ANTALYA (A.A) - Güç Gönel - Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi
ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Faik Ardahan, boş
zamanlarında doğa sporlarıyla ilgilenenlerin yaşam doyum düzeylerinin
yapmayanlara göre daha yüksek olduğunu, doğa sporları içinde yaşam doyum düzeyi
en yüksek olanların da balıkçılar olduğunu bildirdi.
Yrd. Doç. Dr. Faik Ardahan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğa sporları
yapan kişilerin yaşam doyum düzeyleri üzerine yaptıkları araştırmada, Kasım
2011-Ocak 2012 tarihleri arasında sosyal medya üzerinden doğa sporlarına ilişkin
kulüp ve derneklere elektronik posta yoluyla sorular gönderdiklerini belirtti.
Sorulara Türkiye genelindeki 326 kaya tırmanıcısı ve dağcı, 331 bisikletçi,
382 yürüyüşçü, 359 balıkçı ve 183 avcı ile bu sporlardan hiç birini yapmayan 538
kişinin cevap verdiğini kaydeden Ardahan, bu sporları yapan kişilere yaşam doyum
düzeylerini 1 ile 5 arasında bir rakam vererek tanımlamalarını istediklerini
ifade etti.
Ardahan, elde ettikleri veriler derlendikten sonra ilk sırada balıkçıların
yer aldığını, ikinci sırada avcılar, üçüncü sırada doğa yürüyüşü yapanlar,
dördüncü sırada dağcı ve kaya tırmanıcıları, beşinci sırada da bisikletçilerin
geldiğini söyledi.
Yaşam doyumunun, bireyin yaşamdan aldığı, yaşamın içinde olmaktan duyduğu
hazzın karşılığı olduğuna değinen Ardahan, şöyle devam etti:
Yaşam doyumu kişinin kendini yaşamın neresinde gördüğü, beklediğiyle elde
ettikleri arasındaki farkı karşılaştırdığında pozitif bir sonuç görmesidir. İş
yaşamı dışındaki duygusal tepkisi, hayata karşı genel duruşudur yaşam doyumu. İşe
yarıyor olmaktan, kendi kendine yetiyor olmaya varana kadar, tüm iş ve
eylemlerini kendisinin karşılıyor olmasına varana kadar yaşam doyumunu etkileyen
pek çok parametre var. Bizim araştırmamızın sonuçlarına göre de doğa sporlarından
herhangisi birisiyle uğraşmak, yaşam doyumunu belirgin şekilde artırıyor.
-İlk sırada balıkçılar var-
Doğa sporlarının kişi üzerindeki yaşam doyum düzeylerinin de farklılık
gösterdiğini belirten Ardahan, araştırma sonuçlarına göre balıkçıların yaşam
doyum düzeylerinin diğer spor gruplarına göre daha yüksek olduğuna işaret etti.
Balıkçılığın diğer spor dallarına göre daha ekonomik ve kolay ulaşılır olmasının
bunda etkili olduğuna değinen Ardahan, balık tutma gerekçeleri arasında yemek
için olanların ise sanıldığı gibi ilk sırada değil, 7nci sırada olduğunu
vurguladı.
Yrd. Doç. Dr. Ardahan, balık tutmayı tercih edenlerin daha çok rahatlamak ve
doğada olmak için bu sporu yaptığına dikkati çekerek, Bu sporu yaptıktan sonra
tutulan balık, bir neden değil, sonuç dedi.
Anadolu coğrafyasının balık için çok uygun olduğunun altını çizen Ardahan,
sadece deniz kıyısında değil, nehir ve göllerde de balıkçılığın kolayca
yapılabildiğini söyledi. Yaşam doyum düzeyini yükseltmesi bakımından balıkçılığın
kişisel mutlulukta önemli bir rolü olacağını vurgulayan Ardahan, kamu ve yerel
yönetimlerin balıkçılığın yaygınlaştırılması için çalışmasının önemine işaret
etti.
-Doğa sporu yapmayanın yaşam doyum düzeyi düşük-
Yrd. Doç. Dr. Faik Ardahan, hiçbir doğa sporuyla ilgilenmeyenlere de yaşam
doyum düzeyini sorduklarını, bu kişilerde doğa sporlarını yapanlara göre yaşam
doyum düzeyinin daha düşük olduğunu kaydetti.
Bu kişilerin doğa sporu yapmamalarına gerekçe olarak, Yapmak istiyorum ama
malzemem yok, etrafımdaki arkadaşlarım ilgilenmiyor, yer ve zaman yok gibi
sebepler öne sürdüklerine değinen Ardahan, bu kişilerin doğa sporları
yapmalarıyla ilgili mekan, maddiyat ve motivasyonla ilgili serbest zaman
engelleyicileri olduğunu söyledi.
Ardahan, Ama bu, başka bir çalışmanın konusu. Yaşam doyumu dediğimizde
doğada olmak, az ya da çok yaptığınız işin niteliğine bağlı olarak yaşam
doyumunuzu etkiliyor. Yapmayanlarda ise yaşam doyum düzeyleri daha düşük diye
konuştu.
-Amaç balık tutmak değil-
Antalyada Boğaçayının denize döküldüğü yerde balık tutanlardan 30
yaşındaki Barış Bayatlı, genelde boş zamanlarını balık tutarak geçirdiğini
anlattı. Balıkçılığı spor amaçlı yaptığını belirten Bayatlı, Balık tutarken
beynimi dinlendiriyorum. En çok da stres atmak için geliyorum. Genelde tuttuğum
balıkları yiyorum ama küçükleri geri atıyorum dedi.
Erkek kardeşi 27 yaşındaki Muharrem Bayatlı da 15 yaşından bu yana balık
tuttuğunu ifade etti. Balık tutmanın keyifli bir spor olduğunu ve severek
yaptığını dile getiren Muharrem Bayatlı, tuttuğu balık sayısının önemli
olmadığını, bu sporu yapmanın kendisine mutluluk verdiğini dile getirdi.
Yayıncı: Tuncer Çetinkaya