KONYA (A.A) - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gaziantepteki
patlamaya ilişkin, Zaten olayın arka planı araştırılacak. Ancak bir benzerlik
ve paralellik olacaksa, Beşar Esedin cinayet şebekelerinin Suriyede bayram günü
bir günde 200 kişiyi öldürme yöntemi ve kutsal tanımamazlığıyla, terör örgütünün
bu, sivil halka dönük saldırısı arasında yöntem ve zihniyet paralelliği var. Ama
bir illiyet bağı varsa, bu da her türlü şekilde araştırılır dedi.
Davutoğlu, Konyada konutundan çıkarken gazetecilere yaptığı açıklamada,
Gaziantepte yaşanan, bayram sevincini büyük bir üzüntüye dönüştüren terör
olayını lanetlediklerini söyledi.
Saldırıda şehit olanlara Allahtan rahmet, yaralılara da acil şifalar
dileyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
Bayramda böyle bir acıyı yaşamak bütün milletimizi derinden yaralamıştır.
Hepimiz büyük bir üzüntü içindeyiz. Herkesin buradan ciddi dersler çıkarması
gereken bir süreçten geçiyoruz. Terör örgütü ve terör hiçbir kutsal tanımıyor.
Terör örgütünün yanında, ya da onları anlayışla karşılayan çevrelerin her şeyden
önce bu konuda artık net bir tavra yönelmeleri lazım. Hiçbir kutsal tanımayan,
insan hayatını, sivilleri, çocukları ve kadınları ayrım gözetmeksizin öldüren,
bayram günü öldüren bir terör örgütünü hala mazur gösterecek çabalar içinde
olanlar, tarih önünde, millet önünde, 75 milyon Türkü, Kürdü, Sünnisi ve Alevisi
ile irfan, basiret, vicdan sahibi aziz halkımızın da nezdinde mahkum edilirler.
Bugünlerin birlik ve beraberliğin tahkim edilmesi gereken, herkesin ortak
değerler etrafında ayakta, dimdik ve vakur bir şekilde durması gereken günler
olduğunu belirten Davutoğlu, Gaziantep gazi unvanını kolay almadı. İstiklal
Harbimizin ateşini yüreklerinde taşıyan gazi bir kentin, o dönemdeki yiğit
insanlarının mücadeleleriyle Antep gazi oldu. Antep bu anlamda hiçbir zaman
Fransızlara vaktiyle teslim olmadığı gibi, bugün de terör karşısında veya
milletimize karşı bu tür tuzaklar kuranlara başını, boynunu eğmez diye konuştu.
Gazianteplilerin vakar, birlik ve beraberlik içinde 1921 şuuruyla bir ve
beraber olmalarını temenni eden Davutoğlu, saldırıda şehit olanların aziz
hatıralarının her bayramda yüreklerde bir sızı olarak hatırlanacağını belirtti.
Terörün Türkiyede yeni bir olgu olmadığına dikkati çekerek, büyük şehirlere
yapılan saldırıların yeni olmadığını vurgulayan Davutoğlu, Ankarada
biliyorsunuz, Ulusta da canice, doğrudan sivilleri hedef alan, yine geçtiğimiz
dönemde Diyarbakırda silahlı kuvvetlere karşı varlık gösteremeyen teröristlerin
sivil halkımıza dönük eylemleri olageldi. Konu detayıyla araştırılıyor.
Arkasından ne çıkarsa çıksın, en net, açık ve kararlı tutumun devletimiz ve
milletimiz tarafından gösterileceğinden kimsenin şüphesi olmasın dedi.
-Saldırıda Suriye istihbaratının parmağı olduğu iddiası-
Gazetecilerin saldırıda Suriye istihbaratının parmağının olduğu iddiasıyla
ilgili sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Zaten olayın arka planı araştırılacak.
Ancak bir benzerlik ve paralellik olacaksa, Beşar Esedin cinayet şebekelerinin
Suriyede bayram günü bir günde 200 kişiyi öldürme yöntemi ve kutsal
tanımamazlığıyla, terör örgütünün bu, sivil halka dönük saldırısı arasında yöntem
ve zihniyet paralelliği var. Ama bir illiyet bağı varsa bu da her türlü şekilde
araştırılır. Şu ana kadar bu şekilde oluşmuş, veriler ışığında netleşmiş bir
tablo yok. Araştırmalar çıkar ve neticeler ortaya konulur ifadelerini kullandı.
-Kilisteki kampta güvenlik sorunu iddiası-
Muhalefet milletvekillerinin Kilisteki kampta güvenlik sorunu olduğu
iddialarını da değerlendiren Davutoğlu, iddiaların spekülasyondan ibaret olduğunu
dile getirdi.
Kampların Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği ile yapılan
iş birliği çerçevesinde yönetildiğini anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
Kamplarımızda standart ve ilkeler bağlamında dünyaya örnek teşkil eden bir
çalışma yürütülmekte. Kampları ziyaret edenler hayran kalıyorlar. Bunların hepsi,
Suriyedeki gelişmelerden Türkiye de sorumluymuş gibi bir hava yaymak isteyen
çevrelerce üretilen spekülasyonlar. Türkiyenin çıkarını, itibarını korumaya
dönük hassasiyet göstermesi geren milletvekillerinin böyle bir iddiada bulunması
kabul edilir ve anlaşılabilir bir tutum değil. Her mülteci belli bir düzen içinde
yerleştiriliyor ve o düzen içinde orada yaşıyor. Geri dönüşler konusunda ise biz
bunları geçici sığınmacı ve misafir olarak kabul ettik. Ümit ediyoruz ki
olacağını da bekliyoruz. En kısa zamanda bu olağanüstü hal kalkar ve bu
kardeşlerimiz evlerine yurtlarına geri döner. Geri dönmek isteyen mültecilere de
illa hayır sen burada kampta kalacaksın denmiyor. Dolayısıyla düzen sağlanan,
barış ve huzurun geldiği yerlere mülteciler geri dönüyor. Tehlike oluşunca tekrar
geliyorlar. Buradan başka anlamlar çıkarmak söz konusu değil. Türkiyeyi suçlamak
isteyen dışarıda bazı çevreler çıkabilir ama bunun muhalefet milletvekilleri
tarafından ima ediliyor olması, Türkiyenin çıkarını, onurunu korumak durumunda
olan milletvekilliği görevi açısından talihsiz bir durumdur.
-Haber alınamayan Türk gazeteci-
Suriyede haber alınamayan gazeteciler arasında bir Türk gazetecinin
bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, konuyu yakından takip ettiğini söyledi.
Suriyedeki kaotik durum nedeniyle en fazla hedef alınan kesimin gazeteciler
olduğunu aktaran Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Gazeteciler Suriyedeki olayların dünya tarafından görülmesini
sağlıyorlar. Bu da büyük cinayetler işleyen rejimi rahatsız ediyor. Dün de bazı
haberler geldi, bazı gazeteci kardeşlerimizle ilgili. Gece boyu bizzat takip
ettim. Bir gazetecimizle ilgili hala meşkuk (şüpheli) haberler geliyor. Bizi de
kaygılandıran haberler geliyor. Onu, hem alandan hem diğer kanallardan
araştırmaya ve nihai bir hedefe ulaşmaya çalışıyoruz. İnşallah bizi üzen bir
haberle karşılaşmayız. İsim vermeyeyim. Bayram günü kimse hiçbir ailede bir şey
olsun istemez. İnşallah o kardeşimiz hakkında hayırlı haber veririz ama
kaygılarımız sürüyor.
Muhabir: Mümin Altaş
Yayıncı: Ahmet Kayır