiz
dedi.
Bakan Çağlayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahinle, Ortadoğu
Fuar Merkezinde düzenlenen Pentex Penye Tekstil ve Teknoloji Fuarının
açılışına katıldı.
Fuarın açılışında konuşan Çağlayan, geçen 10 yılın önemli restorasyon
yılları olduğunu söyledi. 12 yıl önce 21 Şubatta bir anayasa kitapçığından
çıktığı söylenen ekonomik krizi yaşayan Türkiyenin, şimdi 10 yıl sonrasını
programlayan bir konuma geldiğini belirten Çağlayan, şöyle konuştu:
Bugün Avrupanın birçok ülkesi 10 gün sonra ne olacağını bilmez vaziyette.
ABnin koca koca üyelerinden bahsediyorum. Bugün AB konusunda gösterilen her
türlü eziyete rağmen ekonomi ile biz onlara ders veriyoruz. 27 üyeli Avrupa
Birliğinin 23 üyesinden çok daha az devletimizin iç ve dış borcu var. AB
ülkelerinin 21inden bütçe açığımız daha az. 2011 yılında Türkiyenin ekonomisi
yüzde 8,5 büyüdü. AB ise yüzde 1,5 büyüdü. Eğer Türkiye AB ülkesi olmuş olsaydı,
2011 yılında AB yüzde 1,5 değil, yüzde 1,8 büyürdü. Şimdi yük veren değil, yük
alan ülke haline geldik.
Bundan 10 yıl önce Türkiyede kişi başına gelirin 3 bin 500 dolar olduğunu
anımsatan Çağlayan, bugün Türkiyenin kişi başı gelirinin 11 bin dolara
yaklaştığına dikkati çekti. 2023te kişi başı gelir hedefinin 25 bin dolar
olduğunu hatırlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
Kişi başı geliri hesaplanırken diğer ülkelerle mukayese edilmemeli. Çünkü,
Türkiyenin nüfusunun her yıl bir milyon artıyor. 2023de 2 trilyon TL milli
gelire sahip olacağız. Kişi başı gelirimiz 25 bin doların üzerine çıkacak. Çünkü
o tarihte 84 milyona yakın nüfusumuz olacak. 2023de 500 milyar dolar mal
ihracatı, 150 milyar dolar da hizmet ihracatı yapacağız. Bunları tabii ki siyasi
istikrar, ekonomik istikrar, ve özel sektöre güvenerek yapacağız. 2023e planlı
programlı gidiyoruz. 2023e giderken 2013e geldiğimiz şekilde devam edemeyiz.
2002den 2013e gelirken çok büyük zorluklardan geçtik. Siyasi anlamda
söylemiyorum, bunları zaten siz takdir ediyorsunuz. Türkiye böylesi bir ortamda
2023e giderken yeni bir üretim sistemi, yeni bir zihniyet devrimine ihtiyaç
duyarak yoluna devam etmek durumunda. O yol bizi buraya kadar getirdi, şimdi
makas değişikliği gerekiyor. 2023e gidecek önemli bir sanayileşme, ihracat,
üretim, yatırım, istihdam, kalite, tasarım, Ar-Ge, inovasyon, bir sürü şeyle bu
işin götürülmesi gerekiyor.
-Fuarcılığı sözde değil, özde destekliyoruz-
Çağlayan, Türkiyenin geçen yıl 152.6 milyar dolar ihracat yaptığını
anımsatarak, ihracatın kilogram fiyatının 1 dolar 58 cent olduğunu belirterek,
Şimdi biz bu rakamla 2023ün 500 milyar dolar hedefini yakalayamayız. İhracat
birim kilogram fiyatını arttırmamız gerekiyor. Bugün rakiplerimiz Almanyanın
kilogram fiyatı 4 dolar, Japonyanın ve Güney Korenin 3,5 dolar. Bu nedenle
ürettiğimiz ürünlerin tanıtımı çok önemli diye konuştu.
Ürünlerin fuarlar vesilesiyle tanıtılmasının önemini vurgulayan Çağlayan,
şunları kaydetti:
Fuarcılık bu anlamda son derece önemli. Fuarcılığı sözde değil, özde
destekliyoruz. Türkiyede fuarcılığa da yeni bir anlayış getirmemiz gerekiyor.
Yeni teşvik sistemimizde fuarcılığı önemsediğimiz için öncelikli teşvikler
kapsamına aldık. Bugün Almanyada ne varsa, Fransada ne varsa, Amerikada ne
varsa daha iyisini yapmak bize yakışır. Böyle fuarları yapabilmek için teşvik
mekanizmaları oluşturduk.
Fuar merkezlerini yaptığınız zaman alacağınız teşvikleri söylemek isterim.
Böyle bir yatırım yapan şirket yüzde 40 yatırım indirimi alacak. Devlete
ödeyeceği verginin yüzde 40ını ödemeyecek, bu yatırımı yapacak. Diğer taraftan
da burada çalıştıracağı personelinin 7 yıl boyunca SSK işveren payını da devlet
olarak biz ödeyeceğiz. Yatırım yeri tahsisi yapılacak. Yani Milli Emlaka ait yer
varsa bu yer ücretsiz olarak tahsis edilecek. Yatırım için kredi kullanacaksa bu
kredinin faizinin iç kredisinin TL olması halinde 5 puanlı, döviz olması halinde
2 puanını biz karşılayacağız.
-Elinin körünü yapıyoruz-
Bakan Çağlayan, ülke tanıtımı adına dünyayı turladığını belirtti. Bu geziler
nedeniyle soru önergeleri verildiğini hatırlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
Ülke tanıtımı adına dünyayı gezdik. Şimdi bazıları bana soru önergesi
gönderiyor, muhalefet yapma adına. Sayın Bakan kaç ülkeye gittiniz, ne kadar
ülkeyi ziyaret ettiniz- Bu kadar yurt dışı seyahatinde ne yapıyorsunuz- Elinin
körünü yapıyoruz. Yaptığımız ortada. Türkiye oturduğu yerden 152.6 milyar dolar
ihracat yapabilir miydi- Türkiye böylesi bir küresel krizden IMFden para
almadan, hatta IMFnin cebine cep harçlığı verecek olaydan başarıyla çıkabilir
miydi- Gidemediğin yer senin değildir. Sen müşterinin ayağına gideceksin veya bu
tür organizasyonlara müşteriyi sen getireceksin.
-Tekstil ve konfeksiyon sektörünün önemi-
Fuara konu olan alanlara da değinen Çağlayan, tekstil ve konfeksiyon
sektörünün Türkiye için hayati öneme sahip olduğuna dikkati çekti.
Kim ne derse desin siz işinize bakın. Bugün Türkiyenin GSYHnin yüzde
6,3nü, imalat sanayimizin de yüzde 14,4ünü bu iki sektör oluşturuyor diyen
Çağlayan, tekstil ve konfeksiyon sektörünün ihracatta da son derece önemli bir
altyapıya sahip olduğunu, geçen yıl ihracatta yüzde 17lik payla bu sektörün 26
milyar dolar ihracat yaptığını ifade etti. Bunun da Türkiyenin 15 yıl önceki
ihracat rakamı olduğunu anımsatan Çağlayan, şunları kaydetti:
Biz mevcut şartlar ve standartlarla 500 milyar dolar ihracat hedefi içinde
istediğimiz noktayı zor yakalarız. Bu sektörün 2023 hedefi 52 milyar dolar.
Tekstilde 20 milyar dolar bir hedef var. Deri, deri mamulleri, ayakkabı
sektöründe 4,5 milyar dolar. Bu üç sektörün 2023de 80 milyar dolara yakın
ihracatı olacak.
Çeşitli ürünlerde Türkiye ve diğer ülkelerin yaptığı ihracatı kıyaslayan
Çağlayan, ihracat birim fiyatlarının düşük olduğunu vurguladı.
Muhabir: Adem Yılmaz - Kaan Bozdoğan / Veli Gürgah
Yayıncı: Sevil Çelik