Ağız boşluğunun hem yumuşak hem sert dokuları birlikte barındırması, tükürük sıvısı ve dış ortama açık olması nedeniyle farklı mikroorganizmalar içeriyor. Ağız mikroorganizmaları, yaralanmalar, dişeti hastalıkları ya da ağız yumuşak doku enfeksiyonları ile genel dolaşıma girerek hastalıklara zemin hazırlayabiliyor.

A + Diş Kliniği Periodontoloji Uzmanı Dr. Dt. Hakan Bayındır, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de periodontal hastalık görülme sıklığının yüzde 90'ları bulduğunu dile getirdi. Ağız sağlığının kötü, dişeti sorunlarının ilerlemiş olduğu durumlarda insan vücudunun diğer organlarının da etkilenmesi, bakteri yükü ve çeşitliliği sebebiyle son derece doğal bir sonuç olduğunu vurgulayan Bayındır, "Bakteriler ve ürünleri kan dolaşımı ile (bakteriyemi), serbest olarak ya da savunma hücrelerinin içerisinde vücudumuzdaki diğer organlara taşınabiliyorlar." dedi.

Enfeksiyon durumlarında diş başına düşen bakteri yükünün 10 binden 100 milyona çıktığına işaret eden Bayındır, şunları kaydetti: "İlerlemiş periodontal sorunlar sonucu olarak kan hücreleri de etkilenmektedir. Kalp hastalıkları, eklem hastalıkları, tüberküloz, hepatit gibi hastalıkların habercisi olabilen yüksek sedimantasyon (alyuvar çökme hızı) ilerlemiş periodontal hastalık sonucunda da görülebilmektedir. Diş taşları temizliği ve dişeti tedavisinin ardından sedimantasyon normal sınırlarına gelebilmektedir. Özellikle bakteriler tarafından oluşturulan enfeksiyonlar sonucunda ciğerlerin iltihaplanması olarak görülen pnömoni vakalarında da periodontal hastalıkların etken bakterilerin varlıkları gösterilmiştir. Ayrıca KOAH (Kronik obstrüktif akciğer hastalığı) da ve periodontal hastalıklarda da benzer bakteriyel cevap ve yoğunluğun olduğu da tespit edilmiştir." CİHAN