ADANA (A.A) - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB gelmiş geçmiş
ikiyüzlülüğü en fazla hissedilmiş olan bir birliktir. Dünyanın en riyakar
kuruluşudur dedi.
Çağlayan, Sunar Grubuna bağlı Elita Yağ Fabrikasının yeni tesislerinin
açılışında yaptığı konuşmada, Türkiyenin Avrupa Birliği kapısında bekletilen bir
ülke olduğunu belirterek, AB gelmiş geçmiş ikiyüzlülüğü en fazla hissedilmiş
olan bir birliktir. Dünyanın en riyakar kuruluşudur ve bu AB 50 yıldır Türkiyeyi
kapısında bekletmektedir diye konuştu.
Bakan Çağlayan, ABnin 27 ülkeli bir birlik olduğunu ve 23 ülkesinin bütçe
açıklarının, 22 ülkenin ise kamu borçlarının Türkiyeden çok daha yüksek olduğunu
kaydederek, geçen yıl ABnin yüzde 1,5 büyüdüğünü, Türkiyenin ise yüzde 8,5
oranında büyüdüğünü ifade etti.
Çağlayan, Eğer Türkiye ABnin bir üyesi olmuş olsaydı, geçen yıl AB yüzde
1,5 değil yüzde 1,8 büyüyecekti. Kim kaybetti- AB kaybetti dedi.
Saygın diye bildiği, geçmişte yaptığı uygulamalardan dolayı doğru çabalar
gösterdiğine inandığı Nobel Barış Ödülünün bu yıl ABye verildiğini hatırlatan
Çağlayan, şöyle devam etti:
Arkadaşlar kendimi gülmekten alamadım. Yeminle söylüyorum. Şimdi barış
ödülü niye verilir- İnsan haklarına katkı yaparsın, insanlığa değer verirsiniz,
yaptığınız her muameleyi eşit yaparsınız, centilmence yaparsınız. Şimdi bu Nobel
Barış Ödülüne aday gösterilen AB, Gümrük Birliği anlaşması yapmış olan
Türkiyeyle, kendisine bir çıkış kapısı olarak gördüğü Türkiyeye ve iş
adamlarına vize uyguluyor. Malınız gider, kamyona kota uygular. Gümrük Birliği
yapmış olan Türkiyeye bu ayıbı, bu insanlık suçunu, bu işkenceyi uygulayan
Avrupa, Brezilyaya, Arjantine, Parugaya, Karadağa, Ukraynaya gelince
bunların hiçbir vatandaşına vize uygulamaz. Şimdi böylesine bir insanlık suçu
işleyen, böylesine insan hakları suçu yapan, ticarette haksız rekabet yaratan bir
ABye Nobel Barış Ödülü verdiği için ben de Nobel Barış Ödülünü kınıyorum. Bunun
adı barış değil, bunun adı olsa olsa, sen ABye ikiyüzlülük veya riyakarlık ödülü
verirsin, buna da eyvallah deriz, kabul ederiz.
-Cari açık-
Çağlayan, bu yapılan tesisin cari açığın azaltılmasına katkı sağlayacağını
belirterek, dışarı döviz ödenmesini engelleyerek, ithalatı azalttığını, ihracat
yaparak döviz girdisi sağladığını ifade etti.
Geçen yıl herkesin cari açık diyerek başlarının etini yediğini ifade
eden Çağlayan, şöyle konuştu:
Sanki cari açığı ben yapıyormuşum gibi. Sanki ithalatı mezardaki rahmetli
babam yapıyormuş gibi bana hesabını soruyorlar. Şimdi şükürler olsun, cari açık
kelimesi 2012de evelallah çöp kutusuna attık. Şimdi Türkiye cari açık konusunda
önemli bir başarı kaydetti. Ancak cari açıktaki bu başarının altında yatan şey
ithalatın azalması değil asıl ihracatın artmasıdır. Çünkü cari açık dediğiniz şey
döviz gideriyle geliri arasındaki fark. Böyle bir ortamda Türkiye, ihracatını
2012de yüzde 12nin üzerinde artırarak, ithalatını da yüzde 2,4 düşürerek cari
açıktaki başarıyı elde etti. Umut ediyoruz ki inşallah bu yıl orta vadeli program
hedefinin daha altında olacağız, yeni yatırım teşvik sistemiyle beraber inşallah
cari açığı kesin çözecek olan, önümüzdeki kısa ve orta vadede önemli hamleleri
hep birlikte yapacağız.
(Sürecek)
Muhabir: Anıl Bağrık
Yayıncı: İsa Sansar