MANİSA (A.A) - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün dünyada,
Türkiye gündeme gelmeden tartışılabilen bir tek uluslararası meselenin
kalmadığını belirterek, AB yolumuzu açarsa başımızın üstünde, stratejik
hedefimizdir, devam ederiz; açmazsa, onlar yoluna, biz yolumuza. Herkes nereye
gidecek göreceğiz dedi.
Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile katıldığı AK Parti Genel
Merkez Teşkilat Başkanlığı tarafından Salihli ilçesinde bir otelde düzenlenen
Manisa Teşkilat İçi Eğitim Programında yaptığı konuşmada, Türkiyenin son 10
yılda yaşadığı hücre yenilenmesinin dış politika ve ekonomi boyutlarının
birbirleriyle bağlantılı olduğunu söyledi.
Gayrı Safi Milli Hasılanın (GSMH), son 10 yılda 4 kat artığına dikkati çeken
Davutoğlu, bu süreçte Türkiyenin büyük petrol ya da doğalgaz rezervleri
bulmadığını, ancak kendi insanındaki cevheri harekete geçirdiğini ifade etti.
Davutoğlu, etkili dış politikanın, ancak sağlam temeller üzerinde
yükselebileceğini dile getirerek, şöyle konuştu:
Bir kıyas yaptım, 2002de, Türkiye o günlerde şöyle görünüyordu, pazusu
kuvvetli... Evet bu coğrafyada bu önemli, ama midesi çok zayıf. Yani ekonomisi
zayıf. O pazuyu desteklemek için dış yardım almaya başlarsınız o zaman. Dış
politikanız, dışa bağımlı olur. (Bugün) Birileri sizi one minute sebebiyle
insansız hava araçlarıyla tehdit ederse kendi insansız aracımızı yapma kararı
alacak durumdayız. Şimdi bize kimse herhangi bir dış politika dikte edebilir
mi-
Türkiyenin, bir dönem midesi gibi stratejik düşünce kabiliyetinin de zayıf
olduğunu belirten Davutoğlu, Bugün dünyada Türkiye gündeme gelmeden
tartışılabilen bir tek uluslararası mesele kalmadı. Biz dünyanın neresinde olursa
olsun, insani bir mesele söz konusu olduğunda, tereddüt etmeden harekete geçer ve
Türkiyenin öncülüğünü sağlarız dedi.
-İlk 10 ekonomi arasına girmek için-
Bakan Davutoğlu, dış politikadaki başarıların, iç siyasetteki özgüvenin
parçası olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
Meselemiz, gönülden gönüle konuşma kabiliyetini kaybetmemek. Biz bunları
söylediğimzde, yaftalamalar başlıyor. Eğer 2023te ilk 10 ekonomi arasında
olacaksak, etrafımızdaki sınır duvarlarını aşmalıyız. Tarihdaşlarımızla
buluşmamız niçin lazım- Eğer biz 10 ekonomi arasına gireceksek ve geride kalan 9
ülke Türkiyenin 7-10 misli büyüklükte ise biz bunların arasından nasıl
sıyrılacağız- Yapmamız gereken şey, Türkiyenin etrafındaki sınırları duvar
olmaktan çıkarmak. Türkiye, kendi hinterlandı (art bölgesi) ile bütünleşmeli.
Dış politikada, bu yaklaşımla hareket ettiklerini ve 64 ülke ile vizelerin
kaldırıldığını söyleyen Davutoğlu, Türk insanının ne kadar çok hareket ederse o
kadar değer üreteceğini ve ilk 10 yarışında rakipleri ile arasındaki farkı
ancak bu şekilde kapatabileceğini kaydetti.
Davutoğlu, gelinen rokta itibariyle Türkiyenin dünyada en yoğun şekilde
temsil edilen 9. ülke olduğunu, gelecek yıl açılacak büyükelçilikler ve
temsilciliklerle Türkiyenin bu alanda ilk 5te yer almayı hedeflediğini
belirtti.
-İsrailin özür dilemesi-
Davutoğlu, 3 yıl önce Mavi Marmara saldırısına ilişkin Türkiyeden özür
dilemesine değinerek, saldırı olduğunda Brezilyada bulunduğunu ve derhal BM
Güvenlik Konseyi ile görüşmek üzere New Yorka gitme kararı alındığını anlattı.
Türkiyenin, olayın ardından öne sürdüğü şartları açıklamasının ardından,
bazı çevrelerin Türkiyeye bedel ödetirler şeklinde açıklamalar yaptığını
hatırlatan Davutoğlu, bu noktada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın, Davos dönüşü
söylediği Artık Türkiye Cumhuriyeti, şu ülkeyi kaybedersek ne olur diye
düşünmeyecek, başka ülkeler, Türkiyeyi kaybedersek ne oluruz diye
düşünecekler cümlesinin, dış politika açısından söylenen en anlamlı ve veciz
söz olarak değerlendirdiğini kaydetti.
Davutoğlu, Türkiyenin bu coğrafyada her zaman var olacağını belirterek,
Biz hep var olacağız, başkaları düşünsün. AB yolumuzu açarsa başımızın üstünde,
stratejik hedefimizdir, devam ederiz. Açmazsa, onlar yoluna, biz yolumuza. Herkes
nereye gidecek göreceğiz dedi.
-Saldırının ardından geçen 3 yıllık süreç-
Mavi Marmara olayının ardından İsrailin tarihte ilk kez BM Güvenlik
Konseyi tarafından kınandığına dikkati çeken Davutoğlu, özür, tazminat ve
ambargonun kaldırılması şartlarından geri adım atılması için 3 yıl boyunca çok
sayıda arabulucunun kendilerini aradığını, ancak Türkiyenin şartlarından taviz
vermediğini söyledi.
Davutoğlu arabulucuların kendilerine özür (apology) kelimesi şart mı,
yerine üzgünüz (regret) ifadesi kullanılamaz mı gibi telkinlerde bulunduklarını
anlatarak, Bizim için herkes eşittir. Hiçbir milleti diğerinden üstün ya da
kötü görmeyiz. Onlar da eşit olduklarını ve özür dilemeyi bilecekler. Türkiyenin
tazminatlardan gelecek paraya ihtiyacı yok. Burada önemli olan, tazminatla bir
bedel ödetilmesidir dedi.
İsrailin özür açıklamasına ilişkin müzakerelerin 10 gün sürdüğünü kaydeden
Davutoğlu, kendilerini süreç içinde eleştiren CHP ve MHP liderlerinin, İsrailin
özür dilemesinin ardından hiç bir yorum yapmadıklarına işaret etti.
Davutoğlu, bu konuda muhalefet partilerini eleştirerek, şunları söyledi:
Çünkü, onlar milletle sevinmeyi bilmezler, milletle üzülmeyi bilmezler.
Milletle olan bağları seçimden seçime oy istemeye bağlı. CHP, tek birşey
söyleyemedi, kötü de iyi de diyemedi. Tekrar bir gensoru daha verdiler bana.
Allahın huzuruna mazlumların duasıyla ve göğsümde gensoru madalyalarımla
gideceğim. Kötülerin defterinde adı olmayanın, Rahmanın defterinde de adı olmaz.
Eğer milletin onur duyduğu şeylerle ilgili siyasi partiler sessiz kalıyorlarsa,
bir hissiyat boşluğu var.
(sürecek)
Muhabir: Senem Yazıcı / Ufuk Kırabalı
Yayıncı: Ömer Erim Baştimar