ANTALYA (A.A) - Süleyman Elçin - Psikofarmakoloji Derneği
Yürütme Kurulu Üyesi ve Gaziantep Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Savaş, İntiharı aşağılamak,
dışlamak, intiharla ilgili tedbirleri almayı güçleştiren bir yaklaşımdır dedi.
Antalyada düzenlenen Psikofarmakoloji Tedavi Güncellemesi Toplantısına
katılan ve Journal of Mood Disorders isimli uluslararası bilimsel derginin
yayın yönetmenliğini de yapan Savaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, intiharın
önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
İnsanların önemli kısmının hayatlarının bir döneminde psikiyatrik hastalık
yaşadığını vurgulayan Savaş, bu hastalığı yaşayanların intihar riskinin olduğunu
ifade etti. Depresyon hastalığının yüzde 20 civarında yaygınlık gösterdiğine
dikkati çeken Savaş, bu durumun sokaktaki her 5 kişiden birinin hayatı boyunca en
az bir defa depresyon yaşayacağı anlamına geldiğini kaydetti.
-Depresyon kadınlarda daha fazla görülüyor-
Depresyonun kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görüldüğüne işaret
eden Savaş, depresyona girenlerin yüzde 60-70inin intihar düşüncesi içine de
girdiğini vurguladı. Bu durumun her 100 kişiden 12 ya da 14ünün hayatı boyunca
bir kez intihar etmeyi düşündüğü anlamına geldiğini dile getiren Savaş,
Özellikle depresyon, şizofreni, alkol, madde kullanım bozukluklarında, kişilik
bozukluklarında intihar davranışı çok yaygın ortaya çıkıyor dedi.
İntiharın bir hastalığın belirtisi ya da parçası olabileceğini anlatan
Savaş, İntihar hastalığın işleyişinin bir mekanizması. İntiharı aşağılamak,
dışlamak, intiharla ilgili tedbirleri almayı güçleştiren bir yaklaşımdır.
İntiharla ilgili her şey bastırılması gereken bir şeymiş gibi bahsedilmesi
yanlış. İnsanların yüzde 60-70i intiharı düşünüyor ve bunlarından da yüzde
10-15i bu eylemi gerçekleştiriyor. Yani karşımızda gördüğümüz her depresyon
hastasından yüzde 15i hayatını intihar ederek sonlandıracak diye konuştu.
-Depresyondakilere gereken önem verilmiyor-
Savaş, kalp krizi geçiren hastanın ölüm riskinin yüzde 30 olduğuna dikkati
çekerek, şöyle konuştu:
Toplum olarak kalp krizine gereken önemi veriyoruz. Acil servise kalp
krizi geçiren bir hasta geldiği zaman diğer hastalar kenara çekiliyor.
Depresyondaki bir kişinin intihardan ölme riski yüzde 15 civarında. Acaba neden
depresyondaki hastaya müdahalemiz kalp krizi geçirene yaptığımız müdahalenin
yarısı kadar olmuyor- Çoğu zaman umursanmıyor. Kafanı yorma, boş ver geçer
gibi o hastaya hiç katkısı olmayacak, olmadık tavsiyelerde bulunuyoruz. Halbuki
kişi depresyonda, tedavi etsek iyileşecek. İntiharın kötülüğü ile ilgili bir şey
anlatmak, intihar düşüncesinin kötülüğü ile ilgili bir şey anlatmak da çok
saçma.
Çevresindekinin depresyon geçirdiğini tahmin eden bir kişinin intihar ile
ilgili düşüncelerini sorgulaması gerektiğini anlatan Savaş, Depresyona
zamanında müdahale edilirse, intihar gibi ciddi sonuçlar doğurabilecek durumlar
ortadan kalkabilir. Bir kişi intihar girişiminde bulunmuşsa yeniden intihar etme
olasılığı yüksektir. İntihar davranışında bulunan bir kişi bir başkasını da
öldürebilir. İntihar ile öldürme arasında bir ilişki var diye konuştu.
Savaş, intihar girişiminde bulunan bir kişiye kişilik bozukluğu, tuhaf ve
uyumsuz gibi düşüncelerle bakmak yerine bunun bir psikiyatrik hastalığa işaret
olduğunu düşünüp tedavi etmek gerektiğini dile getirerek, madde kullanımı ve
şizofreninin yüzde 10-15 oranında intihara yol açan hastalıklar olduğunu ifade
etti.
Hiçbir hastalık olmaksızın yaşanan intiharların çok istisnai olduğuna
dikkati çeken Savaş, intiharların ardında çok yüksek oranda psikiyatrik bir
hastalık olduğunu, doğru müdahalenin hayat kurtarabileceğini sözlerine ekledi.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu