ÇANAKKALE (A.A) - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)
Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga
Bekler, Ege Denizinde dün meydana gelen depremle ilgili, Deprem enerjisi
itibariyle yapısal hasar oluşturabilecek özellikte olmayıp, mühendislik yapıları
dışında hasar etkisi zayıf olmakla beraber, bölgede denge halindeki heyelanları
az da olsa harekete geçirebilecek bir depremdir dedi.
Bekler, yaptığı yazılı açıklamada, 8 Ocakta Ege Denizindeki depremin orta
büyüklükte bir deprem olduğunu belirtti. Depremin, yer kabuğu içinde yaklaşık 10
kilometre derinlikte olduğunu ifade eden Bekler, depremin, Kuzey Anadolu Fayının
güney kolu olarak bilinen ve Biga Yarımadasını geçerek, yaklaşık Batı, Güney-Batı
doğrultusunda büyük bir fay zonu içerisinde yanal atımlı bir fayın kırılması ile
oluştuğunu kaydetti. Depremin yerinin, Biga Yarımadasının ana karasına paralel
yaklaşık 55 kilometre, Çanakkale merkezine de 100 kilometre uzaklıkta denizde
meydana geldiğini kaydeden Bekler, şunları bildirdi:
Bu özellikli depremler bölgenin teknonik yapısı ile uyumlu olup bağımsız
niteliktedir. Deprem, enerjisi itibariyle yapısal hasar oluşturabilecek özellikte
olmayıp, mühendislik yapıları dışında hasar etkisi zayıf olmakla beraber, bölgede
denge halindeki heyelanları az da olsa harekete geçirebilecek bir depremdir. Ana
deprem sonrası çok sayıda küçük depremler bölgede belirli bir süre içerisinde
devam edecektir. Hali hazırda ulusal deprem araştırma kurumlarının donanımları,
depreme ait detaylı teknik analizini yapabilecek niteliğe sahip olup, ilerleyen
zamanlarda özellikle yeri, derinliği ve net büyüklüğü hakkında bilgi vermesi
beklenmektedir.
Bölgenin zamanda ve mekandaki dağılımlarının aletsel dönem olarak da bilinen
1900 yıllarından sonra oluşan depremler incelendiğinde, bölgede bu depreme eş
değer ve daha büyük depremleri görmekteyiz. 1912 depreminden bu yana 1983 yılına
kadar büyüklükleri, 6.1 ile 7.3 arasında değişen 12 deprem Kuzeybatı Ege ve Biga
Yarımadasında oluşmuştur. Bunlardan en önemlileri 1912 Mürefte ve 1953 Gönen
depremleridir. Her iki deprem içinde istatistiki deprem tekrarlama aralığı,
60-130 yıldır.
Bölgemizin ve Anadolunun teknonik görünümü ve karmaşıklığı ele
alındığında, gerilim alanları olarak da tabir ettiğimiz büyük deprem oluşturma
potansiyeline sahip faylar, gelecekte de benzer enerjiye sahip depremleri
üreteceklerdir diyen Bekler, Bölgemiz, Anadolunun, yapısal hasarlarının en
aza indirebilmek için özellikle şehirleşme alanlarında yapı stoklarının fiziksel
durumları, zemin koşulları çok iyi bilinmeli ve gerekli görüldüğü durumlarda
zemin ve yapıların teknik analizleri yapılmalıdır ifadelerini kullandı.
Muhabir: Fikriye Susam Uyar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş