DİYARBAKIR (A.A) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Görmez, "Farklılıklar bizim zenginliğimizdir. Ondan hiç bir zaman çekinmeyelim.
Kaçınacağımız en önemli şey o ihtilafı kavgaya dönüştürmektir" dedi.
Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Dicle Üniversitesi (DÜ) İlahiyat
Fakültesince üniversitenin kongre merkezinde düzenlenen etkinlik Kuran-ı Kerim
okunmasıyla başladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, burada yaptığı konuşmada, 20
yıl üniversitelerde ders vermiş bir hoca olarak içinden, cübbeyi çıkarıp yüz
yüze, göz göze salonda tur atarak konuşmak geldiğini söyledi. "İnşallah üzerime
giydiğim kıyafet aramızda engel olmaz" diyen Görmez, gönüllerin açılması halinde
hiçbir engel kalmayacağına inandığını dile getirdi.
-"İnsan insanı ihmal etti"-
Prof. Dr. Görmez, bu yıl Kutlu Doğum Haftasında insan onurunu tema olarak
ele aldıklarını vurgulayarak, "Çünkü bilhassa son iki yüzyılda insanlık bilimsel
ve teknoloji alanında çok önemli mesafeler katetti ancak insan onurunu korumada
ve yüceltmede aynı başarıyı gösteremedi. İnsan kendisinden çok uzaklarda uzayı,
dünyaları keşfetti. Fakat kendini, ruhunu ihmal etti. İnsan insanı ihmal etti,
başka dünyaları keşfe koyuldu. Bu nedenle yeniden insan onurunu gündeme getirmeyi
gerekli gördük" dedi.
İnsan onurunu yeniden keşfetmenin yolunun, bilimsel olarak 4 konu üzerinde
çalışma yapmaktan geçtiğini ve bunların, varlık, bilgi, insan ve alem olduğunu
belirten Görmez, zedelenen, kırılan, ayaklar altına alınan insan onurunun yeniden
yüceltilmesi gerektiğini ifade etti.
-"Bilgi sadece güç değil"-
Prof. Dr. Görmez, Londra Üniversitesinin girişinde, "Bilgi Güçtür"
yazısının bulunduğunu aktararak, bu sözün arkasındaki mananın iyi düşünülmesi
gerektiğini dile getirdi.
"Bilgi sadece güç değil" diyen Görmez, yıllarca bilginin bir güç olarak
kullanıldığını, oysa bilginin aynı zamanda hakikate ulaşmanın ve insanı
onurlandırmanın yolu olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bilgiyi sadece güç kabul ederseniz, o güçle Ortadoğuyu
sömürgeleştirirsiniz. O zaman Doğu Hindistan şirketini kurar, tüm Hint alt
kıtasını sömürgeleştirirsiniz. Oysa bilgi sadece güç değil. O yazıdaki güç
kavramı aynı zamanda sömürgeciliği de kastediyordu. Varlık anlayışınız sadece
görünen maddi alemden ibaretse ve her türlü metafiziği reddediyorsa o takdirde
bilgi anlayışınız sadece insanlar üzerinde hegemonya kuran bir güç haline gelir.
Bilgi, aynı zamanda varlığın yaratıcı ile buluşmasının yoludur. İnsanda var olan
onuru, izzeti, şerefi, keremi ve değeri keşfetmenin yoludur. Bilgi sadece güç
değil, bilgi ve ahlaktır. İnsan bir gaye, varlıktır. Araç varlık değildir. Çünkü
yaratıcı tüm kainatı insan için yarattı. Din, hukuk ve devlet de insan içindir.
Hiçbir ideoloji insanlık onuru kadar yüce değildir. İnsan anlayışımızı yeniden
gözden geçirmemiz gerekiyor. Alem bu dünyadan ibaret değil. Sadece bu dünyadan
ibaret bir alem tasavvuru elbette insanı onurunu yüceltmeyecektir."
-Beled Suresi-
Prof. Dr. Görmez, Beled Suresinde insanlığın bir sıkıntı içerisinde
olduğunun belirtildiğini ve aynı surede bunun sebeplerinin de 3 maddede
anlatıldığını söyledi.
Görmez, Beled Suresinde yer verilen tüm insanlığın onursuzlaştırılıp
değersizleştirilmesinin nedenlerine ilişkin olarak şöyle konuştu:
"Birinci sebep üstünde hiçbir kudret tanımayan güç tutkusu. Üstünde hiçbir
kudret tanımayan güç tutkusu bireyi, toplumu, devletleri, küresel güçleri ve
insan onurunu yok ediyor. Bir yüzyılda kaç dünya savaşı yaşadık. Son 10-20 yılda
Ortadoğuda, Irakta, Afrikada, Irakta nice katliamlar seyrettik ve yaşadık.
Sebebi, üstünde kudret tanımayan güç tutkusuydu. Hani, güç bende diye çizgi
filmleri yapıldı. İkinci sebep, yığın yığın servet tüketmekle övünen bir para
politikası ve servet tutkusu. Zenginlik İslamın reddetmediği bir güzellik ancak
servete, paraya pula esir olmak reddedilmiştir. Güç tutkusu servet tutkusu ile
birleşince insanın onuru bir kez daha zedelenir. O güç tutkusu insanı helak etti.
Üçüncü sebep de insanın kendisini hiç kimsenin görmediğini sanmasıdır.
İnsanlığın onurunu korumanın, yüceltmenin yolu özgürlük. Aslında hiç
kimsenin boynunda bir boyunduruk göremiyoruz. Ama kalplerdeki boyunduruk ne
olacak. Bu boyunduruk inkardır, öfkedir, intikam ve düşmanlıktır. Onun için insan
en güzel surette yaratılmıştır."
Prof. Dr. Görmez, her insanın yaratılışında Allahın ruhu olduğunu bu
nedenle insanın çok değerli olduğunu ifade ederek, Kuranı Kerimin ayet ayet,
sure sure bir onur kitabı olduğunu bu nedenle gençlere Kuranı Kerimi
okumalarını tavsiye ettiğini söyledi.
Doğumu kutlanan sevgili peygamberin bir onur elçisi olduğunu vurgulayan
Görmez, "İslam peygamberimiz, her insana yaratıcının yaratılıştan ona bahşettiği
onuru gösterdi" diye konuştu.
-"Farklılıklar bizim zenginliğimizdir"-
Prof. Dr. Görmez, Allahın bazen peygamberini kendisinden sonra gelecek
kullarına ihbar ettiğini ifade ederek, bunu insanın onuru için yaptığını
belirtti.
Yaratıcının bunu insanlarda cahiliye tohumları kalmasın diye yaptığını
söyleyen Görmez, "Bizim yüreklerimizde peygamber sevgisi var. Peygamber sevgisini
bilgiye ve bilince dönüştürmeli, bu bilgiyi hayata aktarmalıyız. Onun için
hepimize düşen okumaktır. Onun hayatını en güzel şekilde okumalıyız.
Sorgulamaktan hiç korkmayın. Sorgulayarak okuyun. Biz hocalar bazen bunun onun
önünü kapatmaya çalışırız. Ama siz hiç korkmayın. İlk okumada sizin o
sorgulamalarınız sizi hakkı ve hakikati çok daha iyi anlamaya götürecektir. Mühim
olan ihtilafı rahmet edinmektir. Farklılıklar bizim zenginliğimizdir. Ondan hiç
bir zaman çekinmeyelim. Kaçınacağımız en önemli şey o ihtilafı kavgaya
dönüştürmektir."
DÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Ünalan, Prof. Dr.
Görmezin ziyaretinin barışın tesisinde payı olacağına inandığını belirterek,
"İnşallah barış elçisi olacaksınız. Rabbimiz, peygamber efendimizin hatırı için
inşallah halkımız arasındaki barışı gerçekleştirir de artık kardeşlerin
birbirlerini öldürdüğü, ocakların söndüğü, çocukların yetim kaldığı karanlık
günler geride kalır" dedi.
Prof. Dr. Görmez, üniversiteden çıkışında bir gazetecinin, toplumsal tövbe
ile ilgili düşüncelerini sorması üzerine, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak
üzerinde durduğumuz tek konu var. O da bu ülkede onuru zedelenen, kırılan hiçbir
insan kalmasın, buruk hiçbir yürek olmasın. Yürekleri tüm özgürlüğüne
kavuşturmak. Yüreklerde hiçbir kin, öfke ve küskünlüğün kalmamasını sağlamak.
Burada toplumun tüm bireylerine görevler düşüyor" dedi.
Muhabir: Sema Kaplan-Salih Bilici
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu