KONYA (A.A) - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gerçekleştirdiği
Arakan ziyareti ile ilgili eleştiriler konusunda, Tenkit herkesin hakkı ama
yüreğinde, zihninde biraz tarih bilinci olan, bu ülkeye, bu millete, bu tarihe
aidiyet duygusu olan birisi, Arakanda niye bulunduğumuzu önce öğrenir, ondan
sonra tenkit eder dedi.
Davutoğlu, partisinin Konya İl Başkanlığınca düzenlenen bayramlaşma
töreninde yaptığı konuşmada, sabah bayram namazını kıldıktan sonra ülkeye karşı
olan büyük bir sorumluluğu ifa eden hiç unutulmayacak insanların mekanı olan
şehitliği ziyaret ettiğini söyledi.
Onların bu ülke için şehit düşen aziz inanlar olduğunu ifade eden Davutoğlu,
Şehitlik ziyaretinde beni çok duygulandıran bir karşılaşmayı sizlerle paylaşmak
istiyorum. Şehitliğe giderken bir şehitliğin başında vakur güçlü bir Anadolu
kadınının yanında 2 akrabası ve torununu gördük. Zannettik ki; sadece bir mezara
ziyarete geldi ve bir yakını şehit oldu. Yanına gittiğimizde öğrendik ki; orada
Gülizar teyzenin 3 şehit yakını var. Kendi kardeşi şehit, amcaoğlu şehit, 2006
yılında da kendi oğlu şehit. Düşünün nasıl bir mübarek hanım ki; çok küçük
gözyaşları yüzünde hissediliyor ama vakur. Bu mübarek Ramazan ayında birçok
Anadolu ocağına ateş düşüren terörist ve o teröristlerin arkasındaki güçlere, tüm
bu yaptıkları faaliyetleri terk ederek, tekrar bu aziz milletin bağrına dönüş
çağrısı yapmak ihtiyaç oldu. Ama aynı zamanda yüreğimizin içinden gelen bir
feryatla lanet okuduk diye konuştu.
Davutoğlu, tüm büyükelçilere, bulundukları ülkede bir tek şehit dahi olsa
gittiklerinde ilk etapta o şehidin kabrini ziyaret etme talimatı verdiğini
vurgulayarak, Önce ondan bu ülkeye girişin iznini alacağız. Bizler şehre
girerken bir adapla giren kültürden geliyoruz. Her şehrin yerin altında sahipleri
var. Önce onlardan destur alınarak bu şehre girilir ifadelerini kullandı.
-Arakan ziyaretiyle ilgili eleştiriler-
Arakana gönderdiği büyükelçiye gitmeden önce iki talimat verdiğini dile
getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
Bu talimatlarımdan biri; orada İngilizler tarafından esir alınıp götürülen
şehitlerimiz vardır. Bunların büyük bir kısmı Arakanda vefat ettiler. Onları
bulacaksın. İlk vazifen onlara gidip manevi ruhaniyetlerine hitap ederek, şunu
diyeceksin; Biz geldik. Sizin uğrunuzda can verdiğiniz al bayrağı size getirdik.
Uğrunda can verdiğiniz fatihayı Kuran-ı okumak üzere garip olarak öldüğünüz bu
diyara sizin izninizle geliyoruz ve ebediyen dalgalanmak üzere bayrağı başınızın
üzerine getiriyoruz. Birileri Arakana ziyaretimizi tenkit edebilir. Tenkit
herkesin hakkı ama yüreğinde, zihninde biraz tarih bilinci olan, bu ülkeye, bu
millete, bu tarihe aidiyet duygusu olan birisi, Arakanda niye bulunduğumuzu önce
öğrenir, ondan sonra tenkit eder. Türkiyede terör varken nasıl gidilir-
diyorlar. Biz hem Arakanda şehit düşenlere sahip olmayı biliriz hem de
Konyanın bağrından 3 yakını şehit düşen Gülizar teyze ve yakınlarına sahip
çıkmayı biliriz. Bizi ne kadar tenkit ederlerse etsinler, üzerimize hangi
hakaretlerle, hangi iftiralarla gelirlerse gelsinler, madem ki dünyanın öbür
ucunda dahi bu al bayrak ve bu aziz inancımız için şehit düşmüş dedelerimiz var,
bizim inancımızı azmimizi kıramazlar. Bir yerde şehidimizin olduğu bir toprak
dahi varsa onlara ulaşacağız. Hem buradaki şehitlerimize sahip çıkacağız hem o
şehitlerimize gideceğiz, vazifemizi yapacağız.
Gönderdiği büyükelçiye ikinci talimatının da Arakanlı Müslümanlara sahip
çıkması yönünde olduğunu anlatan Davutoğlu, Türk büyükelçiliğinin vazifesinin hem
milli menfaatlerimizi dünyada temsil etmek olduğunu hem de tüm insanlığın vicdanı
adına sahipsizlere sahip çıkmak olduğunu bildirdi.
Bu milletin temsilcileri, nerede mazlum insan, merede bize sahip çıkacak
yok mu- diye seslenen, feryat eden birisi varsa ilk ben varım diyebilecek güç
ve kudrette olacak diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
(Suriyede olay mı oluyor karışmayalım), diyenler çıkacak. Orada zulüm
olsun ama biz bu zulme sessiz kalalım, hatta zulüm yapanların yanında yer alalım
eğer bir menfaatimiz gerektiriyorsa diyenler çıktı. Onlara karşı biz diyeceğiz
ki; Bu milleti tarihte onurlu bir millet yapan en önemli vasıf, hiçbir zaman
zalimin yanında yer almamış olmasıdır. Hiçbir zaman da zalimin yanında yer
almayacak, mazlumun yanında yer alacaktır. Bir şefkat peygamberinin inancının
takipçileriyiz. Yetime sahip çıkan, mazluma sahip çıkan bir geleneğin içinden
geliyoruz. Sahip olduğumuz mevki ya da makamları değil ancak ve ancak bu
değerlerle yüceltiriz. Hiçbir mevki ve makam bu değerlerden ve bu mazlumların
gözyaşından daha kıymetli değildir. Bu inançla biz Arakana gittik. Bu inançla
Arakanda tüm insanlığın ihmal ettiği bir insan topluluğuna sizlerin selamını
götürdük.
Arakana bugüne kadar hiçbir ülkenin, bir temsilcinin gidemediğini dile
getiren Davutoğlu, çok titiz bir diplomasiyle, bir aylık bir çaba sonucunda ve
ısrarlı talepte bulunmaları sayesinde, Türkiyenin artan prestijinin de bir
etkisiyle ilk defa izin aldıklarını ve o topraklara girdiklerini hatırlattı.
Arakan ziyaretinde insanların kilometrelerce kuyruk oluşturarak kendisini
karşılamaya geldiğini anlatan Davutoğlu, Tek şey söylüyorlardı, sihirli bir
kelime. Her yerde bizim bildiğimiz bir kelime; Esselamün aleyküm. Her birisi
Esselamün aleyküm diyordu. Aslında bunu derken sizden selam işitiyoruz hem de
bir selam getirmenizi istiyoruz uzak diyarlardan, Türk kardeşlerimizden. Hem de
barış istiyoruz diye haykırıyorlar. İslam İşbirliği Teşkilatının Dışişleri
bakanları toplantısında uzun bir sunuş yaptım. Öylesine geniş ki; Türkiyede bunu
hissedemeyenler biz Mekkede dolaşırken tavaf edenler, gelip sarılıp Allah
sizden razı olsun, Arakandaki insanlara sahip çıktınız diye dünyanın her
köşesinden insanlar bize sarıldı. Onların gördüklerini, hissettiklerini
Türkiyede hissedemeyenler vicdan ve tarih bilgisinden yoksun olanlardır diye
konuştu.
-Bir anda 5 meseleyle de uğraşırız
Herhangi bir vazifeyi ihmal etmiş olsaydık bu eleştiriler haklılık
kazanabilirdi diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz gece gündüz durmayız, bir anda 5 meseleylede uğraşırız. Her bir
meseleyi de birbirinden ayrı bir şekilde yürütürüz. Orada birçok Dışişleri
Bakanıyla da görüşmeler yaptık. BMnin yapamadığı bir sunum yaptık. Bunu yaptık
diye herhangi bir dış politika meselesini aksatmadık, aksatmayız. Onların zihni
hep böyle çalıştı. Tek bir krize odaklanalım. Başka hiçbir şeyle ilgilenmeyelim.
Kıbrıs mı var- Kıbrısa odaklanalım. Dünya yanarsa yansın. Irak meselesi mi var
veya Kafkasya mı var- Hayır. Artık yeni Türkiye var. Bir tek krizle uğraşan bir
Türkiye değil, bir anda onlarca krizle baş edebilecek, yepyeni vizyonla onlarca
ufuk açabilecek yeni bir Türkiye var. Bunlar bunu idrak edemiyorlar.
Bazılarının Türkiyenin bunları yapmaya gücü yeter mi- diye kendilerine
sorduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bu soruyu soranların Türkiyeyi tanımadığını
bildirdi.
Bu milletin gücünün nelere yettiğini tarihin bildiğini dile getiren
Davutoğlu, Bu soruyla ve bu kampanyalarla üzerimize gelerek yapmak istedikleri
tek şey, azmimizi ve özgüvenimizi sarsmak. Bizim azmimizi ve özgüvenimizi
sarsamazlar. Çünkü bizim azmimizin, özgüvenimizin kaynağı, onbinlerce kilometre
ötede Myanmarda şehit düşüp orada son nefesini verirken dahi Türkiyeyle bağını
koparmayan o şehitlerin manevi gücünden gelir. Bizim azmimize ne kadar
saldırılırsa saldırılsın, bir an bile herhangi bir sarsıntı geçirmez. Bunu da
herkesin böyle bilmesi lazım dedi.
-Somali Ziyareti-
Geçen sene Başbakan Recep Tayyip Erdoğanla katıldıkları Somali ziyaretinin
Afrikada bir efsane haline geldiğini belirten Davutoğlu şunları kaydetti:
Afrikada, hala Türklerin Somaliye gidişi, Somalinin ve Afrikanın
kaderini değiştiren bir adım diye anılıyor. Şu anda Somalide tam kapasite
çalışan tek büyükelçilik bizim büyükelçiliğimiz. O büyükelçi, benim üniversite
yıllarından beri arkadaşımdır. 1 yıl içinde Somaliye ne söz verdiysem hepsi
yapıldı. Hiçbir şey boş bırakılmadı. Sayın Bekir Bozdağ, Başbakanımızın
talimatıyla memleketi Yozgata gider gibi Somaliye gidiyor. Somaliye tek uçuş
kapısı, Türk Hava Yollarının Somaliye başlattığı uçuşudur.
Bayramlaşmanın ardından Bakan Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu, Vali Aydın
Nezih Doğan ve eşi Hatice Doğan ile birlikte Konya Huzurevine geçerek burada
kalan yaşlılarla bayramlaştı.
Bakan Davutoğlu daha sonra Vali Necati Çetinkaya Kız Yurdunu ziyaret ederek
yurtta kalan kızlarla sohbet etti.
Muhabir: Muzaffer Çağlıyaner / Rıfat Yerlikaya
Yayıncı: Mürsel Çetin