DİYARBAKIR (A.A) - Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Baydemir, kitle iletişim araçlarının gerçeği olduğundan farklı gösterdiğinde
duygusal kopma sürecinin başladığını söyledi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ve Medialog Platformunca The Green Park
Otelde düzenlenen Toplumsal Uzlaşı ve Medya çalıştayı başladı. Çalıştayda
katılımcılara Kürtçe hoşgeldiniz diyen Baydemir, birikmiş olan çok söz
olduğunu, bu buluşmaları uzatmamak, söylenecek ve paylaşılacak sözlerin
birikmemesi gerektiğini belirtti.
Adalet, eşitlik ve özgürlük temelli barışın hiç bir şekilde kaybedeni
olmayacağını, barışın herkese kazandıracağını dile getiren Baydemir, barışa
ulaşmak için toplumda uzlaşı kültürü, bu kültürün inşa edilebilmesi için de
birbirine dokunmak, hissetmek ve dinlemek kültürünü geliştirmek gerektiğini
bildirdi.
Son 30 yıllık zaman dilimi içerisinde yaşanan ortak travmanın algıda büyük
problemler yarattığını, sevinçte ve tasada büyük derinlikler oluştuğunu savunan
Baydemir, Bugün batı, doğu, kuzey ve güneyin algısında sevincinde ve tasasında
sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Peki neden bu sıkıntılar var, bunlar nasıl
aşılabilir- Bugünkü ana istişare konularından biri de bu olacak diye düşünüyorum.
Bunu ortadan kaldırmanın en etkin yollarından biri de medyanın kullanacağı barış
dilidir. Sadece söylediklerimizden değil, söylemediklerimizden de,
görmediklerimizden de mesulüz diye konuştu.
Roboskide yaşananlara gözümüzü uzun bir süre kapattık. Diyarbakırdaki
Şahin Öner olayında olduğu gibi. Bütün bunlar giderek bir algı sorununa dönüştü.
Yerel gerçeği zaten yaşıyor. Kitle iletişim araçları gerçeği olduğundan farklı
gösterdiğinde duygusal kopma süreci başlamış oluyor diyen Baydemir, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
Toplantının halklarımızın birbirine dokunması için ileri bir adım olmasını
temenni ediyorum. Lütfen bugünkü Diyarbakır birlikteliği sadece istişarelerle
kalmasın. Bütün konuklar Diyarbakırı mutlaka gezsin. Onurlu barış gelsin. Kardeş
kavgası sona ersin dileğinde bulunalım. 2013 yılının barış yılı olmasını temenni
ediyorum. Buluşmamızın barışa, kardeşliğe, özgürlüğe ve kucaklaşmaya katkı
sunmasını istiyorum.
-Medya, toplumun dili, gözü ve vicdanıdır-
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil de medyanın toplumun,
dili, gözü ve vicdanı olduğunu, dili ve gözü olarak ortaya koyduklarını hayatın
her bir karesinde gördüklerini ve yaşadıklarını söyledi.
Bugün toplumsal uzlaşı adına ümidin o kadar canlı olduğu bir dönemi hiçbir
zaman yaşamadıklarını anlatan Yeşil, şöyle konuştu:
Özellikle Türkiyenin bir barış sürecine yaklaştığı ve barış süreci adına
herkesin, her ne kadar bir kısmımızın temkinli iyimserlik, bir kısmımızın barışa
çok daha yakın kendini hissettiği bir dönemde, medyanın bu yapı içerisinde çok
ciddi sorumluluklar ve fonksiyon icra edeceği ortadadır. Medya bugün şapkasını
ortaya koyarak bir vicdan, gerçekten içten ve yürekten bu sürece ciddi bir
katkıda bulunma maksadıyla kendi eksiğini, yarasını veya bulunabileceği müspet
katkıyı gündeme getirerek acaba düşünebilir mi- Bunu mütalaa ve müzakere edebilir
mi- İşte bu çalıştay bu maksatla düzenlendi. Ben inanıyorum, toplumda barışı
istemeyen yoktur. Ateşin içinde olan, ateşin hararetini hisseden veya bu acıyı
duyup rahatsız olan vicdan sahibi, bu ızdırap ve acının dinmesinden yana. Bugün
medya kendine ait siyasetin dışında gücü, etkinliğini bir vicdan kesilerek
yeniden ele alma ihtiyacı bu masada gerçekleşecektir.
-Editoryal bağımsızlık önemli-
Daha sonra başkanlığını Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve
Uluslararası İlişkiler Bölümünde öğretim görevlisi ve Zaman Gazetesi köşe yazarı
Şahin Alpayın yaptığı Uzlaştırma ve Kışkırtma Arasında Medya konulu oturuma
geçildi.
Alpay, medyanın vatandaşı bilgilendirme görevini yerine getirmek zorunda
olduğunu, olayları yaşananları ulaşabildiği bütün yollardan gerçeğe en yakın bir
şekilde yansıtması gerektiğini belirtti.
Medyada çoğulculuk, rekabet olması, tekellerin ve kartellerin olmaması
gerektiğini kaydeden Alpay, basında ifade özgürlüğünün olması ve editoryal
bağımsızlığın şart olduğuna işaret etti.
Hükümetlerin, devletin, patronların müdahalesine uğramadan gazeteciler
tarafından yönetilen bir medya olmadan, medyanın demokratik görevlerine yerine
getiremeyeceğini vurgulayan Alpay, Türkiyede çoğulculuk açısından eskiye göre
iyi olduklarını, internetin yayılmasıyla bir çoğulculuğa sahip olduklarını
kaydetti.
Basın ve ifade özgürlüğü açısından hukuk alanında Türkiyenin kötü bir
durumda olduğunu belirten Alpay, şöyle dedi:
Basın özgürlüğünün gelişmesi için mücadelenin devam etmesi gerekiyor.
Editoryal bağımsızlık, belki de en kötü olan konumuz. Türkiyede medyayı
hükümetle alışverişleri olan patronlar yönetiyor. Hükümetle iyi geçinmek için
medyanın bağımsızlığına müdahale ediyorlar. En büyük sorunumuz editoryal
bağımsızlığımızdır.
Türkiye 2013 yılına büyük bir umutla girdi. Eşitlik ve adalet prensipleri
temelinde kimsenin dini inancından, anadilinden, etnik kökeninden dolayı
ayrımcılığa maruz kalmadığı, herkesin kimliğini ve inancını özgürce yaşayacağı
bir Türkiye özlemiyle yeni yıla girdi. Bunun gerçekleşeceğine dair her zamandan
daha fazla iyimser bir ortamdayız. Bu her yer için de geçerli.
Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Oral Çalışlar da, Türkiyenin
batısında Diyarbakırda yaşananları anlamakta zorlanıyoruz, bu nedenle kafamızda
oluşturduğu bir Kürt gerçeği üzerinden siyaset, haber oluşturmaya ve Türkiyenin
batısını aydınlaşmaya çalışıyoruz. Aslında çalışmıyoruz, anlamadığımız için bütün
batıyı yanıltıyoruz diye konuştu.
Daha sonra medyada yer alan haberler üzerine katılımcılar görüşmelerini
bildirdi.
Çalıştaya, İstanbul ve bölgeden çeşitli gazete ve televizyonlarda çalışan
gazeteciler ile akademisyen ve yazarlar katıldı.
Muhabir: Nurten Aslan - Cihan Eser
Yayıncı: Behçet Güngör